Dünya Çeçenya hakkında neden endişelenmeli
Geçtiğimiz şubat ayında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’ya yönelik geniş çaplı bir işgal başlatmasının ertesi günü, tepeden tırnağa savaş kıyafetleri içindeki muhtelif savaşçılar Rusya’nın güneyindeki Çeçenya eyaletinin başkenti Grozni’de toplandı.
Çeçenya’nın Kremlin destekli lideri Ramzan Kadirov, kendisi için özel olarak hazırlanmış bir üniforma giymişti ve belinde bir tabanca taşır halde medyaya görüntü verdi. Bu halde medya karşısına çıkıp Rusya’nın başlattığı askeri operasyonu kutladı ve Putin’in emriyle Çeçen gönüllüleri savaşa gönderme sözü verdi.
Kadirov, “Askerlerimin ne kadar cesur olduklarını kanıtlayacaklarından eminim ve önümüzdeki günlerde milyonlarca insanın şiddetten ve ölümden kurtuluşunu kutlayacağız” dedi.
Bu şiddetli saldırı başlangıcına rağmen, Putin’in Ukrayna’nın başkenti Kiev’i ele geçirmeye dönük saldırıları, zaman ilerledikçe sekteye uğradı. Bu işgalin başarı oranı gün geçtikçe azaldı ve artık hedef, işgal altındaki topraklarda tutunabilme çabasına dönüştü. Bu süreç boyunca ise Ramazan Kadirov, Kremlin’in acımasız savaşının en sesli savunucularından biri olarak ortaya çıktı.
Savaşta görev alan Rus askeri komutanlarının dikkatleri üzerine çekmeyecek sessizlikte hareket etmelerine ve sıradan Rus askerlerin akıllı telefon kullanmasının dahi yasak olmasına rağmen, Rusya Ulusal Muhafızları’nda bir general olan Kadirov, 3 milyondan fazla takipçisi olan Telegram hesabında saplantılı bir şekilde video, sesli mesaj ve yorum paylaşıyor.
Bu arada hatırlatmakta fayda var ABD, 2017’de insan hakları ihlalleri nedeniyle Ramzan Kadirov’a yaptırım uyguladı ve kendisinin Facebook ve Instagram hesapları kapatıldı. Ramzan Kadirov, Ukrayna savaşı süresince Ukrayna’ya karşı bazı taktik nükleer silahların kullanımını da tavsiye ederek insan haklarına ne kadar saygılı (?) olduğunu bir kez daha göstermiş oldu.
Görünürde Kadirov, bir zamanlar Rusya’nın en asi bölgesi olan ve 1990’lardaki bağımsızlık girişiminin bedelini çok ağır ödeyen Çeçenya’nın, o yılların aksine artık Rusya’nın en sadık tebaası olduğu mesajını veriyor. Ancak Kadirov’un bu aleni sadakat gösterilerini Rusya’nın Çeçenya’yı başarılı bir şekilde kendisine bağlamasının bir işareti olarak görmek yanlış olur. Aslında, Kadirov’un oynadığı büyük rol, yalnızca Rusya’nın iddia ettiği çok ırklı ve barış içinde yaşayan (?) federasyonun kırılganlığını vurguluyor. Bu nasıl mı oluyor?
Çeçenya, Rusya’nın 80’den fazla federal bölgesinin çoğu gibi, petrol ve gaz gelirlerinin dağıtılmasında Kremlin’in cömertliğine bağımlı. Londra’daki Chatham House’da kıdemli araştırma görevlisi Nikolai Petrov, “Orta Çağ’da olduğu gibi, Kadirov kişisel olarak Rusya’nın değil, Putin’in bir tebaası” şeklinde açıklama yaptı.
Ancak Putin Ukrayna’daki savaşa insan gücü ve para aktarmaya devam ettikçe, kendi ülkesindeki tahakkümü de zayıflıyor. Putin’in çok uluslu bir imparatorluk kurma projesi başarısız olursa, Rusya nüfusunun yüzde 1’ini oluşturan küçük bir bölge olan Çeçenya, bir kez daha Rus devleti için bir istikrarsızlık kaynağı olabilir.
Washington’daki Wilson Center’da kamu politikası görevlisi ve Rusya’nın Çeçenya sınırındaki bir eyaleti olan İnguşetya’dan bir insan hakları savunucusu olan Zarina Sautieva, “Rusya’nın parçalanması kaçınılmazdır” dedi.
Sautieva şöyle devam etti; “Rusya’nın bir arada durabileceğini düşünmüyorum, ancak bunun aylar mı yoksa yıllar mı alacağını konusu belli değil.”
Ukrayna’da Kremlin orantısız bir şekilde yerli etnik azınlıklara sahip yoksul bölgelerden gelen genç askerlere bel bağladı: Çeçenya’nın bulunduğu Kuzey Kafkasya’dan Moğolistan sınırındaki Buryatia ve Tuva gibi vilayetlere kadar tüm bölgeden gelen yerel askerler cephelere intikal ettirildi. Putin, Eylül ayında “kısmi seferberlik” ilan ettiğinde, kuzeydoğu Sibirya’da ve Çeçenya ile Yakutya’ya komşu olan Dağıstan’da protestolar patlak verdi.
Sautieva, “federal bölgeleri finanse etmeye devam ettiği sürece Kremlin’in bu gösterileri bastırabileceğini söyledi. Ancak sosyal yardım ödemeleri durursa ve Ukrayna’dan gelen asker cesetlerinin sayısı artmaya devam ederse, sadece Kafkasya’da değil, Rusya’nın tamamında insanlar ayaklanacak” dedi.
Bu, Rusya’nın federal bölgelerinin, özellikle de hareketli Kuzey Kafkasya’nın Moskova’dan kopmak üzere olduğu anlamına gelmiyor tabii ki. Rusya cumhurbaşkanının övülen “dikey gücü” bölgesel liderleri mali ve siyasi desteğe bağımlı kılarak sıkı bir tasmayla bağlı tutuyor.
Ne de olsa Putin, Çeçenya’nın bağımsızlık özlemlerini bastırmak için acımasız bir savaş yürüterek iktidara geldi. Ramazan’ın babası Ahmed Kadirov’u Çeçenya’nın kukla rejiminin başına atadı ve 2004’te Ahmed suikasta kurban gittikten sonra Ramzan’ı babasının yerine terfi ettirdi. Ve sorgusuz sualsiz sadakati karşılığında, tüm aşırılıklarına göz yumarak genç Kadirov’u petro-dolarlarla besleyip büyüttü.
Kuzey Kafkasya uzmanı Denis Sokolov, “Rusya’nın sömürge rejimi Kuzey Kafkasya’da istikrara kavuştu” dedi.
Sokolov şöyle devam etti: “Kuzey Kafkasya bölgesel seçkinler sistemin bir parçası haline geldi ve bölge halkları geleceklerini Rusya rejimine bağlı olarak görüyorlar.” Sonuç olarak, Kafkasya için düpedüz ayrılıkçılıktan bahsetmek için erken olur. Elbette Kafkasya’da, Urallar-Volga bölgesinde ve Buryatia’da insanlar bunu düşünüyorlar. Ama siyasi veya askeri bir örgütlenmeleri yok. Fakat bu durum her an çok hızlı bir şekilde değişebilir.
Putin’in Ukrayna’daki savaşında sıradan Rusları askere alma yönündeki kararı, bölgesel özerkliğe olan ilgiyi tazeledi. Sokolov, “Durum seferberlikle doruk noktasına ulaştı. Seferberlik ölüme eşittir ve insanlar buna direnecektir.” dedi.
Telegram hesabını bir megafon ve Çeçen savaşçıları ise bir sopa olarak kullanan Kadirov, hem Rusya’nın en yüksek profilli valisi hem de askeri lideri olarak kendisine eşsiz bir yer edindi.
Petrov, “Bugün Rusya’da iki rejim görüyoruz: Putin’in ve Kadirov’un rejimleri” dedi.
Çeçen diktatör, Putin’e sadakatini her seferinde hatırlatmayı çok seviyor. Eylül ayında, 46. doğum gününden bir ay önce Kadirov, yaldızlı bir sarayda otururken çekilmiş bir videosunu yayınlayarak, 15 yıllık iktidardan sonra istifa etme zamanının geldiğini öne sürdü. Üç gün sonra, Çeçen halkının görevini kendisine emanet ettiğini ve ancak onlara ve Putin’e sorduktan sonra istifa edebileceğini söyleyerek ifadesini geri çekti.
Kadirov sürekli olarak kendi otoritesinin sınırlarını test ediyor. Son olarak halkın seferberlik duyurusundan duyduğu hoşnutsuzluğun farkında olarak, Rusya’nın kolluk kuvvetlerinde “herhangi bir Batı ordusunu devirmeye” yetecek kadar üniformalı adama sahip olduğunu duyurdu. Kadirov, seferberlik çağrısının sadece yedek askerlere eğitim vermek için gerekli olduğunu ileri sürdü.
Ayrıca, Rus askeri liderliğini savaş alanındaki başarısızlıklardan dolayı azarladı ve yüksek profilli Ukraynalı savaş esirlerinin Putin tarafından neredeyse kesin olarak onaylanan bir esir değişimiyle serbest bırakılmasına karşı yakındı. Kadirov bu aşırılıklarının karşısında azarlanmak yerine, doğum günü olan 5 Ekim’de Putin’in kendisini albay general yaptığını duyurdu; bu, Kadirov’un işgalin başlangıcından bu yana ikinci terfisi olarak kayıtlara geçti.
Kadirov’un Putin ile ilişkisinin kişisel doğası, Kadirov’un Kremlin’e bağlılığının Putin’in iktidarda kalmasına bağlı olduğunu gösteriyor. Rusya’nın geleceği, ülkenin patronu gittiğinde Kadirov’un ne yapacağına bağlı olabilir.
Sautieva, “Kremlin’de kaos çıkarsa, bağımsızlığını ilk ilan eden Kadirov olacak” dedi. Öte yandan Petrov, Kadirov’un muhtemelen çok daha büyük emelleri olduğunu savunuyor. Kadirov’un Moskova’daki güçlü müttefikleri arasında, şu anda Ulusal Muhafızlara başkanlık eden eski bir Putin koruması olan Viktor Zolotov da var. Petrov, Rusya’ya ait diğer federal yetkililerin Kadirov’a karşı sayısal bir üstünlüğü olsa bile, kaotik bir geçiş döneminde onun kadar kararlı tepki gösteremeyebileceklerini söyledi.
Petrov, “Putin iktidardan ayrılırsa, Kadirov kendisinde bir sonraki kralım kim olacağını tayin etme yetkisi görebilir, hatta tahtta bizzat hak iddia eden biri olabilir” dedi. Petrov, Kadirov’un iktidarı ele geçirme şansının yüksek olmasa da, işleyen devlet kurumlarının yokluğu ve Rus düzeni içindeki olası anlaşmazlıklar göz önüne alındığında, bu şansın ihmal edilebilir olmadığını söyledi.
Yine de Petrov, Rusya’nın birliğine yönelik ana riskin bölgelerin kendilerinden değil, Kremlin’de onlar adına alınan kararlardan kaynaklandığı konusunda uyarıda bulundu. Merkezi hükümetin savaş ve uluslararası yaptırımlar nedeniyle parası bittiğinde, bunca farklı unsurla bir arada yaşayabilmenin yeni yollarını aramak zorunda kalacak.
Lucian Kim tarafından kaleme alınan bu yazı Mepa News okurları için Kaan Çeben tarafından Türkçeleştirilmiştir.