Yeraltının bitmeyen kaynakları

İşte birkaç yıldır bizler üst düzey polislerin Dağıstan, Çeçenya, İnguşetya ve Kabardey-Balkar’da İslamcı yer altı örgüt liderlerinin yok edildiği ile ilgili raporlarını duyuyoruz.

FSB periyodik olarak Kuzey Kafkasya direnişçilerinin Ortadoğu ülkelerinden finans kanallarının kapatıldığını rapor ediyor. Gürcistan’ın Azerbaycan ile sınırı yedi kilit altında. Ama tüm bunlara rağmen, Kuzey Kafkasya’da yer altı örgütü sadece pozisyonunu korumakla kalmıyor, aynı zamanda başarılı şekilde mücadele coğrafyasını genişletiyor.

Yer altı aşırılık yanlısı ağı yeni üyelerle yenileniyor, şehirlerde, köylerde okullarda ve üniversitelerde geleneksel olmayan yeni cemaatler oluşuyor.

Bu cemaatlerin insan kaynağı, finans ve silah konusunda karşılıklı yardım ağı bulunuyor.  

Bağımsız zümrelerden -cemaat- kendi şebekesini sunan radikal İslam yer altı örgütü, tek bir kurum ve tek bir organizma. Tüm bu cemaatleri ortak bir amaç birleştiriyor; cihat.

İslam uzmanı, Rusya Bilimler Akademisi Antropoloji Enstitüsü üyesi Ahmet Yarlıkov’un düşüncesine göre, temelini gençlerin oluşturduğu ayrılıkçı cemaatler, eski bölgesel ve dağılmış cemaatler. Bir cemaat, bir veya birkaç ağı bağlayan çok sayıda büyük olmayan grubu kapsıyor.

Bizler 1990’lı yılların sonundaki değişimlerin baskısı altında Kuzey Kafkasya’da ayrılıkçı yer altının derin perestroykasının görgü tanıklarıyız. Ağın oluşturulması için belirli etkenler, özellikle de sivil insanlar, kendisinde güvenlik organlarının gücünü görmüş olanlar kullanılıyor. Maalesef, cumhuriyetlerin içişleri bakanlığı çalışanları, özellikle Dağıstan’da, İnguşetya’da ve Kabardey-Balkar’da 1990-2000 döneminde inanan Müslümanlara karşı azımsanmayacak sayıda tepeleme hareketlerinde bulunuldu, bu da onlar arasında protesto düşüncesinin genişlemesine neden oldu.  

Adının gizli kalmasını isteyen FSB çalışanın Caucasus Times’e verdiği röportajda anlattığına göre, "en tehlikeli olan şey, bugünkü cemaatlerin finansal planda bağımsız ve özgür kurum olmasıdır."

Yer altı cemaatleri bugün, cihadistlerin Kuzey Kafkasya’da vergiye tabi tuttukları büyük girişimcilerin ödedikleri vergi ile tamamlanan kendi bütçelerine sahipler. Haraççılar silahlı cemaatlerin finansal bağımsızlığı ve özerkliği için çalışıyorlar.

Bazı bilgilere göre, Kuzey Kafkasya cemaatlerinin ‘yer altı vergilerinden’ geliri senede 100 bin dolarları buluyor.

İşadamlarının ödedikleri rakam faaliyet alanı ve finansal imkanlarına bağlı. En çok ödemeyi şeriatın yasakladığı ticareti yapanlar yapıyor; votka ticareti yapanlar, alkol fabrikası sahipleri, kumar salonları sahipleri ve batakhane sahipleri. Votkacıların senelik vergisi 20 bin dolardan 100 bin dolara kadar değişiyor.

Bu paralar sadece cemaat üyelerinin muhafaza edilmesi için harcanmıyor, silah alımı ve erzak için de kullanılıyor. Bu kaynağın aslan payı da hapisteki Müslüman kardeşlere gidiyor. Bunlar her türlü hapishane zorbalığından korunmalarını garanti ederek kendi saflarına daha fazla suçlu genci çekiyorlar ve onlar da özgürlüklerinden sonra ağa giriyorlar.  

‘Yer altı vergisi’ olduğunu güvenlikçiler de biliyor, ancak Kabardey-Balkar savcılığından bir çalışanın ifadesine göre, bu tür vergi ödeyenlerden hiçbiri şu ana kadar içişleri bakanlığı veya savcılığa şikayette bulunmadı. Ve bunu yapmaları da şüpheli. Mesele şu ki, böyle bir şikayeti kaçınılmaz ölüm takip ediyor, işadamları da bundan korkuyor. Ödeme yapmak istemeyenler kaçmakla kurtuluyor. İşlerini satıyorlar ve Rusya’nın diğer bölgelerine veya ülke dışına çıkıyorlar. Ama onların her biri bunu yapamaz. Onların birçoklarının yakınları Kafkasya’da kalıyor ve kaçanlardan ötürü haraç ödemek zorunda kalabilirler.
Vahhabiler için insanın milliyetinin önemi yok, onlar sadece tek bir milleti (İslam) tanıyorlar. Yani gelecekte milli devletin yeri yok, tüm Müslümanların kardeşliğine dayalı Müslüman topluluğu olması lazım.  ÖZ/FT

 

İslam Tekuşev’in 30 Ocak’ta Caucasus Times’ta yayımlanan yazısını Ajans Kafkas için Özlem Güngör Türkçeye çevirdi.

 

İslam Tekuşev