Beyoğlu Mephisto Kitabevi’nde “Tarih Yazımı ve Kafkasya Tarihi” konulu söyleşi programı düzenlendi.
Ömer Türkeş’in moderatörlüğünde, Masis Kürkçügil’in konuşmacı olduğu programda Ayrıntı Yayınları’ndan yeni basılan James Forsyth’nin “Kafkasya” kitabı üzerinde duruldu.
Türkeş’in tarih yazımı ve resmi tarihle ilgili sorusuna Kürkçügil, tarihi kimin yazdığının birçok meseleyi etkilediğini, Çarlık Rusya ve Sovyetler’in, Kafkasya ile ilgili çeşitli çalışmalar yürüttüğünü, Kafkas halklarının Rusya’ya gönüllü bir şekilde katıldığı iddia ettiklerini, tarih yazımının ilk dönemlerinde resmi tarihlerin, ulusal tarihlerin aşağı yukarı her yerde egemen devlet merkezli olduğunu belirtti.
Son yıllarda tarihe olan ilgilinin arttığını kaydeden Kürkçügil, “Geleceği görmek için geçmişe bakmak ve tarih yazımı arasında bağlantılar var. Geçmiş çoğu zaman bunun için merak ediliyor. Gerçek geleceği tasarlayanların pozisyonuna göre değişiyor. Resmi ve ulusal tarihler bir masal anlatıyor ama masalın sonu kabusla bitiyor.” dedi.
Kafkasya bölgesinin çoğu zaman kör bir nokta gibi kaldığını belirten Masis Kürkçügil, bölge halklarının tarihsiz denemeyeceğini ancak literatürde konuyla ilgili çalışmaların kısıtlı olduğunun altını çizdi. Kürkçügil, tarihte Kafkasya’nın Anadolu coğrafyasıyla da yakından ilişkili olduğunu, fakat bölgeye ilgilinin hiçbir zaman yeterli düzeye çıkmadığını kaydetti.
James Forsyth’nin “Kafkasya” kitabı üzerinde duran Masis Kürkçügil, yazarın Rusça, Farsça ve bölgeyi ilgilendiren birçok dili ileri düzeyde bildiğini, kitapta eleştirilecek kısımların olduğunu ancak referans ve kaynakça açısından tezlerin sağlam temellendirildiğini, kitabın en dikkat çeken tarafının ise Kafkasya diye bir bölgenin varlığını kanıtlaması ve Kafkasya’ya bütüncül bakabilmesi olduğunu açıkladı.
Söyleşi programı soru cevap bölümünün ardından Yalçın Karadaş’ın Çerkeslerle ilgili yorumlarının ardından sona erdi.