Güney tamam ‘patron’, ya Kuzey! – 2

Kafkasya’da devlet eliyle dizginsiz süregiden tedhişin işe yaramadığını fark etmiş olmalı ki Rusya lideri Dmitri Medvedev 28 Ağustos’taki toplantıda propaganda savaşı ve radikalizme panzehir olacak ılımlı dini eğitimi öne çıkardı.

Medvedev’e göre geleneksel İslam’ı anlatacak bir televizyon kanalı kurulmalı, yurtdışındaki dini eğitim kontrol altına alınmalı, din adamları gençlerle birlikte çalışmanın yolunu bulmalı. Buna Kadirov da 21 Ağustos’ta Caharkale’de hizmete sokulan Kunta Hacı Rusya İslam Üniversitesi gibi pasifizmi yücelten geleneksel din eğitimi verecek üniversitelerin çoğaltılması önerisini ekledi.

Toplantıda Kadirov bir yana Kafkasya liderlerinin askeri çözüme ‘çözüm’ demedikleri de anlaşılıyor. Ajanslara yansıdığı kadarıyla 22 Haziran’da suikast girişiminden ağır yaralı olarak kurtulmuş İnguşetya Devlet Başkanı Yunusbek Yevkurov, mayısta Kadirov tarafından ayartılıp direnişe karşı ortak savaş ilan ettikten sonra askeri seçeneğin çözüm olmadığını kavramış gözüküyor, üstelik kışladan başkanlığa gelmiş biri olarak: "Askeri baskı yanıt değil. Değerler sistemini yeniden inşa etmek zorundayız."

Sorunun müsebbiplerine çözüm ödevi

Medvedev, Nazran’daki saldırıya tepki olarak İnguş İçişleri Bakanı Ruslan Meyriyev’in işine son verirken güvenlik şeflerinden Kuzey Kafkasya’da durumu kontrol altına alacak öneriler de istemişti. Kafkasya’da savaştan beslenen ve işlerin çığırından çıkmasının yegane sorumlularının Medvedev’e ne götürdüğü meçhul. Medvedev’in talimatını takip eden günlerde Çeçenya’nın başkenti Caharkale’deki Hankale üssünden federal güçlerin Dağıstan’a sevk edildiğine dair haberler geldi. Bunun yeni stratejiyle bir bağlantısının olup olmadığı bilinmezken başkent Mahaçkale sokaklarında brandalı askeri kamyonları gören Dağıstanlıların ortak korkusu, federal müdahalenin cumhuriyeti tamamen içinden çıkılmaz hale sokacağı yönündeydi. Gerçi sonradan Rus ordu yetkilileri, Kuzey Kafkasya’ya yeni asker sevkıyatı olmadığını duyurdu.

Medvedev hem askeri hem ideolojik savaşta sorunun asıl müsebbiplerinden medet umuyor.

Daha geçen haftalarda Dağıstan’da kaçınılan gençlerin bulunması için sivil mücadele veren Dağıstan Anneleri’ni susturmak amacıyla Mahaçkale’deki ofisini kundaklayan, dindar gençleri kaçırıp işkence yapan ve sonunda kendi araçları içinde diri diri yakan, yıllardır Çeçenya’da fidye için insan kaçıran, fidyesi ödenemeyenleri öldürüp bu kez cesedini yakınlarına binlerce dolara satan, temizlik operasyonu adıyla köyleri basıp evleri yağmalayan, direnişçi yakınlarının evlerini yakan, barınmasınlar diye ormanları ateşe veren, köyleri kuşatıp aylarca açık hapishaneye çeviren, özetle Kafkasyalıya yok edilesi düşman gözüyle bakan andığımız güvenlik ve istihbarat güçlerinin yani ‘siloviki’nin Kafkasya’yı normalleştirebilecek önerileri neler olabilir ki?
Dindar gençlere Vahhabi damgası vurup her türlü zulmü reva gören, Din İdaresi onaylı Vahhabi listeleri oluşturup bunların peşine düşen bir anlayış direniş ideolojisini durdurabilir mi?

Nazran’daki patlamada kurban yakınlarına 3200 dolar, aynı gün Sibirya’daki Sayano-Şuşenskaya santralinde ölenlerin yakınlarına 32.000 dolar yani 10 katı fazla tazminat veren Rusya devleti Kafkasyalının güveninin kazanabilir mi?

Rusya yönetimi, Çeçenya’da savaş sırasında "Diğerlerinin bahanesi olmaması için onları açıkça asmak lazım" diyen General Viktor Kazantsev’i, "10 yaşından itibaren tüm Çeçen erkekleri teröristtir" diyen General Gennadi Troşev’i ve "Çeçen teröristlerin eşleri, kız kardeşleri ve anneleri de teröristtir" diyen General Vladimir Şamanov’u el üstünde tutmaya devam ettikçe Kafkasya şiddetten beri olabilir mi?

Rusların inancı da kalmadı

Kafkasya dışındaki Rusların bile Rusya’nın Kafkasya’yı kontrol edebileceğine inançları kalmamış. Levada Center’ın 27 Ağustos’ta yayımlanan anketine bakılırsa Rusların yüzde 68’i ‘terör kurbanı olmaktan korkarken, yüzde 40’ı ‘devletin terör saldırılarını önleyemeyeceğini’ düşünüyor. Yüzde 30’u Çeçenya’da çatışmaların süreceğini belirtirken yüzde 16’sı çözümün Çeçenlere bağımsızlık verilmesi olduğunu söylüyor. Kuşkusuz direnişçilerin saldırıları Rusya geneline taşıma tehditleri Rus kamuoyunu da etkiliyor. 2006’da öldürülen Çeçen lider Şamil Basayev’den miras Riyad-us-Salihin’in (Şehitler Taburu olarak da biliniyor) 17 Ağustos’ta Sayano-Şuşenskaya santralinde yaşanan olayın kaza olmadığı ve bombalı saldırı düzenledikleri iddiasını Moskova’nın anında reddetmesi dikkat çekiciydi. Çeçenya’yı işgale gerekçe yapmak için 1999’da FSB’nin Moskova ve Volgodon’da binaları havaya uçurup suçu Çeçenlere atmasından tam tersi bir durum söz konusu.

Kremlin’in 1999’da ihtiyacı savaştı, şimdi ise ne pahasına olursa olsun istikrar! Putin bile, Duma üyeleri bırakın Çeçenya’ya anti-terör rejimini geri getirmeyi Kuzey Kafkasya’yı ateş çemberine almaya pek hevesliyken, 25 Ağustos’ta çat kapı Caharkale’ye gidip Kadirov’a desteğini gösterdi. Kadirov’un Çeçenyası, Putin için pahalı bir başarı hikayesi ve yeniden savaş ilanı efsanenin sonu anlamına gelir! O yüzden ‘Çar’ Putin için Çeçenya’nın Potemkin’in köyü olarak kalması şimdilik evla gözüküyor.

http://www.dunyabulteni.net/news_detail.php?id=88124

Birinci Bölüm: Güney tamam ‘patron’, ya Kuzey! – 1

Fehim Taştekin