Çeçenya’da asıl savaş sürüyor

Son iki-üç yıldır Rusya resmi medya organlarından sadece Çeçenya’nın ne kadar mükemmel şekilde yeniden inşa edildiği, orada insanların ne kadar mutlu yaşadıkları yönünde haberler duymaya alıştık. Rusya medyasında bu kadar reklamı yapılan inşa edilen veya tadilatı yapılan hastaneler, okullar, stadyumlar, evler, yollar ve diğerleri Çeçenya’da son derece ağır şartlarda yaşayan Çeçenlerin birçoğu için zayıf bir teselli kaynağı.

Öncelikli olarak ülkede durum istikrarsızlığını koruyor. Bölge, insanların hayatını belirleyen Rus ve Rus yanlısı Çeçen ve askerlerden oluşan özel oluşumlardan hoşnut değil. Büyük sayıda askeri tekniğin bulunuşu ve üzerinde ‘Dikkat, mayınlar!’ yazılarının varlığı burada savaşın halen devam ettiği hissi veriyor. İnsanlar kendileri ve yakınları için sürekli endişe duymak zorunda kaldığı korku atmosferinde yaşamaya devam ediyor, çünkü insan kaçırma, cinayet, işkence ve zorbalık sürüyor.

İkincisi; Çeçenya’da işsizlik hüküm sürüyor. Eldeki bilgilere göre, her beş vatandaştan sadece birinin işi var. Uzun yıllar süren savaş ülkenin ekonomisi ve yatırımlarını yok etti. Şu anda Çeçenya’da sanayi üretimi yok, halbuki 1994’e kadar ülkede 500’den fazla endüstri kurumu vardı. Onları yeniden inşa etmeyi şimdilik kimse düşünmüyor. Çeçenya yatırım planında cazibesi az bir yer ve şimdilik işsiz sayısını düşürmede yardımcı olabilecek tek bir tanınmış Rus veya yabancı üretici orada iş açmadı.

İki savaş Çeçenlerin yaşam düzenini tamamıyla değiştirdi. Önceden gencin liseden sonraki hayatının yirmi yılı planlanıyordu, şimdi ise en yakın zaman dilimindeki kaderine dair tahminde bulunan çok az. Erkek nüfusun büyük bir bölümü ailesini doyurabilmek için hiçbir zaman yapmadığı şeyleri yapmak zorunda kalıyor. Eskiden Çeçenya Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak çalışan biri taksicilik yapıyor, tarih veya edebiyat öğretmeni araba tamircisi olarak çalışıyor.

Çeçenya’da rüşvet problemi çok ciddi boyutlarda. Para ile her türlü raporu almak, emekli olmak, istenilen özürlü grubundan gösterilmek mümkün. Rüşvetin alanı büyük. Ama insanlar çıkış yolları ve işleri olmadığı için kanun ihlaline gidiyor. Bağımsız gözlemcilerin düşüncesine göre, ülkede işsizlik oranı kritik derecede yüksek ve bu sosyal patlama tehlikesi gösteriyor.

Siyasi kar amacıyla Caharkale’de yeniden inşa çalışmaları şeklinde, evlerin dış cephelerini boyayan şimdiki Çeçenya yönetimi, ülkenin şehir ve köylerindeki harap edilmiş on binlerce evi unuttu veya unutmuş gibi yapıyor. Bu evler öylece, yıkılmış ve yeniden tamir etme imkanı olmayan sahiplerince unutulmuş olarak duruyor, bu evler zor zamanın ve Çeçenlerin yaşadığı derinden etkileyen sarsıntının şahidi.

Savaş ve sağlık

Savaşın yaşandığı Çeçenya’da kendilerini ‘kurtarmaya’ gelenlerce dizilmiş çok sayıda yetim, öksüz, sakatlar, bombalarla yaralanmışlar, top mermileri ve mayınlarla yaralanmışlar var. Resmi istatistiklere göre bile ülkede 30 binden fazla savaştan ötürü sakat kalmış çocuk, yaklaşık olarak da 40 bin yetim var. Ve onların hepsi yoksul, çoğu okuma ve tedavi imkanından mahrum. İstatistiklere göre, Çeçenya’da sosyal olarak korunmayan 330 bin çocuk yaşıyor. Çeçen çocuklarının yüzde 100’ü kansız, yeni doğan bebeklerin yarıya yakını doğuştan patolojik, bebek ölümleri çok yüksek.

Çocuklar gerçekten ağır şartlarda yaşıyorlar, toplum ve yönetim onların durumunu değiştirmek için çok çalışmıyor. Uzun yıllar vahşice süren savaş nedeniyle Çeçenya toprağı kirlendi, ışınlara maruz kaldı, orman zehirlendi, nehir, göl ve kaynaklardaki su bozuldu. Toprak kimyevi, bakteriyolojik ve atom silahları ile beslendi. Çeçenya ekolojisine giderilmeyecek zararlar verildi. 2007 açıklamada bulunan uzmanların büyük çoğunluğunun düşüncesine göre, Çeçenya yaşamak için tehlikeli bir yer. Çeçenya, halkının büyük çoğunluğunun zarar gördüğü salgınlar eşiğinde bulunuyor.
Tüberküloz, onkoloji, kalp, şeker, psikolojik hastalıklara maruz kalanların sayısı sürekli artıyor. Çeçen uzmanlara göre, sayılan hastalıkların yayılma hızı büyüyor.

Uzmanlara göre, Çeçenya’da en yaygın salgın hastalık kanser. Durum o kadar kritik bir düzeye geldi ki, bu hastalıktan dolayı başvurulara komşu ülkelerdeki onkolojik merkezler yetersiz kalmaya başladı. Şöyle ki, Rostov onkoloji merkezindeki hastaların yüzde 90’ı Çeçenyalı. Çeçenya’da hastane ve gereken tedavi cihazlarının olmayışı nedeniyle hastalar kendi imkanları ile Rusya’nın başka şehirlerinde tedavi olmak zorunda kalıyorlar.
Uzmanların iddiasına göre, Çeçenya’da hastalıkların artışında katalizör görevi yapan ekolojik nedenlere eşit bir başka neden de stres. Avrupa’da yaşayan Çeçen mülteciler arasında onkoloji hastaları sayısı çok fazla. Avrupalı doktorlar Çeçenler arasındaki kanser vakalarının çokluğuna şaşırıyorlar. Kanlı savaşın sonuçları böyle.

Mayın yasak alanı

Çeçenya mayın yasak alanı olarak adlandırılıyor. Tarlalar, dağlar, orman bu ölümcül silah ile dolduruldu. En basit hesaba göre burada patlamamış yaklaşık 200 ton mayın bulunuyor. 2007’de ise sadece 60 hektarlık bir alan mayından temizlendi. 2001-2007 arasında yaklaşık 4000 bin sivil vatandaş mayın veya patlamamış mermilerden havaya uçtu, bunlardan 800’ü çocuk. Çeçenya’da mayından havaya uçanlar askeri harekatlarda zarar görenler olarak kabul edilmiyor ve ya sakat grubuna ya da mağdur 15’inden küçük ise sakat çocuk grubuna veriliyor.

Gidişat aynı

Şimdiki Çeçenya yönetiminin durumun iyileştirildiği, istikrarın sağlandığı yönündeki açıklamalarına rağmen durum istikrarsızlığını koruyor. Bunun delili de devam eden, Çeçenya’dan başka ülkelere, özellikle de Avrupa’ya toplu göçler. Bir ay veya bir yılda kaç Çeçen’in vatanını terk ettiğine dair resmi bilgiler yok. 1999 sonbaharında başlamış olan Çeçen mültecilerin gidişine ara verilmedi. Ülke içindeki toplam rakam 350-400 bin kişi olarak tahmin ediliyor. Son zamanlarda adet olduğu üzere Çeçenya’yı aileler çocukları ile terk ediyor. Onların ifadesine göre, orada yaşamak zor ve tehlikeli. Mültecilerden Çeçenya’ya geri dönen çok az. Dönseler bile yeniden daha iyi bir yaşam için ülkeyi terk etmeye çalışıyor.

Litvanya’da mülteciler

Litvanya’ya diğer Avrupa Birliği ülkelerine göre daha az Çeçen mülteci geliyor. Mültecilerin ifadelerine göre, Litvanya’ya yasal yollarla gelmek zor, yasal olmayan yollara ise bir ok zorluklar eşlik ediyor. Bir şekilde buraya gelmeyi başaran Çeçenlerin hepsi yaşama ve çalışma hakkı alıyor. Litvanya Göç Hizmeti diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi mültecilerin entegrasyonu için çok şeyler yapıyor. Son yıllarda iş arama konusunda problem yok, özellikle de ticaret ve inşaat alanında. Litvanya’daki Çeçen erkeklerin büyük çoğunluğu, üniversite mezunu da olsa inşaatlarda farklı alanlarda çalışıyor, kadınlar ise genellikle mağaza, kafe ve restoranlarda çalışıyor. Mültecinin hayatı kolay değil. İnsan evini, vatanını terk ederek bilinmeyen bir yere ancak büyük acılar nedeniyle karar verebilir. ÖZ/FT

 

Aminat Saiyeva’nın Litvanya’da ‘Çeçenya: Cephe ardında yaşam’ başlığı ile Inopressa.ru’ya yazdığı yazıyı Ajans Kafkas’dan Özlem Güngör Türkçe’ye çevirdi.

 

 

Aminat Saiyeva