Rusya’daki Çeçen diasporası ve direnişe bakışları

Rusya’daki Çeçen diasporası dünyada Çeçenya dışında yaşayan tüm Çeçen toplulukları arasında en kalabalık olanıdır. 2002 Rusya nüfus sayımı resmi sonuçlarına göre 1.360.253 Çeçen’den 1.1 milyonu Çeçenya’da, 15.500’ü Moskova’da olmak üzere 260.000 Çeçen Rusya Federasyonu’nun diğer bölgelerinde yaşıyor.

Gerçek rakamın ise Rus yetkililerinin açıkladığından çok da yüksek olduğu ve Moskova ile Moskova Oblastı’nda yaşayan Çeçen nüfusunun resmi olmayan rakamlara göre 100.000’e kadar çıkabileceği tahmin ediliyor. (http://www.perepis2002.ru/index.html?id=17)

Çeçen diasporasının Rusya içinde dağılımının gösterdiği aşırı değişkenlik dikkate değer. Örneğin en kalabalık Çeçen toplulukları Moskova ve çevresinde görülebilir; Tyumen Oblastı, Başkurdistan, Tataristan, Ryazan, Voronezh, Novgorod, Saratov, Astrahan ve Volgograd gibi Rusya’nın petrol zengini bölgelerinde Sovyet zamanından kalan Çeçen grupları var; hatta Habarovsk ve Vladivostok gibi Rusya’nın uzak bölgeleri ile Stavropol Kray, Rostov Oblastı, Krasnodar Kray ile Kalmıkya gibi Çeçenya’ya yakın bölgelerde de Çeçen toplulukları var.

Diasporanın entelektüel kesimi akademisyenler Ruslan Hasbulatov, Salambek Haciyev, Y. Ahmadov ile pek çok profesör ve farklı alanlarda yüzlerce doktora öğrencisi, pek çok sanatçı, S-Kh. Nunuyev ile Z. Bersanova gibi yazarlar Moskova ile St. Petersburg’ta toplanmış. Diaspora Çeçenya’da meydana gelen olaylardan direk olarak etkilenmiyor. Gerçekte Çeçen toplumu daima çeşitlilik arz etmiş ve Çeçenya’daki gelişmelerde kendi yolunu bulmaya çalışmıştır.
İlk Çeçen askeri harekatı zamanında (1994-1996) Kremlin yetkilileri baskı uygulamak için Çeçen diasporasını kullandı ve ayrılıkçı harekete karşı bir denge olarak diaspora üyelerinin (S. Haciyev ve D. Zavgayev gibi) itibarına vurgu yapmaya başladı. 
Şimdiye kadar Çeçen toplumunun resmi sözcüsü gibi davranmaya çalışanların hiç birisi (Malik Saydullayev, Beslan Gantamirov, vs) kendisini topluğun çoğunluğuna sevdiremedi. Resmi diaspora yetkilileri (R. Apayev) genelde topluluğa birlikte hareket edebilen bir grup imajı verir ve bu şekilde yüz bin güçlü askeri üssü idare edebilen Moskova’yı etkilemeye çalışırlardı. Fakat Çeçenler bu stratejiye her zaman karşı çıktılar, çünkü onlar hükümet kurumlarıyla ortak hareket eden bir avuç insan tarafından kullanılmak istemiyorlardı.

Moskova merkezli Çeçen diasporasının sözde örgütlerinin liderleri (çeşitli vakıflar) halk arasında güçlü bir itibara sahip değiller. Bu liderler çoğunlukla bencil heveslere sahipler ve Çeçenler arasında takipçileri hemen hemen yok. Aslında diasporanın lideri olarak tanımlanabilecek kimse yok.    
Topluluk liderlerinin gerçek otoritelerinin olduğu, topluluğu ilgilendiren hemen hemen her konuyu çözebilecek yeteneğe sahip olduğu ve her türlü anlaşmazlığı çözmek için hükümetle iletişim kurabildiği daha küçük şehirlerde ise tam tersi bir tablo çıkıyor ortaya. Bu liderler, sıkıntı zamanlarında faydalı olabilecek önde gelen bireyleri desteklemeyi tercih eden topluluk üyelerinin desteğine sahipler.

Bugün itibariyle tüm yerel Çeçen topluluk liderleri Çeçenya’nın Moskova yanlısı devlet başkanı Ramzan Kadirov’a bağlılıklarını göstermeye çalışıyor ve bu sebepsiz değil. Birkaç on yılda Çeçen toplulukları ilk defa, geçmişte tahmin edilemeyecek şekilde, hem var olma hem de yetkililere meselelerini yerinde çözmek için başvurma imkanı elde etti. Sovyet zamanında Çeçen diasporası var olmaya çabalarken Rus “demokrasisi” döneminde devlet başkanı Vladimir Putin’in Ramzan Kadirov’a verdiği kişisel destek sayesinde diasporanın yeraltındaki varlığı son buldu. Bugün her bir Çeçen topluluğu Ramzan Kadirov’un adını ve itibarını kullanarak geçmiş sıkıntıların acısını çıkarmaya çalışıyor. Moskova’da bile yirmi otuz yıl önce polisler Çeçenleri avlarken bugün onlara kibar davranmak ve komutanlarının emrettiği gibi Çeçenlerden “kardeş” diye bahsetmek zorunda. Bu durum Çeçenler için Rusya’da hayatı ve iş aramayı çekilir hale getirmiş. Yerel diaspora liderlerinin Kadirov’a olan bağlılıklarını devamlı kılmak için çoğunlukla Çeçen devlet başkanlığının temsilcisi olarak Rusya’nın çeşitli bölgelerine atanıyorlar ve bu durum onları Çeçen yönetiminin fiili görevlisi haline getiriyor.                    
Çeçenya’daki son iki savaşta meydana gelen olaylar Çeçen diasporasında ayrılık taraftarı ile bu fikre karşı çıkanlar arasında keskin bir çizgi çekti. Bugün hiç kimse tahmini olarak bile hangi grubun daha kalabalık olduğunu kestiremiyor, çünkü bağımsızlığa karşı çıkanlardan bazılarının Çeçenya için Rusya’dan bağımsız farklı bir gelecek bakışı var. (Bu grup Çeçenya’nın Rusya’dan ayrılmasına değil ayrılıkçı liderlere karşı çıkıyor).   
Buna ek olarak, her ne kadar Moskova’da güvenilir bir destekleyici grup olarak görülse de önde gelen Çeçen işadamlarının çoğunluğu Çeçenya-Rusya ilişkilerinin bozulması halinde sığınabilecekleri güvenli bir liman olarak Rusya’dan bağımsız bir Çeçenya görmekten mutluluk duyarlardı. Cumhuriyet dışında yaşayan pek çok Çeçen, Çeçenya’daki ailelerine para gönderiyor ve gelecekte Çeçenya’ya geri dönüş için ekonomik bir temel oluşturmak için Rusya’da çalışmaya devam ediyor. Bundan dolayı, Çeçenler Rusya’yı küçük ama daima sorunlu anavatanlarına dönmek ve onun işleriyle tekrar ilgilenmek için yeteri kadar zaman ve enerji toplayacak geçici bir mesken yeri olarak görüyorlar.      
Moskova’da yaşayan Çeçenler kendileri gibi düşünmeyenlerle Cuma namazında bile iletişim kurmaktan kaçınıyor. Ayrıca, genç Çeçenler bağımsızlık fikrine daha çok kayıyorlar ve yaşlılar arasında rağbet gören uzlaşma fikrini eleştiriyorlar. Gençler daha radikaller ve 1997’de ölen selefi Çeçen lider Şeyh Fathi’ye olan bağlılıklarından dolayı daha çok selefi İslami öğretilerden etkileniyorlar. İnternette yayınlanan vaazları ve hayat hikayesi yoğun ilgi çekiyor ve hayranlık uyandırıyor. Gerçek bir mücahit olarak görülüyor ve genç Çeçenler onun bir Çeçen devleti kurma ve selefi fikirleri tüm Çeçenler arasında yayma idealini destekliyorlar. Gençler, eski nesil Çeçenlerden çok daha organizeli; aynı kulüplere gidiyorlar ve Çeçenya’daki gelişmeler hakkındaki fikirlerini internet üzerinden birbirleriyle paylaşıyorlar. Moskova yanlısı mevcut Çeçen yönetime kesinlikle karşı çıkıyorlar ve direniş hareketini karşı çıkanları eleştiriyorlar. Direniş hareketinden bazı kanaat önderlerinin fikirleri pek hoşlarına gitmeyebilir, ama onlar bu ayrıntıların önemsiz olduğunu ve dikkate değmeyeceğini düşünüyorlar.              
Çeçen diasporasından bir başka grup da direniş hareketinin fikirlerine tam destek veriyor ve gizli örgüt gibi faaliyet gösteriyorlar. Kendilerini cemaat olarak görmeye devam etmelerine rağmen, daha doğru bir tanımlamayla direniş hareketi için bir tür destek üssü görevi görüyorlar. Bu, farklı sebeplerle Çeçenya’yı terk etmeye zorlananlara destek veren grup. Bu tür cemaatler Tataristan’da Rus hükümetinden çok baskı gördü. Bununla birlikte, bu cemaatler hiç şüphesiz Karaçay-Çerkes, Kabardey-Balkar, Stavropol Kray, Mordovya, Tataristan, Başkurdistan, Kuzey Osetya, Moskova, Astrahan, Volgograd, Ulyanovsk, Ekaterinburg, Çelyabinsk, Tyumen ve Petrozavodsk’ta varlıklarını sürdürebildiler.      
Direniş hareketi sadece etkin katılımcıları değil aynı zamanda varlığının devamı için hayati öneme sahip güçlü bir halk desteğini de içeriyor. Bugünkü direniş hareketinin kökünü ve doğasını tam olarak anlamak için Rusya’dan kopma fikrinin anlaşılması ve halk desteği bakımından zirve noktaya ulaştığını anlamak gerekiyor. Mevcut direniş hareketinin geleceği, tamamen bu anlayışın büyümeye devam edeceği ya da halkın direniş hareketi tarafından üretilen fikirlere olan inancını yitireceği ikileminin sonucuna bağlı. Vurguyu bağımsızlık fikrinden Kafkasya’da ortak bir İslami devlet kurma önerisine kaydırmak bağımsızlık taraftarı olan pek çok kişiyi kaçırtabilir. Kosova’nın kısa bir süre önce bağımsızlık ilan etmesi Rusya’dan kopmanın gerçekleşmesinin muhtemel olduğuna inananların tezine bir destek şeklini aldı ve direniş liderlerinin son altı ayda attıkları tüm yanlış adımların unutulmasını sağladı. Şimdilik taktik ve stratejide olası değişiklikler olacağına dair bir işaret olmasa da etkinin ne kadar süreceği ve direnişin nasıl hareket edeceğini zaman gösterecek.  AD/FT     

Weekly’de (March 27, 2008—Volume IX, Issue 12) ‘Rusya’daki Çeçen diasporası’ başlığıyla yayımlanan bu yazıyı Ajans Kafkas için Adnan Demir çevirdi.

Mairbek Vaçagayev