Kafkasya’da direnişçilere karşı operasyonlar ve karşı şiddet artarken bölgenin geleceğine dair karamsar senaryolar da öne çıkmaya başladı. Vahhabizm ve aşırılıkçılıkla mücadele adına gençlerin terörize edilmesi şiddet sarmalını büyütürken en son Kabardey-Balkar’da ünlü sporcu Murat Ristov’un ‘direnişçi’ diye yargısız infaza kurban gitmesi içten içe bir öfke patlamasına da yol açtı.
Nalçik’te yeni kurulan Adıge sivil toplum örgütü Khase’nin yöneticileri gidişatı Kavkaznews.net’e değerlendirdi. Khase Başkanı İbragim Yağan ve yardımcısı Zamir Şukhov’la yapılan röportajı Ajans Kafkas Türkçeye aktardı:
Son zamanlarda, hemen her gün Kabardey-Balkar’dan direnişçilerin öldürüldüğü, ölen polislerin haberleri geliyor. Buna bağlı olarak Kabardey-Balkar’da durumun çok gergin ve patlama durumunda olduğu izlenimi oluşuyor; Sizce bu neye bağlı ve bunların ardında kim var? Cumhuriyette gerginliğini büyümesi ne tür sonuçlar doğurur?
İbragim Yağan: Cumhuriyette ve Nalçik’te durum sakin. Vatandaşların büyük çoğunluğu gerginliği hissetmiyor. Durum, ekstremizmle mücadeleden çok iyi düzenlenmiş bir ticarete benziyor. Halk bu duruma adapte oldu ve buna tepki göstermiyor. Federal bütçede ‘antirerör’ maddesi bulunduğu müddetçe terörist eksikliği olmayacak. Vahhabizm fikrinden uzak olan gençler bilinçli olarak yeraltı örgütüne gönderiliyor, ülkedeki özel birlik sayısı ise oransal artış gösteriyor. Bu durumun kimin yararına olduğu farklı yorumlanabilir, ancak kesin olan şu ki bu durum ülke halkı için faydalı değil.
Zamir Şukhov: Dinini yaşayan gençler arasındaki gerginliğin artması kimseyi memnun etmez. Bu onların sürekli maruz kaldığı baskılardan dolayı meydana geliyor. Bu meselenin çözümü için engelleyici çalışmalar yürütüleceğine, ülkemizden nedense daha çok ‘temizlik’ yapılıyor. Murat Ristov’un öldürülmesi sporcular ve gençler arasında büyük öfkeye neden oldu. Hiç kimse Ristov’un radikal hareketlerle ilgisi olduğuna inanamaz. Onu tanıyan herkes onun kişiliğini ve terörizmle alakası olamayacağını biliyor. Onun öldürülmesi kanunsuz eylem ve herkesin artık yorulduğu sonu gelmez oyunların bir sonucu. Uzun zamandır milli örgüt ve hareketlerin liderleri baskı dalgası altında. Şimdi bizden de ekstremistler yapmaya çalışıyorlar. Defalarca tekrarladım,; eylemlerimiz kanunlar çerçevesinde devam ediyor ve halk ile devlet arasında karşılık anlayışı oluşturmaya yönelik. Bu teknenin baltalanmasının olumlu bir şeye götüreceğini düşünmüyorum. Bize istikrar ve sakin bir yaşam lazım, istikrarsızlıktan sade vatandaşlar hiçbir kazanç elde etmiyor.
Ülke yönetimi gerginliğin düşürülmesi meselesine ne kadar etkili yaklaşıyor? Bir devlet başkanı olarak Arsen Kanokov’un faaliyetlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
İbragim Yağan: Ülke yönetiminin duruma müdahale konusunda herhangi bir etkili kolu yok. Kabardey-Balkar Din İdaresi başında ise toplumla herhangi bir bağlantısı ve ortak hareketi olmayan yetkisiz kişiler bulunuyor. İdarenin kendisi şekilsiz ve yerel yönetime dini destekten başka hiçbir şey çözmüyor. Din idaresi liderleri mali sahtekarlıklarla kendilerini lekelediler, Müslüman gençler arasında saygı görmüyorlar. Diğer kollara gelince, örneğin silovik kurumları, yerel yönetim, aynı zamanda Arsen Kanokov’un özel bir etkisi yok, çünkü tüm bu kurumlar federal yönetime bağlı ve yerel yönetimle hiçbir anlaşmaları olmaz.
Zamir Şukhov: Gerginliği düşürmek için sivil toplumun dahil edilmesi gerekiyor. Sadece yönetimin gücüyle problemler çözülmez. Bugün ülkede her zaman için yönetimin eylemlerini kabul etmeyen sivil toplum nedense panik yaratıyor. Halbuki sivil toplumun rolü devlet organlarının çalışmalarını dengelemek, vatandaşların hak ve çıkarları korumaktır. Kişi kendisini saldırı ve kanunsuz eylemden korunduğunu hissettiğinde sakinleşiyor ve normal hayati konularla ilgileniyor. Sivil toplumun zayıf olduğu cumhuriyetlerde halkın kendi problemlerini kendi başına çözmeye çalıştığını ve bazen de silahlı karşı duruşa geçtiğini görüyoruz. Yönetimin halkın dinlemesi lazım.
Geçenlerde ‘Khase’ adıyla yeni bir sivil örgüt oluşturulduğunu ilan ettiniz. Bu örgütün daha önemli hedefleri nelerdir?
İbragim Yağan: Khase’nin önemli hedefleri şunlar: Toprak özel mülkiyeti, yerel idare kanunun maddelerinin yerine getirilmesi, meraların kullanılması konusunda tarihi uygulamaların göz önünde bulundurularak yeni bir kanunun kabul edilmesi, at yetiştiriciliğinin ülkenin tarım ekonomisi alanında öncelikli olarak belirlenmesi, at sporunun geliştirilmesi ve kültürel gelenek ve milli dilin korunması.
Zamir Şukhov: Cumhuriyetin iç meseleleri dışında ortak milli meselelerimiz de var. Diasporadaki vatandaşlarımızla ilişkilerimizi sağlamlaştırmaya çalışacağız, geri dönüşçülüğe yardım edeceğiz. Çerkesler ve RF’nin diğer halkları arasında yakınlaşma ve karşılıklı yardımın oluşması için gayret edeceğiz. Kendi yasal hak ve görevlerini bilen sağlıklı bir toplumun oluşmasına yardımcı olacağız.
Bugün Adıge dünyasında tek bir politik parti yok. Diasporadaki Adıge Khaselerinin çoğunluğu hayır örgütleri. Kuzey Kafkasya cumhuriyetlerindeki Adıge Khaseler ve Dünya Çerkes Birliği ise, Adıge halkının tüm problemlerinin otokrasinin siyasi kararı sonucunda bağlı olarak ortaya çıkmış olmasına rağmen siyasetle ilgilenmeme kararı aldı. Hem anavatanda, hem diasporada Adıge halkının çıkarlarını yansıtan Adıge milli partisinin kurulma fikri olgunlaşmadı mı?
İbragim Yağan: Yürürlükteki yasamaya göre, Rusya Federasyonu bölgesinde milli kimliğe bağlı politik parti kurmak yasal değil. Bununla birlikte Adıge dünyasındaki problemler göz önünde bulundurulduğunda böyle bir parti gerekli. Böyle bir partinin anavatan dışında kurulmasının etkili olacağını düşünmüyorum. Milletimizin yeniden diriliş fikri sadece tarihi vatan sınırları içinde gerçekleştirilebilir. Buna bağlı olarak Rusya’da bulunan büyük siyasi partiler içinde eylemleri aktifleştirmek gerektiğini düşünüyorum. Sadece Adıge değil, Rusya’daki tüm milli azınlıkların çıkarlarının sadece demokratik siyasi partilerde dikkate alınabileceğini düşünüyorum. Bugün Kabardey-Balkar’daki demokratik kurumların eylemleri şekilsiz, bu tür partilerle bugün ciddi bir işbirliğinden söz etmek mümkün değil. Bu partilerin üyeleri halkın çıkarlarını değil daha çok kendi kariyerlerini düşünüyor.
Zamir Şukhov: Maalesef bazı toplum adamları politika hakkında sadece yönetim ve durum mücadelesinde bir araç olarak düşünüyor. Aslında politika devlet ve toplumun ortak hareket alanıdır. Eğer sivil toplum adamları halkın çıkarlarını temsil etmezse bunu kim yapacak? Adıge Khase’nin seçimlere katılamamasına katılıyorum, ama kendi milli sivil örgütlerimizi kültürel-eğlence çalışmalarında sıkıştırmak bir yere ulaşmayan yoldur. Adıge Khase ülkede yaşanan olaylara etki edebilir ve etmeli. Kanun tüm sivil toplum örgütlerine halkın çıkarlarını koruma hakkını veriyor. Deneyimsiz ellerde sivil örgütler otoritesini, anlamını yitiriyor ve çalışmaları olumlu sonuçlar vermiyor.
Adıgey, Kabardey-Balkar ve Karaçay-Çerkes cumhuriyetlerinin Rusya Federasyonu yapısında birleşmesi fikrine nasıl yaklaşıyorsunuz? Ve şu anki siyasi ve ulusal şartlarda bu fikrin gerçekleşmesi ne kadar gerçek?
İbragim Yağan: Adıge, Kabardey-Balkar ve Karaçay-Çerkes cumhuriyetlerinin Rusya Federasyonu yapısı içinde ortak bir devlet olarak birleşmesi fikrine oldukça olumlu ancak uzak bir perspektif olarak bakıyorum. Adıgelerin toplu olarak yaşadığı bu üç bölgenin birleşmesinden önce halkın kendisinin bağlanması gerekiyor. Halkın birleşmesi için Adıgelerin ortak bir isim, ortak edebi dil kabul etmesi, ortak milli fikri onaylaması gerekiyor. Maalesef Rusya siyasi süreçlerine bağlı olarak tek halk sadece bölge olarak değil fikri olarak da ayrıldı. Ve halk amaç ve görevleri konusunda tek olmadığı sürece bölgesel birleşmeden söz etmek erken olur.
Zamir Şukhov: Çerkeslerin tarihi vatanlarında birleşmesi, her Adıgenin hayali. Bu tür ciddi konularda kamuoyunun manipule edilmemesi, yönetimin ‘denizden denize Büyük Çerkesya’ ifadesiyle korkutulmaması gerekiyor. Böyle davrananlar provokatör ve demokrasi düşmanıdır.
Adıgelerin tarihi vatanlarına geri dönüş girişimleri hayal ve istek çerçevesinde kaldı. Diasporanın ve Adıge cumhuriyetlerinin pasifliği bu hareketi tek bir adım ilerletmedi, aksine geri dönüşçülerin sayısında azalma görülüyor. Hatta bu düşüncenin şu anki şartlarda gündeme getirilmesine son verilmesi gerektiği düşüncesi ortaya çıktı. Bu düşünceye katılıyor musunuz yada bununla ilgili kendi düşünceniz var mı?
İbragim Yağan: Hayır. Bu düşünceye katılmıyorum. Tüm diasporayı tarihi vatana yerleştirme hedefi yok. Özellikle son yıllarda emeklilerin geri dönüş süreci var. Ve bugün gençler arasında tarihi vatanına dönmek isteyenlerin sayısı da az değil. Ama Adıgelerin tarihi vatanlarına geri dönüşü konusunda devlet politikası olmaması ciddi şekilde düşürüyor. Diasporanın en iyi temsilcilerinin geri dönüşünü sağlamak için iyi şartlar ve yasal temeli oluşturmak lazım. Sivil örgüt üyeleri defalarca ülke yöneticilerine yasal temeli oluşturmaları ve geri dönüşçüleri için vatandaşlık, ikamet izni alam konularının kolaylaştırılması başvurusunda bulundu. Onlar bugün maddi destek değil, sadece yasal destek bekliyor. Tarihi vatanına geri dönüş yapanların ülkemizde Nalçik’te ticaret yapan Çinlilerle aynı haklarda kabul edilemeyeceğini düşünüyorum.
Zamir Şukhov: Cumhuriyetlerimizde sorumluluğu diaspora ile ilişkileri düzene koymak, geri dönüş yapanlarla çalışmalar, her türlü meselelerde onlara yardımcı olacak devlet organlarının olması gerekiyor. Çerkeslerin yaşadığı ülke yönetimlerinin de Türkiye, Suriye ve Avrupa ülkelerinde de benzeri organlar oluşturması gerekiyor. Çerkeslerin tarihi vatanlarına geri dönüşüne her iki taraftan öncülük yapılması gerekiyor. Sivil toplumun görevi bu meseleleri gündeme getirmek, devletin görevi bunları çözmek.
Son zamanlarda Adıge meselesinin çözümünde Kremlin’in Adıgelerin problemleriyle ilgilenmek istemeyişine bağlı olarak ABD ve Batı’dan destek arayışı olması gerektiği duyulmaya başladı. Sizce Adıge milli meselesinin çözümü konusunda anahtar nerede?
İbragim Yağan: Adıge milli meselesinin çözüm anahtarı sadece tarihi anavatanda. Adıgelerin tarihi vatanının Rusya Federasyonu yapısı içinde olmasına bağlı olarak temel problemleri özellikle Kremlin’in çözmesi gerekiyor. Adıgelerin yaşadığı Avrupa ülkeleri ve ABD’nin desteğini hesaba katabiliriz, ancak Adıge milli meselesinin anahtarının bu ülkelerde aranmasını yanlış buluyorum. Bugün bizler dünyada meydana gelen politik süreçlere etki edemeyiz; Bizim temel görevimiz halkımızı, dilimizi, kültürümüzü modern dünyada korumak.
Zamir Şukhov: Kremlin’in Adıgelerin problemlerini çözme isteği olmadığını söyleyemem, çünkü Çerkesler daha kesin olarak taleplerini oluşturup yazmadı, ilk önce halkın ne istediğini belirlemek lazım. Rusya Federasyonunun Çerkes halkının doğru gelişim yolunun hazırlanması için özenle çalışmalıyız. Bu çalışmaya yabancı uzmanları dahil etmek mümkün, ama daha önemlisi etkileşim iç modellerini oluşturmak, Çerkesler ve federal merkezin diyalogunu sağlamak. Durum değişiyor, bunu görüyoruz. Diyalog başladı ve umuyoruz ki yapıcı sonuçlara götürür. ÖZ/FT
(Çeviri: Özlem Güngör. Edisyon: Fehim Taştekin)