Rusya’da yasalarda yapılan yeni düzenleme ile ülke dışından mali destek alan medya kuruluşlarında çalışan gazeteciler “yabancı ajan” sayılabilecek. Avrupa Konseyi bunu “basın özgürlüğüne darbe” olarak nitelendirdi.
Rusya parlamentosunun alt kanadı Duma’da medyaya ilişkin yasaları sertleştiren düzenleme geçen Perşembe günü kabul edildi. Ülkede bugüne kadar sadece rahatsızlık yaratan sivil toplum örgütleri ile finansmanı yurt dışından sağlanan medya kuruluşları “yabancı ajan” olarak sınıflandırılıyordu. Ancak medya ve enformasyon yasasında yapılan yeni düzenleme, sıradan vatandaşlar ve özellikle de gazetecilerin “yabancı ajan” olarak nitelendirilmesine olanak sağlıyor.
Burada en can alıcı soru ise yeni düzenlemeye göre kimin yabancı casus olarak nitelendirileceği. Bunun için öncelikle bir medya kuruluşu veya sivil toplum örgütünün “yabancı ajan” sayılarak, ilgili kurumlar tarafından oluşturulan listeye alınması gerekiyor. Bir yayın kuruluşu veya sivil toplum örgütünün bu kategoriye alınması için ülke dışında küçük miktarda finansal destek alması bile yeterli geliyor. Muhalif siyasetçi Aleksey Navalni’ye ait rüşvetle mücadele alanında faaliyet gösteren vakfın ülke dışından yaklaşık 2 bin euro destek alması, “yabancı ajan” sayılması için yeterli oldu.
Bir yayın kuruluşu “yabancı ajan” sayıldığı zaman, o kuruluş için çalışan neredeyse tüm kadrolu ve serbest çalışanlar, “casus” olarak nitelendirilme riskiyle karşı karşıya bulunuyor. Bunun istisnası ise siyaset dışındaki konularda yazanlar.
Rusya Federal Meclisi’nin alt kanadı Duma’nın Enformasyon Politikaları Komisyonu Başkanı Leonid Levin, “Spor veya müzik alanında yazanlar için bu tür bir işbirliği, yabancı ajanlar listesine alınma konusunda pek risk içermiyor” diyor. Rus blog yazarları da, bu yasaya tabi olmayacak. Levin, yeni yasal düzenlemenin blog yazarları üzerinde “doğrudan etkisi” olmadığını belirtiyor.
“Toplumsal veya siyasi konularda yazanlar için ise durum farklı. Bu durumda risk mevcut” diyen Levin, bunların kendi “özel görüşü” olduğunun altını çiziyor. Kimin “yabancı ajan” olup olmadığına karar verecek olanlar ise dışişleri ve adalet bakanlıkları.
Rusya Adalet Bakanlığı’ndan edinilen bilgiye göre 10 yayın kuruluşu “yabancı ajan” olarak sınıflandırılıyor. Bunlar arasında Amerika’nın Sesi, ABD Kongresi tarafından finanse edilen Özgür Avrupa Radyosu (RFE/RL) ve Currenttime.tv bulunuyor. Deutsche Welle ile birlikte diğer Alman yayın kuruluşları ise yabancı ajanlar listesinde yer almıyor.
Bunun yanı sıra 74 sivil toplum örgütü “yabancı ajan” olarak değerlendiriliyor. Bu yayın kuruluşları ile sivil toplum örgütleri için sıklıkla katı denetimler uygulanıyor. Denetimlere uymayanlar ise para cezası ve hatta kapatılma tehdidi ile karşı karşıya bulunuyor. Bireylere yönelik para cezasının miktarı ise henüz bilinmiyor.
Vladimir Putin’in 2012 yılında yeniden devlet başkanlığına seçilmesinin ardından medya ve sivil toplum örgütlerine yönelik baskı giderek arttı. Bu tarihten beri, ülke dışından finansal destek alan her sivil toplum kuruluşunun kendini “yabancı ajan” olarak kaydettirmesi gerekiyor.
2017 yılında yapılan değişiklik ile yayın kuruluşları da yasa kapsamına alındı. Rusya’daki ilgili yasa, ABD’deki 1938 yılında Nazi propagandasına karşı çıkartılan kısaca FARA olarak adlandırılan Yabancı Ajanlar Kayıt Yasası ile benzerlikler gösteriyor.
Rusya’da bu yasanın yürürlüğe girmesinden bu yana çok sayıda sivil toplum kuruluşu kapısına kilit vurmak zorunda kaldı. Son olarak ekim ayında, Rusya’nın tanınmış aktivistlerinden Lev Ponomaryov’un liderliğindeki insan hakları örgütü, Yüksek Mahkeme kararı ile kapatıldı.
Rusya’da yeni düzenleme yasalaşmadan önce Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Dunja Mijatovic, yasanın parlamentodan geçmemesi için çaba gösterdi. Mijatovic, bu yasal düzenlemeyi “basın özgürlüğüne ve insanların serbestçe bilgi alma ve yayma imkanına karşı ciddi bir darbe” olarak değerlendirdi.
Kremlin’e yakın olan Rusya İnsan Hakları Konseyi ise atılan bu adımı “Batı’nın faaliyetleri karşısında kaçınılmaz” olarak nitelendirdi.
Ekim 2019’a kadar Rusya İnsan Hakları Konseyi’nin başkanlığını yürüten Mihail Fedotov ise yasada yapılan değişiklikleri eleştirerek, “Vatandaşı kitlesel medya olarak tanımlamak, hukuken saçma” değerlendirmesinde bulundu.
Özgür Avrupa Radyosu Rusça servisinin yöneticisi Andrey Şariy ise yasanın nasıl uygulanacağı konusunda Rus yetkililere başvuracaklarını belirterek, “Bu yasa ile çalışmak bizim için daha kolay olmayacak” dedi.
Kaynak: DW