Mahaçkale/Ajans Kafkas – Dağıstan’da evinden karakola götürüldükten sonra dayakla hastanelik edilen Murtazali Adukhov, gözaltındayken gördüğü işkenceleri gazetecilere anlattı.
Kizılyurt kentinde gözaltına alındıktan sonra yakınlarının araştırmaları sonucu Hasavyurt’ta bulunan ve ardından şehir hastanesine sevki sağlanan Adukhov başından geçenleri şöyle aktardı: “Emniyet binasında Rustam adındaki kişi ağza alınmayacak sözler söyledi. Sakallı halimle dalga geçti. Namazdan sonra bana hakaret etti. Beni hiçbir zaman rahat bırakmayacağını söyledi. Rustam bana bazı fotoğraflar gösterdi, onları tanıyıp tanımadığımı sordu, tanımadığımı söylediğimde bağırarak ‘tanıyorum’ diyinceye kadar dövmeye devam edeceğini kaydetti. Odada 8 polis vardı. Rustam yorulduğunda diğerleri dövmeye başlıyordu. Gülle, ateş söndürücü, içi su dolu plastik şişelerle dövdüler. Daha sonra başıma kapalı supaplı gaz maskesi kafama geçirmeye başladılar. Bilincimi kaybettim, soğuk su dökerek kendime getirdiler. Tüm olanları polislerin cep telefonları ile kaydetti. İçlerinden biri çekimleri herkesin beni nasıl ‘hakladıklarını’ görmesi için yayınlayacaklarını söyledi. İşkence, beni pencereden gören bir tanıdığımın polise müracaat etmesi üzerine durdu. Ailemin birçok merciye başvurmasının ardından ellerimde kelepçeyle Kizilyurt bölge savcılığına götürüldüm. İlk başta Kizilyurt emniyeti adli soruşturma başkanı eşliğinde emniyet müdürünün odasına götürdüler. Bana “Seni kimse dövdü mü?” diye sordu. Olumlu cevap verdim. O zaman bana şöyle dedi: “Şimdi güzelce savcıya gidiyorsun, ona kimsenin sana parmak bile sürmediğini söylüyorsun.” Sessiz kaldım, ama savcı Musa İmamudinov’a her şeyi anlattım. Beni dinledi, daha sonra odadan çıkardılar, savcının yanına Kizilyurt emniyet müdürü girdi, uzun süre konuştular, daha sonra beni yeniden emniyete getirdiler. Daha sonra yeniden dövmeye başladıklar. Odalardan birine götürdüler, müdür bana kimsenin eziyet etmeyeceğini söyleyerek bir yere gitti. Onun gidişinin hemen ardından Rustam geldi, ağza alınmayacak sözler söyleyerek beni dövmeye başladı. Daha sonra Kizilyurt sulh mahkemesine götürüldüm. Rustam hakime beni her şeyi itiraf edene kadar tecritte tutacağını söyledi. Tedirgin olan Rustam beni geri götürdü, daha sonra polisler eşliğinde Hasavyurt emniyetine götürdüler ve ardından hiçbir şey açıklamadan serbest bıraktılar. Tüm geçen zaman boyunca aç bırakıldım, sağlık yardımı yapılmadı. Ailem işkence gördüğümün belgelenmesi için ilgili mercilere başvurdu ancak kabul edilmedi. Adli tıp uzmanı açıkça polisle başının derde girmesini istemediğini söyledi.”
Adukhov’un babası da Dağıstan İçişleri Bakanlığı ve savcılığa suç duyurusunda bulunacağını, sonuç alamazsa adalet için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gideceğini kaydetti. KU/ÖZ/FT