‘Güller Devrimi’nin gülü diken oldu

Tiflis – Gürcistan’da 2003’te Amerikan sermayesiyle yapılan ‘Gül Devrimi’nin ardından iktidara gelen Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili kendisine karşı sivil itaatsizliği şiddetle bastırıyor.

Saakaşvili, istifa etmesi ve 2008 sonunda yapılması kararlaştırılan seçimlerin nisana alınması talepleriyle kendisine altı gündür meydan okuyan eski yoldaşlarına dikenini çok acıtacak şekilde batırdı. Polis bu sabah Tiflis’te parlamento önündeki Rustaveli Bulvarı’nda açlık grevi eşliğinde geceli gündüzlü eylem yapan protestocuları zorla dağıttı. Akşam saatlerinde ise Tiflis’te 48 saatliğine sıkıyönetim  ilan edilerek gösteri ve toplantı yapma yasağının yanısıra medyaya kısıtlamalar getirildi.

Bugün parlamentonun önünde eylem yapan göstericiler fena halde dövülürken Giorgi Haindrava ve Zurab Marakvelidze gibi muhalif liderler gözaltına alındı. Çevik kuvvet ve kar maskeli siyahlar giyinmiş polisler, 7 bini aşkın göstericiyi dağıtmak için plastik mermi, biber gazı ve tazyikli su kullanmaktan çekinmedi. Eyleme destek olan muhalif liderler de şiddetten nasibini alırken parlamento önünde bekleyen bazı vekiller de gazdan etkilendi. Dayak yiyen muhalefet lideri Levan Gaçeçevadze, "Onlar beni dövdü, yakında Saakaşvili de dövülecek" diye çıkıştı.


En az 250 yaralı

Sağlık Bakanlığı ise yaralanan 250 kişinin hastanelere kaldırıldığını açıkladı. Ara sokaklara dağılan göstericiler de taş ve sopalarla polise karşılık verip otobüs ve işyerlerinin camlarını indirdi. Polis ara sokaklarda da biber gazıyla göstericileri takip ederken televizyon kameralarına el konuldu, gazeteciler tehdit edildi. Gazdan zehirlenerek kusan 56 yaşındaki gösterici Nana Abuladze isyan etti: "Sadece faşist bir iktidar bunu yapar."

Çoğu 2003-2004’te Saakaşvili için meydanlara dökülmüş olan göstericiler, demokratik haklarının şiddetle bastırılmasına isyan ederken, devlet başkanını da diktatörleşmekle suçladı.  Saakaşvili, kitlesel eylemlerle Gül Devrimi’ne yürürken selefi Eduard Şevardnadze güvenlik güçlerini göstericilere müdahaleden men etmişti. Güce başvurmayan Şevardnadze, halk isyanı karşısında iktidardan elini çekmek durumunda kalmıştı.

İçişleri özel kuvvetleri, muhalif İmedi televizyonun Tiflis’teki merkez binasını basarak yayınını durdurdu.

Saakaşvili Rusya ile kapışıyor

Diktatör olduğu suçlamalarını reddeden Saakaşvili de gösterileri Rusya’nın kışkırttığını öne sürdü. Rusya’nın Gürcistan’ın bağımsızlığının altını oymaya çalıştığını belirten Gürcü lider,  “Rus oligarşik güçler ülkeyi istikrarsızlaştırmaya çalışıyor" diye konuştu.

Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov suçlamayı "Komedi” diye tersleyip ekledi: “Gürcü hükümetinin neler yaptığını herkes çok iyi biliyor ve Gürcü halkı daha iyi bir gelecek hak ediyor."

Gürcü Dışişleri Bakanlığı’na Tiflis’teki Rus Büyükelçisi Vyaçesylav Kovalenko çağrılarak Tiflis’in resmi protestosu iletildi. Ancak bununla da yetinmeyen Saakaşvili, Moskova’daki Gürcistan Büyükelçisi Irakli Çubinişvili’yi Tiflis’e çağırdı.

Yaşanan gelişmelerin ardından yeni bir açıklama yapan Saakaşvili, muhalefetin günlerdir parlamento önündeki ana yolu trafiğe kapattığını ve buna hiçbir şekilde müdahale etmediklerini, ancak bugün göstericilerin tüm uyarılara rağmen dağılmadığını ve yolu açmak isteyen polise karşı çıktığını söyledi. Avrupa’daki gibi polisin yasalar çerçevesinde göstericilere müdahale ettiğini savunan Saakaşvili, Rusya’yı kast ederek bazı ülkelerin Gürcistan’daki gergin ortamdan dolayı mutlu olduğunu belirtti. Saakaşvili, bazı muhalefet üyelerinin de maddi destek karşılığında Rusya hükümetiyle işbirliği içinde olduğunu öne sürdü. Gürcü lider, Rusya’nın, Kosova’nın bağımsız olması halinde Güney Osetya ve Abhazya’nın da bağımsızlıklarını tanımak için hazırlandığını belirterek muhalefete, ‘meydanlarda gösteriler yapmak yerine ülkenin toprak bütünlüğünü nasıl sağlayacakları konusunda düşünmeleri gerektiğini’ söyledi.

Krizin geçmişi

Saakaşvili, 17 Ekim’de devlet başkanının görev süresini beş yıldan dörde indiren, parlamentonun görev süresini de dört yıldan beşe çıkaran anayasa değişikliği önermişti. Bununla tepki çeken Saakaşvili, nisandaki genel seçimlerle 2009’daki başkanlık seçimlerini de 2008 sonunda birlikte yapma kararı almıştı. Buna öfkelenen muhalefeti asıl sokağa dökün şey ise, eski Savunma Bakanı Irakli Okruaşvili’nin eylülde Saakaşvili’yle yollarını ayırması üzerine başına gelenler oldu. Okruaşvili, yeni bir siyasi hareket kurduğunu ilan ederken Saakaşvili’nin muhaliflerini yok ettiğini, eski Başbakan Zurab Zhvania’nın resmi açıklamadaki gibi evinde gazdan zehirlenmediğini başka bir yerde öldürüldüğünü, devlet başkanının yolsuz akrabalarını kayırdığını ve ayrımcılık yaptığını ileri sürmüştü. Bu çıkışın ardından iktidar, hakkındaki yolsuzluk suçlamalarıyla Okruaşvili’yi tutuklamış, gösteriler patlak verince de bir uçağa bindirip Almanya’nın Münih kentine postalamıştı. Daha sonra yaptığı açıklamada hapishanede kendisini ziyaret eden hükümet üyelerinin siyaseti bırakması yönünde baskı yaptığını belirten Okruaşvili, bunu kabul etmeyince de zorunlu olarak siyasi mülteci durumuna düşürüldüğünü söyledi. (Ajans Kafkas)