Öğrenciler Rusçayı iyi konuşamıyor ama nerdeyse hiç Çeçence ders kitapları yok.
Caharkale – Çeçenya’da dil sorunu var. Pek çok yetişkinin Çeçen dilinde okuyup yazamaması hükümeti endişelendiriyor. Çocukların önemli bir kısmı da okula başlarken eğitim dili olan Rusçayı çok az konuşabiliyor. Hükümetin okullarda eğitim dili olarak Çeçencenin kullanılmasını teşvik maksatlı hazırladığı program şimdiye kadar pek etkili olmadı.
Çeçen başkan Ramzan Kadirov Nisan ayında daha önceden parlamentoda kabul edilen “Çeçen Cumhuriyeti’ndeki dilerler ilgili” bir yasayı onayladı. Milletvekilleri Çeçen dilini korumayı ve geliştirmeyi amaçlayan yasa üzerinde altı ay çalışmışlardı. Yasa, halka okullarda Rusça, Çeçence veya başka bir dilde eğitim alma hakkı tanıyor. Fakat Eylül ayında yeni eğitim dönemi başladığında Çeçen Eğitim ve Bilim Bakanlığı’nın hazırladığı müfredatın tamamının Rusça olarak yazıldığı ortaya çıktı. Sadece Çeçen dili ve edebiyatı dersleri yerel dilde veriliyor. Her ne kadar uygulamada bazı öğretmenler öğrencilerin sorularına cevap vermek için Çeçenceye ihtiyaç duysa da diğer tüm dersler Rusça olarak veriliyor.
Yeni yetişen Çeçen nesli savaş ve istikrarsızlık yıllarının etkisiyle Rusçayı yetişkinlere oranla çok daha bozuk kullanıyorlar. Eskiden Alhan-Kala köyünde öğretmenlik yapan Roza Satuyeva, “Çocuklar Rusçayı anlamakta zorluk çekiyor. Dersin ortasında alıştırmaları yerel dile çevirmek zorunda kalıyorduk; çünkü çocuklar Rusçayı anlamıyorlardı” diyor.
Sekiz yaşındaki Jamila Matsieva ikinci sınıf öğrencisi. Sık sık Rusça çalışıyor ve yetişkinlerle konuşurken veya televizyon izlerken Rusçayı kullanmaya çalışıyor. Buna rağmen öğretmenlerinin her söylediğini anlayamıyor. Matsieva, “Öğretmen dersi Çeçence anlatsaydı elbette ki benim için daha kolay olurdu. Bazı kelimeleri anlamakta zorlanıyorum ve bu yüzden bazı şeyleri yanlış yapıyorum” diyor. “Fakat Rusçayı eskiye oranla daha iyi konuşuyorum” diye ekliyor. Çeçenya ulusal kütüphanesi müdürü Edilbek Hasmagomadov, pek çok ailenin çocuklarının öncelikle Rusça eğitim almasını istediğini, çünkü Rusçayı bilmeden yüksek öğretime geçmelerin imkansız olduğunu söylüyor. Eğitim Bakanlığı yetkililerine göre yeni yasa vatandaşlara hangi dilde eğitim alacaklarına karar verme hakkı tanıyor. “Hükümet hiçbir zaman ilk okullara Çeçence müfredata geçmelerini konusunda talimat vermemiştir. Eğitimde Çeçenceye geçmek için 2006 yılında bir program hazırladık” diyor bakanlık birinci yardımcısı Kurzhan Ahmadova. Ahmadova müfredatta Rusçadan Çeçenceye geçmenin uzun vadeli ve büyük çaba ile masraf gerektiren ciddi bir uygulama olduğunu söylüyor. Ahmadova, “Matematik ders kitabını Rusçadan Çeçenceye çevirdik. Şu an müzik ve resim dersleri için bir program üzerinde çalışıyoruz. Aynı zamanda matematik öğretmenleri için bir el kılavuzu yazılıyor” diyor. Çeçen parlamentosu bilim, eğitim, kültür ve enformasyon politikası komitesi başkanı Ruslan Betrahmadov’a göre böyle bir yasa çıkarmaktaki maksat eğitim sisteminde Çeçence kullanımına karşı çıkanlara göz dağı vermekti. “Kimse Rusçayı eğitim programından çıkarma gayreti içerisinde değil” diye ekliyor.
Betrahmadov yeni eğitim sisteminin işleyebilmesi için gereken üç faktörü şöyle sıralıyor: Uygun çalışma materyalleri, Çeçence öğretebilecek ve öğretmek isteyecek öğretmenler ve yeni eğitim sistemi için halk desteği.Yasanın kabulü Çeçenya’da yerel dilin yeri üzerine dönen daha geniş bir tartışmayı yansıtıyor. Betrahmadov şöyle tamamlıyor sözlerini: “Devlet başkanının yasayı imzaladığı gün, 25 Nisan, Çeçen Dil Günü ilan edildi.”
Çok iyi tanınan Çeçen tercüman Tamara Çagayeva’ya göre çok az yetişkin Çeçenceyi iyi biliyordu ve Çeçenya’da yaşayan halkın yüzde 10 ile 15’i yerel dilde okuyup yazabiliyordu. “Ana dilimiz resmi dil kabul edildiğinden dille alakalı bir devlet politikamızın olması gerekir” diyen Çagayeva şöyle devam ediyor “Ana dilini korumak fikri her ailenin görevi olmalıdır.”
Diğer Kuzey Kafkasya etnik gruplarının bu konuda daha iyi durumda olduğunu söyleyen Çagayeva, şikayetini şöyle dile getiriyor: “Kendi dillerini kullanma ve geliştirme konusunda komşularımızın daha iyi bir durumda olduklarını düşünüyorum.” Çagayeva, dünya edebiyatından çok az eserin Çeçenceye çevrildiğini sözlerine ekliyor. Çeçenya’nın Tataristan’ı örnek alması gerektiğini söyleyen Çagayeva, şöyle diyor: “Rusya’da ikinci büyük halk olan Tatarların kendi dillerinde 50’nin üzerinde dergileri, 130 adet gazeteleri ve dokuz tane tiyatroları var. Bunların hemen hemen tamamı son 15 ila 20 yılda gerçekleşti. Rusya’nın üçüncü büyük halkı olarak biz kendi dilimizde neler başardık?”
Grozni’de yaşayan 75 yaşındaki Zulay Demelhanova okuyan pek çok torunu olduğunu ve öğretim dili olarak Çeçenceyi tercih ettiğini söylüyor. Demelhanova, “Çocuklarımız anaokuluna gitmiyor ve Rusçayı sadece çok az izledikleri televizyondan duyuyorlar. Doğal olarak birinci sınıftan itibaren Rusça çalışmak onlar için zor olacak. Fakat eğer Çeçence eğitim alsalar dersleri anlamaları daha kolay olur” diyor. Demelhanova çocukluk yıllarında eğitimin Çeçence verildiğini söylüyor. “Bir çocuk dersin verildiği dili anlamasa dersi nasıl anlayacak?” diye soruyor. Bununla birlikte Demelhanova yeni sistem uygulanmaya başladığında Rusça temelli öğretimin kalitesinin etkileneceğinden endişe ediyor. “Rusça bilmeden bir iş bulmak veya okumak imkansız” diyor. AD/FT
Chechenskoe Obshchestvo gazetesinin yayın yönetmen yardımcısı İlyas Matsiyev’in IWPR’da (KAFKASYA HABER SERVİSİ, No. 420, 22 Kasım 2007) ‘Çeçenya’da dil ikilemi başlığı’ ile çıkan yazısını Ajans Kafkas için Adnan Demir Türkçeye çevirdi.
İlyas Matsiyev