Abdülkadir Hoca’nın ardından
Abdülkadir hoca vefat edeli bir yıl oldu. Allah cennetinde kavuştursun, bize de onun gibi yaşamayı nasip eylesin.
Kadir hocayı son yıllarda tanımıştım. Vakıf meseleleri için devamlı arar her konuda danışırdım. Abdülkadir hocanın kişiliğini örnek alır, sohbetine doyamaz, sağ duyusuna hayran kalırdım. Abdülkadir hoca aramızdan ayrılalı bir koca yıl oldu. Ondan geriye Kafkasya’ya dair hatıraları kaldı.
Abdülkadir hocayı çok geç tanıdım ama yakından tanıdığımı düşünüyorum. 2021 yılının yaz ayları Abdülkadir hoca ile beraber dolu dolu geçmişti. Eyüp’te bir mescitte görevliydi. Boşluk buldukça Fatih’e gelir, müsait oldukça mutlaka vakfa uğrardı. Namaz aralarında yapardı çoğu ziyaretini.
Devamlı tebliğ faaliyeti içindeydi. Haftalık videolar çekiyor, insanlara, halkına her zaman fedakarca hizmet etmeye çalışıyordu. Adıgece çektiği video ve ses kayıtlarını dünyanın birçok yerine ulaştırıyordu. Ürdün’den Amerika’ya, Kafkasya’dan Türkiye’ye birçok takipçisi vardı. Adıgey’den çok olumlu dönüşler aldığını söylüyor, bu dönüşlerin etkisiyle ve ömrünü vakfettiği dava bilinci ile haftalık çekimlerine devam ediyordu.
Haftalık yayınladığı videolarla ilgili konuşurken, “Acaba okuyan takip eden oluyor mu diye kendi kendine soruyorum Veysel.” demişti bir kere. Ben de “Haftalık mesajlarınızı ilgi ile takip ettiğim tek ilahiyatçısınız” diye espri yapmıştım. Ona çok gülmüştü. Mekanı cennet makamı ali olsun.
“Hocam vakfa gelin buyurun, burada çekin videolarınızı” demiştim. Bazı videolarını vakfa gelip çekmişti. Asıl amacım onun Kafkasya anılarını kayda almaktı. Ama olmadı, ihmal ettik, bazı şeyleri ihmal etmemek gerektiğinin de dersini vermiş oldu. Bu değerli hatıraları da kendisi ile götürdü.
Yazın çocuklara Adıgece kuran kursu açacaktık. Onu da uzun uzadıya konuştuk; o da olmadı, yapamadık. Birlikte hayalini kurduğumuz ama yapamadığımız işlerin yükü hala omuzlarımızda.
Kafkasya’da çektiği zorlukları o kadar naif anlatırdı ki, sanki hiç olumsuz bir şey yaşamamış gibiydi. Oysa Kafkasya’da çok büyük zorluklar çekmişti. Hepsini hatırlayamadığım, burada yazmakla bitmeyecek zor günler geçirmişti. O zor günlerin yetiştirdiği ismi bilinmeyen kahramanlardandı. Abdülkadir hoca vefat etti… Kafkasya davası, fedakar bir yiğidini kaybedeli tam bir yıl oldu.
Vakfa uğradığı vakitlerde Kafkasya ile ilgili anılarını saatlerce dinlerdim. Her geldiğinde de ayrı bir lezzet alırdım. Vakfa gediğinde alt katta Cehdi abinin (Nogaylaroğlu) ofisini de ziyaret ederdik. Kafkasya’da yaptığı hizmetleri anlatırken aslında hep bir mesaj veriyordu. Çocuklarla iletişimi çok iyiymiş. Dini eğitim ve öğretim metodu çok verimli olmuş. Zamanı iyi okumuş ve dini güzel anlatmış. Hasılı bence çok yüksek şecaatli bir hocaydı. Cehdi abi ile konuşurken de hep taktir ederdi. Çocuklarla kurduğu diyalog ve öğretme metodunu Cehdi abi ile pür dikkat dinlerdik. Cehdi abi de “Helal olsun sana, keşke bu metot tüm Kafkasya’da uygulansaydı. Şu anki durum daha farklı olacaktı.” derdi.
Kafkasya ilgili okumalar yaparken, 20. yüzyılın başlarında Düzce’den Kafkasya’ya dini eğitim vermek için giden hocalara gıpta ile bakardım. Kadir hocayı tanıyınca, “100 yıl önceye gitmeye gerek yok, kanlı canlı fedakar Kafkasyalı Kadir var Veysel” derdim.
İstanbul’dan Tokat’a yerleşecekti artık. Köyünü ve oradaki çevresini özlemişti. Tokat’a gitmeden de araba alıp gidecekti. Sanki her şeyi görüyor, ihtiyaçlarını tamamlıyor da öyle hareket ediyordu.
Tokat’a geçtiğinde ara ara telefonla görüşürdük. Yeni bir göreve başlamıştı. Çok heyecanlı olduğunu dile getirdi hep. Evini daha taşımamıştı. Çalıştığı yerde kalıyordu. Hocam zor olmuyor mu diye sorduğumda da “Ooo Veysel bu bir şey mi? Bunlar zorluk değil.” derdi. Adıgey’de çektiği zorlukları anlatırdı.
“Bakalım gençliğe, Müslümanlığa bir katkımız olursa ne mutlu” derdi Tokat’taki yeni görevi için. Her konuşması, sohbeti örnek alınacaktı aslında. Her zaman iyilik peşinde ve bir şeyler öğretme derdindeydi.
Bir gün vakıf arşivinde bir kayıt buldum. 2000 yılına ait. Kafkasyalı çocuklara din eğitimi veriyor ve alfabeyi bitiren her çocuğun evini ziyaret ediyordu Kadir hoca. Çocukları tek tek onore ediyordu yani. O videoyu izleyince çok sevinmişti. 20 yıl olmuştu. Kafkasya değişmişti, talebeleri büyümüştü.
O videoyu Kafkasya’ya da iletti. O videoyu izleyenler çok etkilenmişti. Bu durumu hevesle anlatırdı, Kafkasyalı eski öğrencilerinin de o günleri mutlulukla anması onu çok sevindirmişti. Şimdi Abdülkadir hocadan geriye o güzel hatıralar kaldı.
Kafkasyalı muhacirler için çok emek harcardı. Namaz aralarında muhacirlerin dertleri ile ilgilenirdi. Muhacir çocuklara devamlı zeka oyunları içerikli oyuncaklar alırdı. Yetim çocuklara bu gibi faydalı hediyeler almak lazım derdi. “Veysel, bunları gel dağıtalım, çocukları sevindirelim.” derdi. İyi yürekli güzel bir eğitimciydi. Hayatını inandığı değerler için vakfetmişti.
Tokat’a taşınmadan bir gün önce En son 5 Aralık 2021’de görüştük. Yine güler yüzü ile vakfa gelmişti. O akşam da vakıfta Kafkasya Okumaları vardı. “Hocam okumalara da bir selam verin” diye rica ettim. Kafkasya’da gördüklerini, yaşadıklarını ve dini atmosferi güzel yüreğiyle anlatmıştı. Herkesin gözü kulağı heyecanla Abdülkadir hocadaydı.
O ortamda kısacık bir vakitte okumalar atölyesine katılan arkadaşlara hemen sevdirmişti kendisini. Hoş sohbeti gönülleri çelmişti. Çoğu arkadaşımız o kısa vakitte Abdülkadir hocayı tanıdığına çok memnun oldu ve vefatından sonra hayır dualarıyla andı kendisini.
Vefat haberini aldığım gün de yine okumalar vardı. Haber verip de üzmeyeyim arkadaşları, okuma bitsin öyle haber ederim dedim. Bütün arkadaşlar haberin etkisi ile büyük bir şok yaşadı. Vakıftaki herkes donakaldı.
Duasını dilinden ve samimiyetini yüreğinden hiç eksik etmezdi. O geleceği zaman vakıfta heyecanlanırdım. İçimden hep “Hocam sizi çok örnek alıyorum.” derdim. Örnek aldığım bir yürek toprak olmuştu artık.
Abdülkadir hoca vefat etti. Onsuz koca bir yıl oldu. Bir gün yolunuz Tokat Erbaa’ya düşerse Kozlu köyünde dedesi İbrahim’in baş ucunda yatıyor.
Salih bir Müslüman, değerli bir hoca, fedakar bir Kafkasyalı, iyi bir abi idi… Duasını dilinden, samimiyetini yüreğinden hiç eksik etmezdi. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun.