Türkiye S-400 alacak mı?

ABD’nin Türkiye’ye muhtemel Patriot hava ve füze savunma sistemi satışı için yeşil ışık yakması ister istemez Rus S-400 füzelerinin geleceği konusunda tartışma yarattı.

Türkiye ile Rusya geçen yılın sonunda dört bataryadan oluşan iki adet S-400 hava savunma siteminin satışı konusunda anlaşma imzalamış, Ankara iki buçuk milyar dolar değerindeki füzeler için -resmi olmayan haberlere göre- 100 milyon dolar ön ödemede bulunmuştu.

Hem ABD’nin hem de NATO’nun Türkiye’nin Rusya’dan hava savunma sistemleri almasına ısrarla karşı çıktığı sır değil. Eğer S-400 satışı gerçekleşirse -Yunanistan’ın Girit’e yerleştirdiği S-300’ler hesaba katılmazsa- ilk kez bir NATO üyesi ülke Rus füzelerini kullanmaya başlayacak.

Batılı sözcüler, Türk ordusuna S-400 teslim edilmesinin bir dizi teknik soruna yol açacağını ve NATO sistemleriyle entegre edilemeyeceğini söylüyor. Sorunların başında Rus sistemlerinin NATO silahlarını ve uçaklarını “düşman” olarak tanımlaması geliyor. Bu nedenle füzelerin orijinal dost-düşman tanıma sistemlerinin değiştirilerek uyumlandırılması gerekiyor. Diğer yandan, Türkiye’nin bu füzeleri nereden gelecek saldırıya karşı kullanmak istediği de ayrı bir polemik yaratıyor.

Rusya’dan füze alımı, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türkiye ile Batı, özellikle ABD arasındaki ilişkilerin gerginleştiği ve Ankara’nın eksen değiştirmeye başladığı iddiasının ortaya atıldığı bir dönemde gündeme geldi. Aslında Türkiye füzeler için önce Washington’ın kapısı çaldı, olumlu yanıt alamayınca Moskova’ya yöneldi ve imzalar atıldı. Ardından,Türk-Amerikan hattında uzun süre egemen olan kriz havası ekim ayında rahip Andrew Brunson’ın iade edilmesinden sonra dağılma sürecine girdi ve ilişkilerde nispi bir iyileşme başladı.

ABD’nin şimdiye kadar ayak dirediği Patriot füzelerinin satışında geçen hafta aniden “u dönüşü” yapması nedeniyle kritik bir soru gündeme geldi: Türkiye ön ödemede bulunduğu Rus füzelerinin alımından son anda vazgeçecek mi? Önceleri, Türkiye’nin S-400’leri, hava savunma sistemleri satmak istemeyen ABD’ye baskı yapmak amacıyla koz olarak kullandığı düşünülüyordu ama geçen yıl Moskova ile imzaların atılmasından sonra Ankara dönüşü zor bir yola girdi. Üretimine başlanan füzelerin 2020 yılında, yani sadece bir yıl sonra teslim edilmesi planlanıyor. Pozisyon değiştiren ABD ise, üç buçuk milyar dolar değerindeki Patriot’ları alabilmesi için S-400’lerden vazgeçmesi gerektiği konusunda Ankara’ya baskı yapıyor.

Türkiye ile Rusya 2015 yılında yaşanan “uçak krizi”nin ardından buzları eritti ve özellikle Suriye’de ortak hareket etmeye başladı. İş birliği taktik nedenlere dayanıyor ve geçici nitelik taşıyor görünse de iki ülkenin şu anda birbirine ihtiyacı var. Türkiye’nin ön ödemesini yaptığı S-400 füzelerden apar topar vazgeçmesi kaçınılmaz olarak Batı’nın baskısına boyun eğmesi, aynı zamanda yeniden Batı eksenine dönmesi olarak yorumlanacak.

Elbette her ülke çıkarları neyi gerektiriyorsa öyle davranır ama daha önce ABD’nin baskısı sonucu Çin füzelerinden vazgeçen Türkiye’nin şimdi benzer bir geri adımı Rus füzeleri için atması objektif koşullar nedeniyle zor görünüyor. Böyle bir sürpriz gelişmenin “uçak krizi”nin yol açtığı hasarı ve güven bunalımını yeni yeni atlatmaya başlayan Türk-Rus ilişkilerine olumsuz yansımaları olmaması neredeyse olanaksız. Rusya’nın, kendisini uluslararası kamuoyu önünde de zor duruma düşürecek böyle bir gelişmeyi sıradan bir silah satışının iptali olarak görmeyeceği ve tavır alacağı açık. Bütün bu gerekçeler bir yana, ABD’den farklı olarak Rusya teknoloji transferi ve ortak üretim konularına kapıyı kapatmıyor ki, bu Ankara için en önemli koşullarının başında geliyor.

Kaynak: Medya Günlüğü

DünyaRusya

Bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve Ajans Kafkas'ın editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Diğer Köşe Yazıları