‘Gürcistan Osetlerin haklarını hiçe sayıyor’

Shinval/Ajans Kafkas – Güney Osetya devlet başkanlığının insan hakları yetkilisi David Sanakoyev, Gürcistan’ı Osetlere karşı kaba insan hakları ihlalleriyle suçlarken AB gözlem misyonuna da çattı.

Sanakoyev, AB gözlemcilerinin tek amaçlarını Abhazya ve Güney Osetya’nın tanınmasını engellemek olarak deklare etmelerini ‘korkunç’ diye niteledi. Demokratik süreçleri takip merkezi Kvorum tarafından 6 Mayıs’ta başkent Shinval’de organize edilecek uluslararası bir toplantı öncesinde Regnum haber ajansının sorularını yanıtlayan Sanakoyev şunları söyledi:

 
Güney Osetya Cumhuriyeti vatandaşlarına yönelik sıkça işkence ve benzeri şeyler yapılıyor. Durum özellikle 2004’den itibaren kızıştı.

Düzenli olarak Güney Oseyta vatandaşları ve ayrılık bölgesindeki barış askerleri kaçırılıyor. Güney Osetya vatandaşları Gürcistan güvenlik organlarınca zorla kaçırılıyor ve onlara işlemedikleri uydurma suçlar yöneltiliyor. Yargı süreci ise kaba ihlaller eşliğinde işliyor. Avukatları müvekkillerini tam olarak savunma imkanı bulamıyor. ‘Gerekli itirafın’ alınması için fiziksel ve psikolojik işkenceler ediliyor. Güney Osetya halkının sürekli haklarının ihlal edilmesi vatandaşlarının yasal haklarının ve çıkarlarının kontrol edilmesi amacıyla Güney Osetya’da insan hakları kurumunun kurulmasını gerekli kıldı. Bizler insan hakları ihlallerine karşı duruyoruz ve vatandaşların yasal haklarının ayağa kaldırılmasını sağlıyoruz, insan hakları ihlalleri, askeri suçlar ve kişilere yönelik işlenen suçları takip ediyoruz.

Ağustos 2008’e kadarki ‘barış’ döneminde insan haklarıyla ilgili durum nasıldı?
 
2006’da bir olay oldu. Kurta, Eredvi ve Kehvi köylerinde 48 Oset tutuklandı ve Gori’ye götürüldü. Karma Kontrol Komisyonu aracılığıyla Gürcistan tarafına başvurduk, ancak onlar tutuklama sebebini açıklamadılar. AGİT, barış askerlerinden başvurular oldu… Sonunda akşama doğru tutuklananlar serbest bırakıldı, ancak tutuklama sebebi açıklanmadı.
Ertesi gün Karma Kontrol Komisyonu’nun acil toplantısı yapıldı ve Gürcistan’ın ayrılıkçı konulardan sorumlu bakanı Georgi Haindrav ve Gürcistan halk savunucusu Sozar Subari katıldı. Osetlere karşı ayrımcılığı konuştuk, onlara tutuklananları gösterdim. Onlar dövülmüş, işkence edilmişti. Gürcistan tarafı dava sürecini takip edeceğine dair söz verdi, ancak daha sonra anlaşıldı ki, hiçbir şey yapılmıyor, hiçbir tepki olmadı. Altı ay sonra gözaltına alınanlardan Pavel Doguzov aldığı yara ve travmadan öldü. Tüm bu süre içinde bazı köylere ambulansın girmesine izin verilmedi. AGİT ve BM’den gelen insani yardımlar Gürcistan tarafından tutuldu ve Güney Osetya’ya ulaşmadı. Ancak ne BM ne de AGİT bu olaya tepki göstermedi. Tüm bu süre içinde Oset şehir ve köylerine ateş açıldı. Yaralılar oldu, ölenler oldu.
Gürcistan ordusunun ABD ve bazı AB ülkeleri tarafından silahlandırılıyor olmasına göz yumuldu. Biz AKPM’ye bu silahların Gürcistan’a savunma için değil Abhazya ve Güney Osetya’ya yeni bir saldırı için lazım olduğunu açıkladık.
Olaylar 2008’de aktifleşiyor. Temmuza doğru Gürcü askerlerinin silahlı saldırıları artıyor. 1 Ağustos’ta keskin nişancı savaşı başlıyor. Oset kontrol noktaları, köyleri ateşleniyor. 1 Ağustos gecesi iki kişi, 2 Ağustos gecesi sekiz kişi ölüyor. Keskin nişancıların ardından havan topuyla ateş başladı. Biz uluslararası kurumlara bize yönelik yapılanlara dikkat etmeleri için başvurduk, ancak onlardan cevap alamadık. Sonucunda 8 Ağustos’ta savaş başladı.

Savaşın sona erdirilmesinde uluslar arası örgütler nasıl bir rol oynadı?

Bölgede daha aktif olarak AGİT, BM, Uluslararası Kızılhaç Komitesi ve partnerleri, örneğin Norveç ve Danimarka Mülteci Konseyleri rol aldı. Şu anda Güney Osetya’da sadece Kızılhaç çalışmalarına devam ediyor. Onlar şu anda aileleri birleştirme ve kişilere sosyal yardım sağlamakla uğraşıyor. Şu anda Medvedev-Sarkozy anlaşmasına uygun olarak AB gözlemcileri Güney Osetya’da bulunamaz. Aynı şekilde AGİT temsilcileri de bulunmuyor, çünkü onlar savaş öncesinde ve savaş döneminde itibarlarını zedelediler. BM ile de şimdilik hiçbir anlaşmamız yok, bundan dolayı da onların burada olması yasal olmaz. Güney Osetya’nın bu örgütlerle ilişkilerini problemli olarak adlandırmak mümkün. Onlar Gürcülerin Güney Osetya’ya insani yardımları göndermemesiyle ilgili bir şey yapamadı. Onlar Gürcistan yönetimine karşı ciddi etki mekanizmalarını kullanmadılar. Bu da onlar hakkında ciddi sorulara neden oluyor. Ama asıl sebep şu, biz artık tanınmış bir devletiz ve eğer bizimler çalışmak istiyorlarsa Ağustos savaşı sonrası meydana gelen gerçekleri hesaba katmalılar. Onlar halen bu gerçeği görmezden gelmeye çalışıyor. AGİT misyonu, Gürcistan saldırının ön göstergeleri olan olayları dikkatlice takip etti ama bundan kaçınmak için hiçbir adım atmadı. Üstelik onlar tüm bunları gizlemeye çalışıyor. Hatta Cenevre görüşmeleri müzakereleri esnasında, AB gözlemci misyonu başkanı Hansyorg Haber’in açıklamasından, onların AB’nin temel amaçlarından birinin Güney Osetya ve Abhazya’nın tanınmamasına katkıda bulunmak olduğunu, bunu ne pahasına olursa olsun yapacaklarını öğrendik. Görevleri tamamen başka olan gözlemci temsilcilerin bu tür açıklamalar yapmaları korkunç. Görülen o ki, onlar da politize edilmeye çalışılıyor.
 
Güney Osetya’da çocuk hakları ihlalleri de oldu mu?

Şüphesiz. Birçok çocuk ailesinden ayrı düştü. Çocukların Gürcistan’da, ailelerinin burada veya tam tersi durumlar var. Ailelerin birleştirilmesi talebiyle Kızılhaç’a başvurular oldu. Ama asıl ihlal bu değil. Asıl ihlal bazı çocukların ölüme maruz kalmış olması.
Savaştan ötürü bir çok çocuk eğitimsiz kaldı, çünkü okullar yıkıldı. Birçoklarının belgeleri yandı, onlar indirimlerden yararlanamadığı gibi eğitimlerine bile devam edemiyor.

Yapacağınız toplantıda ne gibi konulara değinmeyi düşünüyorsunuz?

Geçen bir yılda Güney Osetya’da insan hakları kurumlarının oluşturulması, çok partili sistemin gelişmesi, özgür basın ve bağımsız demokratik devletin diğer özelliklerinin oluşturulması için çok şey yapıldı. Bunlar çok önemli şeyler. Özellikle bunlardan söz etmeyi düşünüyorum. ÖZ/FT