Kafkasyalılar için “Zafer Günü”

Rusya’da Zafer Gününün 70. Yıldönümü kutlamaları her zamankinden daha yoğun bir katılımla gerçekleştirilirken, 2. Dünya Savaşı dönemi Stalin tarafından toplu halde sürgüne gönderilen halklar için zaferden çok acıyla hatırlanıyor.

Stalin döneminde Kafkasya’da Çeçen-İnguşlar ve Karaçay-Balkarlar, komşu halklardan olan Ahıskalılar, Kırım Tatarları ve Kalmuklar düşmanla işbirliği yaptıkları ve toplu halde askerden kaçtıkları gerekçesiyle vatanlarından sürgün edildi.

Tarihçiler, bu gerekçelerin tamamen uydurma olduğunu, sürgün ve baskıları haklı çıkarma amacı taşıdığını kaydediyor. Aleksey Bezugolni, Nikolay Bugay ve Yevgeni Krinko’nun araştırmaları savaşın başında Kafkasya’dan milliyet ayrımı yapılmaksızın asker alımı yapıldığını ortaya koyuyor. Farklı kaynaklara göre, 1941’de Kuzey Osetya’dan askere 40 binden fazla kişi çağrıldı. Çeçenistan ve İnguşetya’dan savaşın başında 17 binden fazla kişi çağrıldı, yarısı Çeçen yarısı İnguş’tu. Savaş sürerken ise yerel tarihçilerin rakamlarına göre 18,5 bin Çeçen ve İnguş askere alındı. Kabardey-Balkar’dan askere alınan 25,3 bin kişiden 10 bini Balkar’dı. Karaçay özerk bölgesinden 15,6 bin kişi çağrıldı. O dönemde bölgenin toplam nüfusunun 80 bin olduğu dikkate alındığında Karaçayların SSCB içinde savaşa en çok asker yollayan halklardan biri olduğunu ortaya çıkıyor.

Bezugolni, Bugay ve Krinko’nun araştırmalarına göre, 1941-1942 yılları arasında Kafkasyalıların askere çağrılmasını kısıtlayan gizli karar ve emirler yayınlandı. 1943-1944 sonrasında kısıtlamalar vatanlarından sürülen halklarla ilgiliydi. Ordudan atılmaya ve baskı görmeye başladılar.

Tarihçiler, Kafkasyalıların Kızıl Ordudan firar ettiğine dair efsaneler oluşturulduğunu, gerçekte ise firar vakalarının SSCB’nin diğer halklarında görülenden fazla olmadığını ifade ediyor.

Çeçenya Devlet Üniversitesi, Rusya tarihi bölüm başkanı yardımcısı, profesör Movsar İbragimov, asker kaçaklığı ve işbirlikçilik ile ilgili efsanelerin o dönemin ideolojisinin etkisi altında oluştuğunu belirtiyor.

İbragimov’un ifadesine göre Çeçenya’dan bir tümen oluşturuldu. Bunlar üniformasız, silahsız ve yiyeceksiz halde cepheye gönderildi. Bu tümende dedesinin de bulunduğunu belirten İbragimov, askere çağrılan ama başlarında bir komutan bile bulunmayan, büyük çoğunluğu Rusça bilmeyen ve kiminle savaşacaklarından bile haberdar olmayan Çeçenlerin evlerine döndüğünü anlatıyor. Buna rağmen cephede bulunanlar bile asker kaçağı olarak kayıtlara geçirildi. Bunun için adreslerine yeni celpler gönderildi, talebe uymadıkları için de asker kaçağı yazıldılar.