Dağıstan’ın ortak dili Avarca mı olacak?
Cumhuriyette onlarca dilin ortak bir dilde birleştirilmesi tartışılıyor.
Dağıstan öylesine ilginç bir mozaik ki, Dağıstanlının gurur duyduğu birçok şey onun zayıflığı ve hatta laneti olabilir. Ya da tam tersi: Dağıstan’ın zayıflığı olarak kabul edilen pek çok şey Dağlar Ülkesinin çocukları için gurur kaynağı olabilir.
Dağıstan’da çok dillilik: Gurur mu lanet mi?
Dağıstan kültürünün en girift ve belirsiz yanlarından biri, inanılmaz derecedeki çok dilliliği. Öyle ki Dağıstan’da resmi yazı dili olan 14 halk var.
Buna SSCB’nin yıkılmasıyla ancak yazı dili oluşmaya başlayan diğer halkları da dahil edersek 50 sayısına ulaşırız. Bu sayının içinde, yalnızca tek bir köyde kullanılan diller de yer alıyor: Arçin, Ginuh, Gunzi ve saire.
Özellikle bu çok dillilik Dağıstan’da ortak dili olan bir millet oluşmasına imkan vermedi. Bazı uzmanlara göre, bu durum geçmişte Dağıstan için gerçek bir bela oldu.
Dağıstan’da ortak bir dil olsaydı, Dağıstanlılar bölgede büyük, güçlü bir devlet kurabilir, belki de Ermenistan ve Gürcistan’ı aşarak Pers İmparatorluğu ile mücadele edebilirdi.
Bugünse ortak bir dil olmayışı, az nüfuslu halkları dilleriyle beraber yok oluşa sürüklüyor.
Çeçenya örneği
Aslında, bu dillerde bilim ve siyasetin gelişmemesi onları yok olma sınırına getiriyor. Bunun çarpıcı zıt örneği Çeçenya. Çeçence buradaki tek dil haline geldi. Devlet dairelerinin, camilerin, haber programlarının dili oldu.
Çeçence modern toplumla birlikte hızla gelişiyor, siyasi, ekonomik, bilimsel yeni kavramlara Çeçence karşılıklar üretiyor.
Dağıstan dilleri ise yakında Kafkasya haritasından yok olmaya doğru gidiyor. Bazı halklarda anadili bilme seviyesi felaket durumda. Bu dillerin modern yaşamla arasındaki kopukluk gerçek bir kabus.
Aslında Dağıstan dilleri, tarım çağında oluşmuş, tarım ve köy yaşamıyla ilgili çok sayıda kelime içeren, ancak günümüzde siyaset, ticaret, bilim ve bilgi teknolojisinde karşılıklarını bulamamış olan dil enkazlarıdır.
Dağıstan’daki vaziyet, derin bir dil reformunun vaktinin çoktan geldiğini haykırıyor. Birçok dilbilimciye göre, ortak bir Dağıstan dili oluşturulması konusunda iradeli bir adım ve karar olmadan Dağıstan toplumu kendi kimliğini koruyamaz. Komşu halklarla tarihi rekabete de dayanamaz. Bu durumda uzmanlar ve sivil toplumcular Dağıstan dilleriyle ilgili farklı dil modelleri dile getiriyor.
1. Model: Dillerin iç içe geçmesi
Bu modeli Güney Dağıstan aktivistleri geliştiriyor. Yerel dillerin aşınması, kelimelerin yitirilmesi durumunda, bu yitirilen kelimelerin Güney Dağıstan dillerinden birinden diğerine alınmasını öneriyorlar.
Örneğin, Lezgi dilinde yitirilen kelimeleri Agul veya Rutul dillerinden almak veya tersi. Ancak bu model bırakın tüm Dağıstan’da, Güney Dağıstan sınırları içinde bile gerçek bir ortak dil oluşturulmasını önermiyor.
2. Model: Kumuk diline geçiş
İkinci modeli Kumuk sivil toplumcular ileri sürüyor. Rusya imparatorluğu Kafkasya’ya girinceye kadar Dağıstan’da halklar arasında anlaşmayı sağlayan dilin Kumukça olduğunu, ovada kullanılmış olması ve diğer Dağıstan dillerine kıyasla daha kolay olmasının Kumukça’ya bu imkanı verdiğini kaydediyorlar.
Ancak Dağıstan halklarının gönüllü olarak Kumukça’ya geçişleri pratikte mümkün değil. Dağıstan’da Kumukça’nın ortak dil olmasını sağlayabilecek siyasi irade mevcut değil.
3. Model: Yeni bir dağ dili
Üçüncü model Dağlık Dağıstan aktivistleri tarafından dile getiriliyor. Onlar cumhuriyetin tüm halklarının ortak bir dil oluşturması gerektiğini iddia ediyor ve bir tür Dağıstan Esperanto’sunu savunuyorlar.
Dağıstan dillerinin tümünden en kolay ve modern dünya için etkili dilsel yapıların alınması öneriliyor. Ancak bunun içinde, Atatürk’ün “yeni” Türkçe için ortaya koyduğuna benzer, sert bir siyasi irade olması lazım.
4. Model: Avarca temelli ortak dil
Dördüncü modelin sahibi Avar aktivistler. Dağıstan’da yaklaşık otuz küçük milletin dağlarda ortak bir dağlı-askeri dilde birleştiğiyle ilgili tecrübenin bulunduğunu iddia ediyorlar.
Avarca’nın edebi şeklinin oluşturulmasına temel olarak kullanılan bu dil bu dil “Bol Mats” adını taşıyor. Avarca temelli ortak dil fikri Dağıstan’ın Sovyetler dönemi liderlerinden Abdurahman Daniyalov’a aitti.
Bugün iktidarda, kendisini Daniyalov’un halefi ve öğrencisi olarak kabul eden Ramazan Abdulatipov’un bulunmasıyla bu fikir daha fazla yeni taraftar buluyor, hatta basında tartışılmaya başlıyor.
Kaynak: OnKavkaz
Çeviri: Ajans Kafkas
Selam, Avar dilinin ismi “Avar BolMatz”, Avar ordu dilidir. Ama Avarlar Kafkaslardaki şimdiki yerlerine 5. yüzyılda kesin olarak yerleşince kuzey güney hattında dağlık bölgelerde nehirlerin batısına doğru yerli halkları savaşarak sürdüler. Avarlar iki büyük kavimdi, Göktürkler ve Sasanilerle savaşıp Aparşahr isimli devleti yıkılarak Dağıstana gelen Avar milleti ve yine Asyada devletleri yıkılıp gelen Akhunlar denilen Warkhon (heftalitler), bunlar dillerini kültürlerini birleştirip Kafkas Avarlarını oluşturdular ve Dağıstanı yurt edindiler. İlk zamanlar çatıştıkları dağlı halklar ile ilişkiler Avarların kurduğu Serir krallığı zamanında normalleştikçe, kuzey Dağıstan ve şimdiki İçkerya boyunca ticari yolları elinde tutan Avarlar ile bu dağlı halklar kaynaşmaya başladı. “Maarulal” yani Dağlarda yaşayanlar anlamında, Dağıstan yerlisi olup ama antlaşma dili olarak Avar Bolmatz dilini konuşan, Avarlar gibi haklara sahip olan, hakları antlaşmalarla Avar devletince korunan bir “ortak medeniyet sahibi” ulus oluştu. Biz şimdi bu “Maarulal” yani Dağlılar demek olan ulusu 3 kavimden oluşmuş görüyoruz, Andiler, Didolar ve Avarlar. “Dağlı” yani “Maarula” ismi bir medeniyet ismi. Bu Avarların Kafkaslara getirdiği askeri, siyasi, dini ve kültürel medeniyettir. Avar dili dağlarda antlaşma diliydi, Avarların koruduğu panayırlara ve ticaret yollarına girişin anahtarı buydu. Yani zaten geçmişte olan birşeydir, ama günümüzde etkisi kuzeyde Çeçenlerde güneyde Dargin, Lak, Arçin,Tsakur halklarında hiç kalmamıştır.
Avarlar kendi dilleri bütün Dağıstan için antlaşma dili olsun demiyor, örneğin Çeçenya gibi, Avarya milli dağ devleti kurulsun, bizimle aynı kaderi paylaşmış batı dağ komşularımız Andiler ve Didolar devletimizin sınırı içinde kalsın ve eskisi gibi Avar Bolmatz antlaşma dilimiz olsun, bu küçük halklarda özlerini korusun diyor. Ve üst kimlik olarak Avar adını değil eskisi gibi “Dağlılar” demek olan “Maarulal” ismini öneriyoruz. Ama Ruslar Avarları dağlardan zorla göçtürüp şehirlere sevkettiler, o sebepten anti-Avar siyaseti yapanlar aslında Avarlar nezdinde bütün dağlı kavimlere düşmanlık ediyor, Avar dili ise Dağlı kültürü olmayan – soyut algılama yeteneği – olmayan toplumlara uymaz, herkese öneremeyiz.
Türkiye’de Avar Hanlığından 19. yüzyılda göç etmiş bu “Maarulal” medeniyetin torunları yaşıyor, onlar kendilerine Avar veya Andissa veya Çezi (Dido) demiyor. Atalarının medeniyet ismine atıf olarak Maarulal olarak kendini tanıtıyor. Ama soyları farklıdır, ama medeniyetleri ortak “Dağlı” medeniyeti, ve ataları antlaşma dili olarak Avar dili kullanırdı, bu yüzden bu dile “Maarul matz” ismi takılmış. Yani aslında Maarulal diye bir millet esasta yok, sadece medeniyet anlamında var, Avarların önerisi bu medeniyeti diriltmektir.
Merhaba, bu akşam sayenizde çok güzel bilgiler edindim @Avar.TK Sadece bir şey kafama takıldı. Maarulal medeniyeti Türklerle yerli Dağıstan grubunun karışımı sonucu mu oluşmuş oluyor?