DÇB 21 Mayıs’ı iptal edebilir mi?
Hauti Sohrokov başkanlığındaki DÇB 21 Mayıs’ı ve Çerkes soykırımının tanınmasını iptal edebilir mi?
Çerkes aktivist Eugeni Tashu, Facebook’ta, Çerkes meselesini toplumsal düzeyde çözmeye çalışan kişilere yönelik baskılar konusundaki muhtemel gelişmeleri sıraladı.
Onun sıraladığı tahminlere yazımızda yer verdikten sonra, 21 Mayıs tarihli Adıgelerin Yas ve Anma Günü’nün ve Kabardey-Balkar ve Adıgey parlamentolarınca tanınmış Çerkes soykırımının iptali olasılığı üzerinde duracağız.
Eugeni Tashu’nun mesajı tam olarak şöyle:
TAHMİNDE BULUNUYORUM, ÖRNEĞİN
Hauti, 21 Mayıs anma programlarının iptali fikrini ileri sürdü. Tahminim şu ki, Kabardey-Balkar ve Adıgey Parlamentolarının soykırımı tanıması ve 21 Mayıs yas gününün feshi ve iptali için bir politika gelişecek. Kabardey-Balkar ve Adıgey Cumhuriyeti parlamentosu da bu iptali memnuniyetle yerine getirecek.
Ancak, her şeyin yasal olarak görünmesi için de “aşağıdan” yükselen bir ses gerekecek. Yani soykırımın tanınmasının ve 21 Mayıs’ın iptaliyle ilgili fikrin Çerkeslerden gelmesi gerekecek. Bu fikri, DÇB ortaya atacak ve bunu yaparken “halkların dostluğu” gibi bahaneler kullanacak.
Kabardey-Balkar ve Adıgey parlamentolarının soykırımı tanımasının ve anma günlerinin iptali sonucunda, tüm 21 Mayıs programları yasaklanacak ve ekstremist olarak kabul edilecek. İzinsiz yürüyüşler polis tarafından dağıtılacak, aktivistler, ekstremizm ve “halklar arasında nefreti kızıştırmak” suçlarından tutuklanacaklar.
Sonrasında, Rusya’da soykırım ve 21 Mayıs hakkında yazan tüm Çerkes web siteleri mahkeme kararıyla kapatılmaya başlanacak. Makale yazarları ve site sahipleri hakkında tahrik ve ekstremizm suçlamalarında bulunulacak.
Bence gelecek yıllarda bizler olayların bu senaryo üzerinden geliştiğini göreceğiz. En azından olayların bu senaryo üzerine gelişmesi büyük bir olasılık.
21 Mayıs’ın iptal edilmesi için neler yapılmadı ki? Hemen her “Adıge Khase” başkanı en azından bir kere şu soruyu açıktan sormuştur; “Adıgelerin daha ne zamana kadar üzülmesi, yas tutması lazım?” Ve şöyle cevap veriyorlar; “Artık buna bir son vermeli.”
Muhtemelen, bu açıklamalar, her ülkede bulunan özel memurların yaptığı “dostça” telkinler sebebiyle oldu. Bu argümana yılda sadece bir gün, yas gününde itiraz ediyorlar. Geri kalan tüm günlerde Adıgeler zaten dans ediyorlar.
Şimdilik Adıgey’de yönetim 21 Mayıs’ı anıyor. Ama bunu yapmasalardı daha iyiydi. Bu anma günde bayraklar artık indirilmiyor ve yas programlarında müzik sesi duyuluyor. Bu gün artık bir yas günü olarak değil adeta bir bayram olarak kutlanıyor.
Ama Çerkes topluluğu için anmayı yasaklamak pratik olarak imkansız. Bu gün, Rusya’da ilan edilmedi. Türkiye’de XX. yüzyıl başından beri yas günü anılıyor. Bundan dolayı DÇB aracılığıyla herhangi bir iptal hareketine girilmesi, Kremlin’in Çerkes diasporasını tamamen karşısına almak olacaktır.
Kabardey-Balkar ve Adıgey’de, yani Rusya Federasyonu’nda tanınan soykırıma gelince, bu konu çok basitleştirildi. Mesele şu ki, iki cumhuriyetin soykırımı tanıması, eski RF devlet başkanı Boris Yeltsin zamanında, onun “Kafkasya savaşlarının bitişinin 130. yılı dolayısıyla Kafkasya halklarına seslenişi” ile meşrulaştı.
Yeltsin bu seslenişinde, “çok sayıda insan kaybı ve maddi zarar, Kafkasya halklarının kendi anavatanlarında yaşamak için yürüttükleri kahramanca mücadele, Kafkasya halklarının tehciri ve onların geri dönüşünün gerekliliği gibi konulardan bahsediliyor. Bu da, Çerkeslerin soykırım tanımından anladıkları şeydir.
Belirtmek gerekir ki, bu cumhuriyetlerde soykırımın tanınması, RF üst düzey yönetimi ile RF halkının Çerkes soykırımının tanınması konusunda tamamıyla farklı fikirlerde olduklarını net bir şekilde gösteriyor. Soykırımın tanınmasına karşı çıkan, sadece şimdiki RF yönetimidir.
Bunun göstergesi, soykırımı kabul eden Adıgey Parlamentosu milletvekillerinin yarısından fazlasının Adıge olmamasıdır. Yani, çıkan sonuç şu ki, ülkenin demokratikleşmesi Çerkes soykırımının tanınmasını da garanti etmiştir.
Ve söylenenlere cesurca bir dokunuş daha. Her iki parlamentoda, soykırım sadece tanınmakla kalmadı, aynı zamanda federal parlamentonun da onu tanınmasını sağladı. Soykırımın tanınması cumhuriyetler düzeyinde iptal olsa bile, aynı iptal federal parlamentoda nasıl olacak?
Bununla birlikte, tekrarlayalım ki, 21 Mayıs ve soykırımın tanınmasını iptali mümkün ve muhtemel. Eugeni Tashu’nun diğer saydıkları da ziyadesiyle mümkün ve muhtemel. Ve bu konuda mücadele, gerçekten gerekli. O zaman geleceğe dair çizilen bu kara tablo, yalnızca büyük zafere giden yolda küçük yenilgiler olacaktır.
Kaynak: Natpress
Tercüme: Ajans Kafkas