1990’lı yılların hemen başında Sovyetler Birliği’nin içinde bulunduğu süreci değerlendirip Abhazya’nın da artık egemen ve bağımsız bir devlet olması gerektiğini söyleyerek başlattığınız hareketi eleştiren, hatta en azından Tiflis merkez hapishanesine kapatılacağınızı iddia eden birçok devlet adamı 30 Eylül 1993 bağımsızlık zaferinizin akabinde sizi şöyle tanımlamaya başlamıştı: “Herkesin ‘hayır olamaz’ dediğine, ‘evet olacak’ diyen adam.”Siz, yine aynı şeyi yaptınız sn. Grigoripa, kimsenin istemediği, onaylamadığı, kabullenemediği o dönüşsüz seyahate çıkıverdiniz.Tıpkı 23 Temmuz 1992 deki gibi.
O gün, Abhazya’nın egemenliğini ilan ettiğinizde de dünya devletleri bırakın kabullenmeyi adeta beş bin yıllık tarihi ile Abhazya’yı ve onun lideri olan sizin varlığınızı yok sayarak bu girişiminizi etkisizleştirme yolunu seçmişlerdi. Hatta hemen ertesi günü büyük ümitlerle tüm kabinenizi de yanınıza alarak geldiğiniz Türkiye’de de resmi makamların size karşı takındıkları ilgisiz ve nahoş tavırlar bile sizin direncinizi örseleyememişti.
Tüm muhatap olduğunuz olumsuzluklara rağmen o, muhteşem zarafetiniz ve devlet adamlığı olgunluğunuz ile sizin için önemli olanın halkınızla buluşmak ve tüm Abhaz halkının anavatan toprağında bir arada egemen ve özgür bir yaşama kavuşması olduğunu vurgulayarak “Biz Abhazya’da kalanlar olarak Abhazya’yı bugüne kadar sizin adınıza da koruduk ve muhafaza ettik, gelin bundan sonra birlikte devam ettirelim ve mesafe alalım” diyerek sadece Abhazya’nın değil dünyanın dört bir yanına dağılmış tüm Abhazlar’ın da nihai hedefini belirlediniz.
Sn. Vladislav Grigoripa, işte o gün söylediğiniz bu sözler, maalesef çok kısa bir süre sonra başlayan savaş ve onu takiben uygulanan ambargo süreci boyunca tüm dünyada ki Abhazlar’ın ortaya koyduğu dirayetin ve karşı duruşun anahtarı olmuştur.
Halen başkanlığını yürüttüğüm Kafkas Abhazya Dayanışma komitesi de işte bu süreçte kurulan ve hem savaş sırasında hem de sonrasında özellikle sizin kişisel desteğiniz ile bu güne kadar Abhazya ve Abhaz halkının menfaatlerini her türlü kişisel çıkar kaygısından arınmış olarak müdafaa etmiş olup bundan sonrada aynı çizgide çalışmalarına devam edecektir.
Sn. Vladislav Grigoripa, bizlere emanetiniz olan Abhazya Cumhuriyeti’nin bağımsızlık ve egemenliğinin korunması adına tüm Abhaz halkının daima ve sonsuza kadar mücadele edeceğine inanıyorum.
Sevgili dostum Vladislav Grigoripa,
Özür diliyorum senden. İstanbul’da ki Dolmabahçe Camii gibi bir caminin Suhum’da inşa edilmesini sağlayamadığım için. Bir kere dahi serzenişte bulunmadın fakat ben yine de hem kendi adıma hem de Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığı dahil bu başarısızlıkta payı olan herkes adına senden özür diliyorum beni affet.
Arkadaşım, dostum demekten daima gurur duyduğum sevgili Vladislav Grigoripa, Allah mekanını cennet eylesin, huzur içinde yat.
* İrfan Argun, Kafkas Abhazya Dayanışma Komitesi Başkanı
İrfan Argun*