Markov: Jenosit olmadı

Gazeta Yuga’nın talebi üzerine Birleşik Rusya’dan milletvekili ve ‘Rusya devlet başkanlığının Rusya’nın çıkarlarına zarar vermek için sahte tarih girişimlerini engelleme komisyonu’ üyesi, siyaset bilimci Sergey Markov, Çerkes probleminin alevlenmesine karşı durmak için kompleks program oluşturulması gerektiği yönündeki sözleriyle ilgili açıklama yaptı:

Kafkasya savaşı ve kurbanları, Rusya-Adıge halkları için büyük trajedi. Ama bugün Çerkes meselesi yapay olarak gündeme getiriliyor. Maalesef Çerkes meselesini gündeme getiren birçok inisiyatifçi başarılı olurken biz zaman kaybettik. Üstelik milliyetçilik fikri büyük oranda, genelde olduğu gibi aydınlar arasında gelişti. Örneğin, Kafkasya savaşını Rusya-Kafkasya savaşı olarak yeniden adlandırdılar. Olaylar yanlış yorumlanmaya başladı. Bu konu üzerine tezler yazılmaya başladı. Bu insanlar üniversitelerde çalışıyor, bilim konseylerinde oturuyorlar. Halkın parası ile onlar ülkede tarihi milletler arası nefreti körükleyen yalan tarih şeklinde veriyorlar.

Çerkes problemi tüm zamanlarda Rusya’da istikrara karşı kullanıldı. Zamanında Osmanlı İmparatorluğu tarafından, XIX. yüzyılda Britanya tarafından, soğuk savaş döneminde CIA tarafından, XX. yüzyılın 90’lı yıllarında bölgede ateşi kızıştırmak amacıyla Kafkasya Dağlık Halkları Konferansı tarafından kullanıldı. Ve planlandığı gibi Rusya’yı patlatacak bombanın Çerkesler olması gerekiyordu. Ama Çerkesler bu görevi başarıyla atlattı, çünkü birden Çeçenya’da savaş başladı. Ancak şimdi Çeçenya savaşı bitti, barış genel olarak sağlandı ve bu şartlarda Çerkes bombası seçeneğine yavaş yavaş geri dönüldü. Amaç önceki gibi aynı kaldı: Rusya Kafkasya’sında iç savaşın ateşini yakmak, bunun için savaş trajedisini Çerkeslere karşı amaçlı jenosit olarak tavsif etmek ve Kafkasya’da kanlı toprak bölmesi oluşturmak, ayrı Çerkes bölgesi ilan etmek, Karaçay ve Balkarları ayırmak, ortak bir bölge kurmak. Gelecekte onu Rusya’dan ayrı ilan etmek. Organizatörler kanlı şeytani planlarını hemen hemen hiç saklamıyor.  

Rusya’ya nefretini gizleyemeyenlerin masallarına inanmak için ne kadar saf olmak gerekiyor? Ve bu tür saflar aydınlar arasında bulunuyor. Onlar içtenlikle Adıge halkının yararını istiyor. Ama onların safça inancı sinsi düşmanlarımızca Adıge halkının zararına acımasızca kullanılacak. Tarihte böylesi olmuştu.  

Benim görüşüme göre, jenositten söz etmek doğru değil, çünkü böyle bir şey olmadı. Uzun yıllar süren kanlı bir savaş oldu. Kafkasya’nın farklı halklarının sivil nüfusu arasında büyük kurbanlar oldu ve özellikle de batı Kafkasya’da-Adıge halklarında. İmparatorluğun bu bölge halkı üzerinde kontrol sağlama isteği vardı. Ve imparatorluğun otoritesini kabul edenlere yardım edildi. Rusya imparatorluğu tahliye etmedi, iskan etti, halka dağ yerine düzlük araziler sunmayı planladı. Amaç Kafkasya’daki kontrolünü korumak için Osmanlı imparatorluğunun kızıştırmış olduğu dağlardaki partizan savaşını azaltmak. Rusya ve Çerkesya savaşı olmadı, çünkü o zaman devlet olarak Çerkesya yoktu, dağlı toplulukları nüfuslu bölge vardı. Bu Kafkas-Rus savaşı değildi, çünkü Kafkasya ve Rusya’nın yekpare bir karşı duruşu yoktu. Toplumun büyük kısmı ve sakinleri ve askeri aristokrasi güçlü Rusya imparatorluğunun otoritesini kabul etti ve hatta bu yeni yönetimden Rusya imparatorluğuna hizmet ederek yarar sağlamak istedi.

Bu daha çok Adıge halkları arasında iç savaştı. Adıgelerin bir bölümü yeni güçlü Rusya imparatorluğunu destekledi, onlar kazandı. Bir kısmı ise alışkanlık üzere eski zayıf Osmanlı imparatorluğunu destekledi; onlara Osmanlı imparatorluğu ile birlikte kaybetti. Ama hiç kimse bunun Çerkes halkının büyük trajedisi olduğunu tartışmıyor.

Özel ilgi nesnesi; Çerkes diasporası. Diaspora ikilem pozisyonunda. Çerkesler orada tarihle ciddi şekilde yaralandı. İnsanlar kendi kendilerine, dedelerinin Kafkasya’dan gittiklerinde feci bir hata yaptıklarının şuurunda, çünkü onlar vatanları dışında dillerini kaybetti, aydınları yok. Onun rolünü kabul ederek Rusya’da kalanlar ise devlet kazandılar, gelişebildiler, dillerini geliştirebildiler, onların kendi milli tiyatro, sinema, gazete, televizyon, üniversiteleri var. Ve tüm bunlar Sovyet ve Rusya bütçe paraları ile oldu. Ama diaspora bu hatayı kabul edemez. O zaman dedelerin trajik hatası nedeni ile birilerinin Osmanlı imparatorluğuna düştüğü ortaya çıkacak. Dedelerinin hatasını kabul etmek, Osmanlı ve Türkiye yönetimlerinin baskılarının aksine kendi varlığını Adıge olarak korumaya çalışmış ve çalışmakta olan diaspora için çok zor. Bundan dolayı onların bu felaketi, sahte tarih yolu ile haklı çıkarması lazım. Üstelik onlar için bu uydurmayı Osmanlılar, Türkler, Amerikalılar düşündü. Bizim görevimizse diasporanın milli bilincini değiştirmek, tarihi gücenikliğe son vermek. Buna, Rusya hamiliğinde Adıge-Çerkes ve akrabaları Abhazların kendi varlıklarını korumuş olmaları, Adıgey, Karaçay-Çerkes, Kabardey-Balkar, Abhazya’da kendi devletlerinin olması yardım etmeli. Kendi parlamentoları, bayrakları, milli marşları, armaları, aydınları, TV, gazete, kitap yayıncılığı, dilleri var.

Rusya Adıgelerin kendi evlerinde oldukları dünyanın tek yeri. Bundan dolayı bizlerin dünyadaki Çerkes diasporasına Rusya’ya eleştiriden Rusya halkları diasporası statüsüne geçmesinde yardımcı olmalıyız. Çerkes diasporası, Rusya Abhazya’yı koruyup tanıdığı 2008 sonbaharında destekledi. Biz o zaman Çerkes diasporası temsilcileri ile birlikte Strasbourg’da Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi önünde, Rusya, Gürcistan, Abhazya ve Güney Osetya ilişkilerinin görüşüldüğü esnada Abhazya ve Rusya bayrakları ile eylemde durduk. 2008 sonbaharında doğan bu Rusya’nın Abhazya ve Çekres diasporası ile siyasi birliğini geliştirmemiz ve sağlamlaştırmamız lazım.

Kafkasya’nın kundaklanması planı özellikle turuncu devrimin dağılmasının ardından Çerkes meselesine yönlendirildi. Güney Osetya’daki savaşın ardından Gürcistan’ın aynı zamanda Çerkes problemini kızıştırma operatörü olmak isteği ortaya çıktı. Koalisyon şöyle oluştu ‘Saakaşvili- Estonya ve Polonya Rusfobyaları’. Halbuki Estonya’da Adıgeler, Estonyalı olmayan ülke vatandaşlarının büyük çoğunluğu gibi  ‘vatandaş olmayan’ statüsüne sahipler. Estonyalılar için onların hepsi Rus. Korkunç, neden Estonya hükümeti Estonya’daki Adıgelerin hakları için mücadele etmiyor? Bu güçlerin minimum-görevi- skandal başlatmak. Daha iyisi Soçi’deki 2014 Olimpiyatlarını suya düşürmek. Maksimum görev, bölgede Çeçenya modeli savaş başlatmak. Ve burada Adıgelere kazanan rolü değil, ete özdeş patlayıcı rolü atanıyor. XIX. yüzyılda zaten böyle olmuştu.

Duma’da henüz program yok, ama gerekli olduğuyla ilgili açık bir anlayış ve düşman bilinci var: Saakaşvili ve dostları- Estonya-Polonya Rusfobyaları askeri suçludur. Ve onun planlarını boşa çıkarma siyasi iradesi var.  Bu programın amacında öncelikli olarak provokatörler ve güvenilir eğitim tonunu belirleyecek olan araştırma ağı ile çalışmaya girmek olmalı.

 Geçenlerde yayınlanan Andrey Epifantsev’in ‘Bilinmeyen Kafkasya savaşı. Adıgelerin jenosidi oldu mu?’ kitabı var. Tamamıyla hareketinden sorumlu, kaliteli, onu örnek olarak almak mümkündü. Önemli olan aşırıdan kaçınmak. Problem hakkında susmamalı, ama sert ifadelere de izin vermemeli. Bize, tarihi gerçekleri temel almış ve halklar arasında düşmanlığı uyandıran değil halklar arasında dostluk ve karşılıklı anlayışı uyandıran tarih lazım. Bu aynı zamanda tarihe Avrupa günümüz yaklaşımıdır. Ve bu bizim sahte tarihin tahrif edilmesiyle mücadele komisyonumuzun çalışma ideolojisidir. Ve bu ideolojiye bağlı olarak bizlerin XIX. yüzyıl Kafkasya savaşları trajik olaylarının öğretilmesini organize etmemiz lazım.

ÖZ/FT

 

Gazeta Yuga’nun 44 Nolu sayısında çıkan bu yorumu Ajans Kafkas için Özlem Güngör çevirdi.

 

İlgili yazı:

Çerkeslerden Markov ve Makarov’a yanıt