İmedi kanalının sahte işgal haberiyle paniklemiş Tiflis sakin; iki trafik aracı hariç ne bir asker ne de bir polis göze çarpıyor. Olağanüstü normallik! Halka 2008 savaşını hatırlatmasın diye güvenlik görünür olmaktan çıkarılmış. Ama Rus işgali korkusu hala diri. Bu korkuya tezat Rusya’nın sinirlerini zıplatacak bir hamle yapıyor Tiflis; Çerkes soykırımına el atıyor.
Jamestown Foundation’ın (JF) Ilia Üniversitesi ile birlikte 20-21 Mart’ta düzenlediği ‘Gizli halklar, devam eden suçlar: Çerkesler ve Kuzey Kafkasya halkları’ adlı konferans vesilesiyle Tiflis’teydik. Tiflis Rusya’ya karşı elini güçlendirmek için Çerkeslere kur yapıyor. Çerkes soykırımında mikrofonu kapmak istiyor. Diaspora, Abhaz ve Osetlere karşı suçları ve 1864 sürgünündeki suç ortaklığına dair en ufak nedamet göstermeden Gürcistan’ın meçhule giden trenine binmeye niyetli değil. Çerkes ayağını örgütleyen Amerikalı Ed (İyad) Youghar, Gürcülerle işbirliğini üç hedef üzerine inşa ediyor: ‘Gürcistan Çerkes soykırımını kabul edecek’, ‘soykırım topraklarında Soçi 2014 Olimpiyat Oyunları engellenecek’ ve ‘Kafkasya’nın bağımsızlığı için güçler birleşecek’. İyad, Çerkeslerin kullanıldığına dair kaygılara Çerkeslerin de Gürcistan’ı kullanacağı, soykırımın tanınmasında ilk kez fırsat doğduğu’ yanıtıyla ‘kazan-kazan’ denklemi kuruyor. Lobi yeteneği yüksek biri. Ne var ki bu diasporayı iknaya yetmiyor. Zira Türkiye’den hiçbir örgüt katılmazken Tiflis’e gitmeyi göze alan fert sayısı 6. Bağımsız Çeçenya’dan yana figürler konferansta. Ana tema Çerkes sürgünü olsa da sergilenen Çarlık’tan bugüne Rus imparatorluğunun suç galerisi. Çerkeslerin ‘Tiflis, 1801’de teslim olmasaydı Kafkasya düşmezdi’ tespitinin muhatabı Gürcistan’ın süreçteki rolü teğet geçildi. Benzer mutabakat Gori’deki heykeli kabeye dönüşmüş Stalin’in Abhaz, Oset ve Ahıskalılara karşı suçları için de geçerli. Tiflis Rus izini silme adına Zafer Anıtı’nı yıkarken Stalin heykeli için müze planlıyor.
JF Başkanı Glen Howard, Tiflis’i Kafkasya’nın başkenti ilan ediyor. Yani ABD, Gürcistan’a ‘bağımsız Kafkasya’nın merkezi’ rolünü biçiyor. Vakti zamanında Azeri lider Haydar Aliyev’in ulusal güvenlik danışmanlığını yapmış Vefa Guluzade de Gürcistan liderliğinde ‘bağımsız Kafkasya’yı idealize ediyor. Çeçen lider Said Hasan Ebu Muslim bunu “Gürcistan olmadan Kuzey Kafkasya bağımsız olamaz” vurgusuyla destekliyor.
Çerkes katılımcıların emeli ise parlamentonun ‘soykırımı’ kabul etmesi. Nitekim üç Gürcü vekile bir tasarı teslim etildi. Sözlü olarak da Gürcüleri yutkunduran iki talep iletildi: Abhazya’ya ambargoyu kaldırın, saldırmazlık anlaşması imzalayın. Ama Tiflis’te politika değişikliğinin emaresi yok. Tasarının onaylanacağı da şüpheli. İktidar konferansı desteklese de muhalefet ikircikli. Çünkü Mişa’yı ancak Rus oyunuyla devirebileceklerine kaniler. Esasen iktidar da soykırımı Rusya’nın sırtında sopaya dönüştürmeyi arzulasa da Moskova ile ilişkileri düzeltmek için didiniyor. Çerkesler konusunda asıl bastıransa ABD. İşin özünde Rusya’yı güneyden yumruklamak var.
Tiflis buluşmasından ne çıkar meçhul ama iki günün akşamında kurulan Kafkas sofrası fikir veriyor: Gürcüler Çeçenleri dansa kaldırıyor. Neşenin üzerine neşe, alkışın üzerine alkış. Cahar Dudayev’in dul eşi Alla Dudayeva da dayanamıyor. Kafkas neşesine Howard da ekleniyor. Bildiğinden değil. Beri tarafta Çerkesler bu neşeye direniyor. Dansın dayanılmaz cazibesi havyarlı krallar sofrasından insanları teker teker içine çekiyor. Gürcüler ve Amerikalılar, Kafkasya birliğini bu dansta görmek istiyor. Lakin Çerkesler mesafe koyuyor. Afişe edilen birlik ama manzara bu. Yani Çerkesler dansa hazır değil. Yine de bu hamlenin artçı etkileri var; Anavatan örgütleri Tiflis’e ‘karışma’ restini çekerken Tiflis buluşması diasporada Abhazya’nın arkasındaki yekpare Çerkes duruşunu tartışmaya açtı. Rusya ile müttefikliği seçmiş Abhazya Çerkes davasının önünde engele dönüşmemeli’ diyenler çıkıverdi. Yani ‘genişletilmiş Kafkas projesi’ Çerkes-Abhaz birliğini tehdit eden sürece evrildi.
Danstaki ikili: Eski Çeçen ‘first lady’ Dudayeva ve Howard…
Kuzey’in dağarcığı …
Kafe, en zarif Çerkes dansıdır. Rivayet o ki 10. asırda kendine eğlenmeyi haram etmiş Çerkes prensesi, çobanın büyüleyen melodisine dayanamayıp dansa koyulmuş. Prensesi dirilten ‘kafe’ sevginin dansı olmuş.
Adıgey’in cazibesi
Rus derecelendirme kuruluşu Expert, Adıgey’i yatırım açısından Rusya’nın 83 bölgesinden en cazibi ilan etti. Adıgey’in gözü en çok Türkiye merkezli diasporanın sermayesinde. Diaspora nüfusu 3 milyonu aşıyor. Ancak Adıgeler anavatana yatırım yapmak iste de, güvenlik reski büyük engel.
İstişari demokrasi
‘Gül’ ve ‘turuncu’nun ardından ‘sarı’ da soldu. 2003’deki Gül Devrimi Gürcüler için umut olmaktan çıkarken, Ukrayna’daki ikizi ‘turuncu’ birkaç ay önce bayrağı 2004’te devirdikleri Rus yanlılarına iade etti. Beyaz kalpaklıların ülkesi Kırgızistan ise 2005’te demokrasi aşkıyla sarıldığı ‘sarı devrim’in ruhuna fatiha okunuyor. Muhalifler yeni devrim provası yaparken Asker Akayev’in halefi Devlet Başkanı Kurmanbek Bakiyev yeni rüzgara set çekti: “Batı tipi demokrasi bize uymaz.” Peki ne uyar: “İstişari demokrasi.” Ama başkanlık sarayına dayanan muhalifler Bakiyev’le demokrasiyi istişare etmeye niyetli değil.
Jiguli’ye elvada!
Rusya Başbakanı Vladimir Putin dizleri üzerine çöken otomotiv sektörünü kaldırmak için kamçıyı eline aldı. Formül biraz tanıdık; yeni Rus yapımı oto için 11 yaş altı aracından vazgeçen devletten 1500 dolar teşvik alacak. Ayrıca gelecek 10 yıl için 60 milyar dolarlık kurtarma paketi hazırlandı. Bu parayla Murat 124’ten çarpma Jiguli’yle 40 yıldır yolları fetheden Lada’nın üreticisi Avtovaz’ın ayağı kalkıp kalkamayacağı meçhul. Firmanın satışları geçen yıl yüzde 50 düştü. Rusların yabancı lüks otomobillere kaymasıyla 10 yılda pazar payı yüzde 70’den 20’ye geriledi. Putin yenilik istiyor. Lada yeni modellerle şahlanmak zorunda.
Ukraynalı 150 film kaçırdı
Ukrayna’da Rusya yanlısı Viktor Yanukoviç’in zaferiyle Turuncu Devrim’in defteri dürülürken sinema dünyasına bıraktığı miras ilginç: Ukraynalılar geçen iki yılda 150 film kaçırdı. Nedeni dublajsız ya da altyazısız film yasağı. İki dilli Ukraynalılar Ukraynaca dışında hangi dilden anlıyor; tabi ki Rusça. Bu yasak yüzünden 30 sinema salonu kapandı. Yasak kararı Anayasa Mahkemesi’nde tescillenmişti. Şimdi eskiye dönüş için yasal değişiklik gerek. Yasak haliyle Hollywood’a yaramış. Çünkü Ukraynalıların ezici çoğunluğu dublaj ya da altyazılı Rusça film görmek istemiyor. Doğuda halkın yüzde 80’i dublaja karşıyken batıda yüzde 62 Rusça film görmek istemiyor. Ülke genelinde üçte ikilik oran ‘dublaja ne hacet’ diyor. Kırım parlamentosu 2008’de merkezin yasağını tanımayıp Rusça filmlere geçit vermişti. Ukrayna’da anadilim Rusça diyenlerin sayısı 15 milyon. Tuhaf kaçansa bu rakamın 48 milyonluk nüfusun 8 milyonunu teşkil eden Rusların neredeyse iki katı olması.
http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=RadikalYazarYazisi&Date=08.04.2010&ArticleID=990364
Fehim Taştekin