Kabardey Balkar’daki kriz, Kabardey- Balkar ekseninden Kabardeylerle ırkdaşı Kanokov’un yönetimi arasındaki gerilime dönüşüverdi.
Karaçay-Çerkes’te Çerkesler siyasal alanda zemin kaybından ‘Çerkes özerk bölgesi’ talebiyle ‘Büyük Çerkesya’ hülyasına bir kez daha kapılırken komşu cumhuriyet Kabardey-Balkar’da topraklar üzerine oynanan bir oyun, cumhuriyetin iki ana etnik unsurunu birbirine düşman etti. Balkarlar ve Kabardeyler (Adıgeler/Çerkesler) arasına ‘toprak’ girerken, Kabardeylerin egemen olduğu iktidar bir yanağından Kabardey diğer yanağından Balkar tokadı yer hale geldi.
Altı yıldır kâh üzeri küllenen kâh alevi harlanan krizin kod adı ‘mera’, resmi adı ‘yerel sınırların tayini’. Mesele ülkenin meralarını kimin kontrol edeceğinde düğümleniyor… Sorun 2003’te Rusya Federasyonu’nun kabul ettiği belediye sınırlarının tayiniyle ilgili 131 nolu kanunla başladı. Kanunu hayata geçirmek için yerel düzenlemeler yapılırken Kafkasya gibi toprakları küçük ama çok milletli bir bölgeye sıra gelince ortaya ‘devasa’ sorunlar çıkıverdi. Esasen 131. madde köylere ait toprakların yani kolhoz ve sovhozlardaki toprakların köylere devredilmesini ve köylerin bütçelerinin buralardan sağlanmasını öngörüyor. Her iki kesim de yasanın özüne değil yerel uygulamasına yönelik düzenlemelere karşı çıkıyor.
Kabardey ve Balkarları karşı karşıya getiren ‘mera’ krizinin künhüne varmak için hikâyeyi başa sarıp bugüne gelelim:
27 Şubat 2005’de ‘Kabardey-Balkar İdarenin Yapısı Kanunu’ ve ‘Kabardey-Balkar Belediye Sınırları ve Statüsü Kanunu’ adıyla iki kanun çıkaran Kabardey-Balkar yönetimi ‘köyler arası bölge’ tanımını geliştirerek köylerin ekip-biçtiği tarlaların dışındaki otlak alanları merkezin kontrolüne aldı.
Yasalar Kabardeyleri etkilese de esas gürültü Balkar tarafından koptu. Bir kere potansiyel turistik yatırım bölgesi Hasanıya ve Belaya Reçka’nın statüleri iptal edilerek Nalçik’e bağlanması Balkarlar açısından en büyük darbeydi. Ama benzer şekilde Kabardey cephesinde Adiyukh ve Kenje köyleri Nalçik’e, Dugulubgoy köyü Baksan’a bağlandı. Kabardeyler kim bilir iktidarı kendilerinden bildikleri için tepkisiz kaldılar. İki Balkar kasabanın sakinleri ise eskiye dönmek için referandum kararı alırken merkezi yönetim bunu peşinen yasadışı ilan etti. Hasanıya 29 Mayıs 2005’te referanduma gitmekte ısrar edince oylamaya iki hafta kala Belediye Başkanı Artur Zokayev öldürüldü. Balkarlara göre olay fail-i malum, iktidara göre ise fail-i meçhul. Zokayev’in ölümüyle milliyetçilikte iyice bilenen Balkarlar, statü sorununun çözümü için yönetime ihtar çekip eğer eski düzene dönülmezse Kabardeylerle ortaklığa son verip Balkarya’yı kurma tehdidiyle ciddiyetini gösterdi. Bu arada Balkarların yeni ulusal taleplerine sözcülük edecek bir hareket de doğdu: ‘Balkar İhtiyarlar Heyeti’. Heyet, eski General Sufyan Beppayev’in başkanlığındaki Balkar sivil örgütü Alan’ın iktidar yanlısı tutumundan kaynaklanan boşluğu doldurdu.
Kanokov rahatlattı ama
‘Tek adam’ Valeri Kokov’un ardından 2005’de devlet başkanlığı koltuğuna atanan ve ‘uzlaşı’ kültürünü öne çıkaran Arsen Kanokov, 2006’da Bezengi, Kara-Suv, Verkhniy Balkar ve Babugent’ten ‘köyler arası bölge’ye aktarılmış toprakların bir kısmının geri verilmesini öngören bir karara imza atarak Balkar öfkesini hafiften dindirdi. Ama sorunlar tamamen çözülmedi. Balkarlar, 8 Mart 2007’de başkent Nalçik’te bir miting düzenledi. Talepler şunlardı: ‘Köyler arası bölge’ tamamen iptal edilsin; Balkar halkının sürgün edildiği 1944’ten önceki Balkarya idari düzeni yeniden tesis edilsin; 1991 tarihli ‘sürgün edilen halkların rehabilitasyonu kanunu’nun gereği yapılsın. Balkarlara göre, 1957’de sürgünden döndüklerinde dört Balkar yerleşim merkezinden sadece üçü yeniden oluşturuldu. Kabardeylerse oluşturulmayan dördüncü yere karşılık bir Kabardey bölgesinin tahsis edildiğini hatırlatıyor.
Ültimatomlarla yetinmeyen Balkar İhtiyarlar Heyeti hukuk savaşına girişip 3 Nisan 2007’de Rusya Anayasa Mahkemesi’nden 131. yasada nüfusu yoğun bölgeler için istisna getiren bir kararla Nalçik’e döndü.
Nalçik mahkeme kararına karşı çıkış yolu arayışındayken Balkar İhtiyarlar Heyeti, Kanokov yönetimiyle restleşmenin dozunu artırınca kapatma davasıyla karşı karşıya kaldı. Yerel mahkemenin Rusya Federasyonu’nda teröre eşdeğerdeki ‘aşırılıkçı’ suçlamasıyla aldığı kapatma kararı 2008’de Rusya Yüksek Mahkemesi’nden döndü. Karşılıklı suçlamalardaki üslup daha da acıtır hale geldi. Etnik fay hatları kırılırken nihayetinde parlamento, 25 Kasım 2008’de Balkarların yaşadığı Babugent, Bezengi, Verkhniy Balkar (Çerek Rayonu), Verkhniy Çegem (Çegem Rayonu), Verkhniy Baksan (Baksan Rayonu) bölgelerindeki 100 bin hektardan fazla toprağın Balkarlara devrini öngören tasarı ilk okumada kabul edildi. Hasanıya ve Belaya Reçka’nın statüleri iade edilmedi. Ancak bu kez Balkarları memnun eden yeni düzenlemeye Kabardeyler isyan etti. Çünkü yasayla Balkarların yaşadığı bölgelerindeki ‘köyler arası bölgeler’ bu bölgelerdeki yerel belediyeler arasında paylaştırılırken Kabardey-Balkar’daki Kabardeyin yaşadığı Zolski ve Terek ile ve Rusların yoğun olarak bulunduğu Prohladna’daki ‘köyler arası bölgeler’ devletin mülkiyetinde kaldı. Terek ve Prohladna’da Sovyetler döneminden beri tarım kuruluşlarının kullandığı meralar da aynı statüyü aldı. Haymaşa ve Aursenth dahil Kabardeylere ait meralar da elden çıktı.
Kabardeylerin hesabına göre toprak transferleri
Kabardeylerin tepkisi üzerine Aralık 2008’de tasarının ikinci oylaması ertelenirken Kanokov, Mart 2009’da ortak formül bulunması için Kabardey, Balkar ve Ruslardan 12’şer temsilcinin yer aldığı bir uzlaşı komisyonu kurdurdu. Komisyonda Balkarları ‘Alan’, Rusları ‘Veçe’ örgütü temsil etti. Komisyondaki Kabardey sivil örgütleri, 2005’ten önceki statüye dönülmesini, mesafelere bakılmaksızın meraların tarihte oluşmuş geleneklere göre bütün Kabardey-Balkar köylüleri arasında eşit paylaştırılmasını istiyordu.
Uzlaşı komisyonunda Kabardeylerin önerileri kabul edilmezken Balkarların tasarısı bir oldubittiyle parlamentoya sunulup 31 Ekim 2009’da kabul edildi.
Kabardeylere göre iktidarın toprak kumarında açıkları iyi kullanan Balkarlar, 2005’ten itibaren önce 243 bin hektar, ardından 126 bin hektar toprak elde etmiş oldu. Nihai tabloda 40 bin kişilik kırsal Balkar nüfusuna yani nüfusun yüzde 4.5’ine 430 bin hektar toprak düşüyor. Bu da cumhuriyet topraklarının yüzde 34’üne denk geliyor. Böylece her bir Balkar’a bir Kabardey’den 10 kat fazla toprak düşmüş oluyor. ‘Köyler arası bölge’ diye Kabardeylerden alınan topraklar Balkarlara yapıldığı gibi geri verilmezken tarihsel olarak Kabardeylerin kullandığı dağlık bölgeler de ellerinden alınmış oldu.
Adıge sivil örgütleri toprak transferine dair kendi zaviyelerinden geçmişe dönük bir başka hesap daha çıkardı. Buna göre Balkarlara tarihte şu şekilde toprak transferleri oldu: Ağırlıklı olarak Kabardeylerin sürgüne maruz kaldığı 1860-1880 arasında Baksan nehrinin yukarısı, Çegem, Çerek ve Hulama-Bezengi boğazında yaşayan Balkarların meralara ihtiyacı vardı. Topraksız Balkar köylülerin Kabardey topraklarına göç ettirilmeleri kararı alındı. 1867’de Hasaut ve Çijik-Kabak, 1868’de Gundelen (Kendelen) ve Belaya Reçka, 1873’te Habaz, 1875’te Kaşhatau köyleri oluşturuldu. Bu köylere 19 bin 559 hektar ayrıldı. 22 Şubat 1879’da Kafkasya valilik konseyinin aldığı kararla Kabardey dağ meralarından Balkarlara 43 bin hektardan fazla yer ayrıldı. 1913’de ise topraksız Balkar köylülerine 42 bin 588 hektar daha verildi. Ayrıca Osetya’ya 6 bin 341 hektar; İnguşetya’ya 2 bin 359 hektar; Karaçay’a 53 bin 935 hektar verildi. Eylül 1921’de Kabardey’in Dağlık Cumhuriyetleri yapısından çıkmasıyla komşu halklar Kabardey’den kendilerine, Kabardey prens ve asilzadelerinin eski topraklarından verilmesini talep ettiler. Karaçay’a 100 bin hektar, Balkarya’ya 50 bin hektar, diğer halklara 109 bin hektar ayrıldı. 1918-1922’de toplam olarak Kabardey’den 135 bin 937 hektar koparılmış oldu.
Kabardeylere göre ihanet
31 Ekim’de kabul edilen yasanın ardından Kabardey cephesinde Khase Başkanı İbrahim Yağan, Dünya Adıge Kardeşliği Başkanı Zamir Şuhov ve Çerkes Kongresi Başkanı Ruslan Keşev ortak açıklama ile yönetime ültimatom çekerek düzenlemelerin iptal edilmesini istedi. Üç lidere göre bütün bu oldu bittilerin arkasındaki isim devlet başkanının parlamentodaki temsilcisi Z.K. Kaşirokov. Çünkü istenmeyen adam ilan edilen Kaşirokov tasarının parlamentoya sevkinden önce meraların tasarıda yer almadığı sözünü vermişti, tam tersi çıktı. Kaşirokov 2005’den itibaren emin adımlarla cumhuriyeti parlamamaya dönük adımlar atmakla, Kabardey ağırlıklı parlamento radikal Balkar örgütlerin şantajlarına boğun eğmekle, Devlet Başkanı Arsen Kanokov da halkına ihanet etmekle suçlandı.
Kabardey cinsi at yetiştiricisi Yağan’ın başını çektiği Adıge cephesi, her zaman ‘meraların tüm zamanlarda, ülkenin tüm yerleşim yerlerince eşit şekilde kullanıldığını bu yüzden meraların özel bölge olarak kalması gerektiğini’ vurguladı.
17 Kasım’da başkent Nalçik’teki Abhazya Meydanı’nda düzenlenen mitingde Kabardeyler 2005 öncesi duruma dönülmesi taleplerini yineledi. ‘Adıge Sivil Hareketleri Koordinasyon Konseyi’ temsilcisi Jelyabi Kumehov, ülkedeki istikrarsızlık sürecinden Balkar Halkı İhtiyarlar Heyeti’ni sorumlu tutarak ağır eleştiriler yöneltti: "İstikrar bozucu güçler tüm Kabardey halkına savaş ilan etti. Karaçay-Balkar etnik tarihçileri kendi ırkdaşlarında, baş düşmanlarının Kabardeyler olduğu düşüncesini oluşturmayı başardı. Bu platformda uzak planları için etnik seferberlik halindeler. Kabardey-Balkar’da en eski halkın Balkarlar olduğunu, Kabardeylerin ise daha sonra geldikleri düşüncesini aşılıyorlar. Bundan dolayı onlar, Balkarların meralarda hakları olduğunu düşünüyorlar. Sovyetler döneminde Balkarlara 200 bin hektardan fazla Kabardey toprağı verildi ve bu topraklarda şu anda 16 Balkar yerleşim yeri bulunuyor. Eğer Kabardey’den ayrılıp Balkarya cumhuriyetini oluşturma fikrini olgunlaştırmasalardı bundan söz etmeyebilirdik."
Kabardeyler sessizken Balkarlar meydandaydı
Toprak yasasıyla ilgili 2009’da komisyon süreci işlerken Kabardeylerin suskunluğuna karşın Balkarlar seslerini duyurmak için Moskova’ya bile çıkarma yaptı. Moskova’nın farklı bölgelerinde 26-29 Ekim arasında ardı ardına düzenlenin mitinglerde ‘Kabardey ağırlıklı yönetimin Balkarlara karşı ayrımcılık yaptığı’, 1991 tarihli ‘sürgün edilen halkların rehabilitasyonu kanunu’nun gereğini yerine getirmediği’ suçlamaları işlendi. Karaçaylar da bu mitinglerde ‘Kabardey-Balkar’daki kardeşlerinin kaderlerine seyirci kalmayacakları’ ve ‘bu sorunlarla yüzleşirken onları yalnız bırakmayacakları’ vaatlerini içeren pankartlarda eşlik ediyordu.
Temmuz 2009’da Balkarlar, Nalçik’te yönetime karşı gösteri düzenlerken Kanokov iktidarının da sivil uzantılarıyla ağustos başında karşı gösteri organize ederek tepkileri dengelemeye çalışması dikkatten kaçmadı. Ağustosta İhtiyarlar Heyeti, Nalçik’te bir kez daha gösteri düzenlemek istedi ama izin koparamadı. Bunun üzerine Balkarlar ya Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev ya da Başbakan Vladimir Putin’le görüşme hedefiyle Nalçik’ten Moskova’ya yürümeye karar verdi. 20 ile 84 yaş arasında 300 kişinin yürüyüşe katılması öngörüldü. 4 Ekim’de başlayacak yürüyüş Kremlin’den gelen bir telefon üzerine 29 Ekim’e ertelendi. Nalçik’e Medvedev’in Balkarların sıkıntılarının ay sonuna kadar çözüleceğine dair sözü uçurulmuştu. Gösterilerini sürdürmeye kararlı olduklarını gösteren Balkarlar Nalçik’ten gelen olumlu haberle pankartlar zulalarına atarken bu kez meydana inme sırası Kabardeylere gelmişti. Balkarların gösterisi ile el altından karşı gösteriyle yanıt veren Kanokov bu kez kendisine köklerini hatırlatan Kabardeylerle karşı karşıya kalmıştı. Çünkü bu yasalar Kabardey vekillerin oyu ve Kabardey ağırlıklı hükümetin desteği olmadan parlamentodan geçme imkânı yoktu.
Kabardeyden Kabardeye zorbalık
17 Kasım 2009’daki Kabardey mitinginde "Adıgey tarafının ne Balkar Halkı İhtiyarlar Heyeti, ne diğer Balkar sivil örgütü Alan’a bir diyeceği var. Bunu bizim Adıge milletvekillerimiz ve bürokratlarımız yapıyor. Balkarlara eleştirimiz yok" diyen Çerkes Kongresi Başkanı Ruslan Keşev’i 30 Kasım’da Khase ofisinde burnu ve kolunu kırıp hastanelik eden iktidarın ‘sivil müdahale gücü’ işlevini gören Kabardey sporculardı. İddiaya göre, Alikos takma adını kullanan ‘çete başı’ Şogentsukov Alisag liderliğindeki saldırganlar arasında Albert Nazranov’un ‘Negr’ lakaplı korumaları da vardı. Kabardey örgütlere göre saldırının hedefinde Keşev’le birlikte Khase Başkanı İbrahim Yağan ve Dünya Adıge Kardeşliği Başkanı Zamir Şuhov da vardı. Amaç ise 5 Aralık 2009’daki mitingin iptal edilmesi için gözdağı vermekti.
28 Kasım’da ise Nalçik’te 200 kişinin katılımıyla ‘Kabardey-Balkar Gençliği Barış İçin’ adlı bir forum düzenlenerek toprak yasasına karşı çıkan Kabardey sivil örgüt liderleri ‘kendi çıkarları için cumhuriyette gerilim peşinde koşan provokatörler’ olarak afişe edildiler. İthamların etrafındaki kişilerden bir tek Keşev’e söz hakkı tanınırken Yağan susturuldu. 5 Aralık gelip çattığında Kabardey sivil örgütlere ‘kan akar’ ihtarları çekilmekle kalmayıp mitingde ısrar eden Yağan’a da ofisinin önünde dayak atıldı. Mitingin yapılacağı Abhazya Meydanı da normalde kenarda kurulan pazar merkeze kaydırılarak eylem sabote edildi. Abhazya Meydanı yerine Kuzey Kafkasya Sanat Enstitüsü önünde sukut halinde bir gösteri olurken bir grup Balkar da Balkar Tiyatrosu önünde eylem yaptı.
Güncel mera krizi Balkarlarla Kabardeyler arasında tarihsel münakaşaları depreştirirken iktidar yanlısı Adıgelerle, sessiz kalmamayı seçen Adıge sivil örgütleri arasında da derin güven bunalımına yol açtı. Üstelik Kafkasya’daki bu gerilime Adıgey ve Karaçay-Çerkes’teki Adıge-Çerkeslerin yanı sıra Moskova, Türkiye, Ürdün ve İsrail diasporası da ortak olmaya başladı. Anavatandaki ateş diasporadaki tartışmaları da alevlendirdi…
İkinci bölüm: Balkarlar ne istiyor, Kabardeyler ne diyor?
Fehim Taştekin