Kuzey Kafkaslarda Rusya’nın sinsi planı

Bir yıla yakın bir süredir birbirine sınır iki cumhuriyet Çeçenistan ile İnguşetya arasında devam eden sınır gerilimi İnguşetya liderleri Yunus Bek Yevkurov’un yaptığı gizli anlaşmanın ortaya çıkmasıyla zirveye çıktı.

Ancak bu anlaşmanın perde arkasında Rusya’nın müdahalesi ve bölgedeki siyasi sınırları dizayn etme çabası yatıyor.

Dünyanın dört bir yanında güç, iktidar, menfaat eksenli siyasi manevraların halkları sömürü kıskacına aldığı senaryoların neticelerini görüyoruz. Venezuela, Suriye, Yemen, Sudan, Pakistan, Hindistan’da patlak veren krizler küresel emperyalizmin dikkat çeken siyasi krizleri olsa da Kuzey Kafkasya’da gözlerden uzak bir başka kriz yaşanıyor. Bu saydığımız krizler ABD’nin işgal ve sömürü planlarıyla patlak verse de, genelini Kuzey Kafkasya olarak nitelendirdiğimiz, Çeçeniştan ve İnguşetya’yı içine alan bölgede yaşanan krizin arka yüzünde adım adım Rusya’nın gizli ajandası işliyor. Üstelik bu ajandanın somut adımları göz önüne alındığında sosyalist Rusya’nın politikaları emperyalist ABD’nin sömürü politikalarından farklı bir görüntü çizmiyor.

KUKLA YÖNETİMLER HALKA İHANET EDİYOR

Kafkasları kendi hegemonyası altında tutmak için bölgedeki irili ufaklı cumhuriyetlerin yönetim kadrosunu adeta kendisi tayin eden Rusya’nın güdümündeki kukla yöneticiler yeri geldiğinde kendi koltuklarını korumak uğruna halkının menfaatlerini ve iradesini bir kenara atarak karar alabiliyor.

Bunun son örneğini ise son günlerde İnguşetya’da toprak kaybına yol açan gizli kapaklı anlaşmanın doğurduğu krizinde gördük. Zira Rusya’dan onay almadan iktidara gelinmesine mümkün gözüyle bakılmayan İnguşetya’nın atanmış Cumhurbaşkanı Yunus Bek Yevkurov’un ülkesinin topraklarının yüzde 10’unu kapalı kapılar ardında halkının gözünden kaçırarak yine yöneticileri Rusya’nın güdümündeki bir başka ülke olan Çeçenistan’a bıraktığı belirtiliyor.

TOPRAK ANLAŞMASI GERİLİMİ

Yerel kaynakların teyit ettiği bu bilgi zaten ülkede halkı ayaklandırmış durumda. Günlerdir İnguş halkı sokaklarda Yevkurov yönetiminin gitmesi için protestolar düzenliyor.

Müslüman bir nüfusa sahip ülkede nüfusun yüzde 99’u ifşa olan hukuki hiçbir altyapısı olmayan, keyfi ve Rusya ile işbirlikçi bu anlaşmaya itirazlarını, kalabalık gruplar halinde şehir meydanlarına çıkarak dile getiriyor.

Ancak halkın haklı itirazına kulaklarını tıkayan İnguşetya yönetimi güvenlik birimleri, kullandığı orantısız güçle kalabalıkları susturmaya ve dağıtmaya çalışıyor. Her yeni gün bölgeden gelen polis şiddeti görüntüleri adeta Rusya kuklası konumundaki yönetimin bir diktaya dönüştüğünün ispatı niteliğinde…

Bölgeden gelen son görüntülerde yönetim protestolar esnasında etraftaki binalara diktiği keskin nişancılarla halkına namlu doğrulttu. Bu görüntüler yetmezmiş gibi İnguşetya Cumhurbaşkanının Moskova’ya yazdığı dilekçede bölgedeki cumhuriyetleri birleştirerek tek merkezden yönetilmesinin Rusya açısından daha kolay olacağı yönünde kendisini ve halkını küçük düşürücü ifadeler kullandığı belirtiliyor.

RUSYA’NIN BÖLGEDEKİ PLANI NE?

Bugün bardağı taşıran son damla kıvamındaki bu kriz aslında son bir yılın biriktirdiği stresi dışarı vuruyor. Öyle ki Rusya’nın Kuzey Kafkasya’da sessiz sedasız oynadığı oyun halkları kardeş iki cumhuriyeti Çeçenistan ve İnguşetya’yı karşı karşıya getiriyor.

Çünkü uzmanlara göre bugün Çeçen veya İnguş olarak adlandırılan bu halkların aslında bir tek adı bulunuyor: Vaynaklar… Son dönemde bu iki halkın bir ayrışmanın ürünü olarak tarihsel bir kökeni olmayan iki isimle adlandırılmasından, Rusya’nın bölgede uyguladığı politikanın geçmişten günümüze böl-parçala-yönet olduğunu rahatlıkla anlayabiliriz.

Bugüne geldiğimizde Rusya’nın amacı, 7 ayrı cumhuriyetten oluşan bölgeyi 2 federe yapıya büründürerek kendi belirlediği yönetimler eliyle kontrolünde tutmak ve bölgeyi perde gerisinden istediği gibi yönetmek. Bugün İnguşetya’da ortaya çıkan toprak anlaşması adımının bu planın bir parçası olduğu ise apaçık gözlemleniyor.

Halkın onayını almadan toprak değişimi yapılamaz yönündeki kanunlarına rağmen ortaya çıkan bu anlaşmayla ilgili bölge insanının Rusya’da açtığı davanın sonuçsuz kalması bu sır gibi saklanan planın alttan alta işlediğini gösteriyor.

İNGUŞETYA’YI HARİTADAN SİLECEKLER

Bölge insanı tüm bu sürecin sonunda bir cumhuriyetin yani İnguşetya’nın tamamen haritadan silineceği görüşünde. Rusya süreci istediği gibi yönetebilirlerse buradaki toprakların bir kısmını Hıristiyanlara (Osetya) ve geriye kalan kısmını ise Çeçenistan’a vererek İnguşetya’nın mevcut sınırlarını tanınmaz hale getirecek. Çünkü İnguşetya yukarıda bahsettiğimiz 7 cumhuriyetin doldurduğu haritanın tam orta yerinde bulunuyor.

PROTESTOLAR BU SÜRECİ DURDURABİLİR Mİ?

Şimdi gelelim bu vahim tablo içerisinde İnguş halkının verdiği mücadeleye… Bu mücadelenin sonuç verebilmesi için Moskova’nın tepkiler karşısında bir korkuya kapılması gerekiyor. Rusya İnguşetya’dan yükselen, halkın yüzde 99’unu kapsayan ortak tepkinin, diğer cumhuriyetlere de sıçrayarak diğer Kafkas halklarının da tepkilerinin doğrudan kendisine yöneleceğini hesap ederse bir ihtimal bu durum caydırıcı olabilir. Ancak bu noktada Rusya, bir başka politik adım artarak öfkesi depreşen halkı teskin etmek için mevcut kukla yönetimi indirip yerine bir başkasını atayabilir. Gelinen konjonktürde İnguş halkı buna da razı olabilir ama topraklarının bir başka ülkeye peşkeş çekilmesine rıza göstermeyeceği ise sürecin en doğal sonucu olarak göze çarpıyor. Zira halkın vermek istediği cevap mealen şöyle: ‘tamam bu toprakları sizin atadığını adamlar eliyle siz yönetiyor olabilirsiniz ama burada her istediğinizi de yaptırmayız’

Kaynak: Diriliş Postası

Yazarın görüşleri AjansKafkas’ın editöryal politikasını yansıtmamaktadır