Kadirov yayılmacılığının sınırları
Yayılma güdüsünün arkasındaki motivasyonlardan birincisi “içerisi” ile ilgili. Meşruiyetini büyük ölçüde her geçen gün besleyip büyüttüğü çok güçlü bir dinamik olan Çeçen milliyetçiliğinin gönlünü olabildiğince hoş tutmasına bağlamış durumda. Bunun içinse elinde iki bölgeye yönelik iki enstrüman var; Kafkasya ve İslam dünyasına tarikat ve formel güvenlik aygıtları üzerinden girmek istiyor.
Tarikatlar üzerinden, tarikat örgütlenmesinden yoksun Batı Kafkasya’ya girebilmesi mümkün değil. İmam Şamil’e dahi nasip olmayan Kadirov’a hiç olmaz. Kaldı ki hepimizin malumu olduğu üzere, kendisine karşı siper olacak etnik milliyetçi refleksler tüm bölgede oldukça güçlü. Bu durumda elinde kalan tek aygıt formel güvenlik bürokrasisi.
OMON’un bölgedeki verili demografik dağılımını ve içerideki egemen güçlerin birbirleri ve bunların da Kadirov yönetimi ile olan ilişkisini bölgeye hâkim, Rusça okuyan uzmanlar daha sağlıklı kritik edebileceklerdir.
Ancak, Kendelen’de Kabardeyler ile Balkarlar arasında yaşanan hadisede Kafkasya’nın diğer bölgelerinden (Osetya ve Çeçenya) tedarik edilen ilave OMON birliklerinin ve bu birliklerin Kadirov yönetimi ile olan ilişkisi sorgulanmayı bekliyor.
Adı konulmamış olsa dahi böyle bir ilişki varsa eğer, bunun anlamı “Çerkes milliyetçiliğinin” Kabardey-Balkar’ın göbeğinde bir başka milliyetçilik tarafından resmi üniforma kamuflajıyla tartaklanması demektir. Hiç bir milliyetçilik kendisinden daha çok ses çıkaran bir milliyetçiliği hoş görmez. Hele hele Kafkasya’da. Ancak birbirlerini besleyebilirler.
Şiddete maruz kalan Kabardey gençler öyle tahmin ediyorum ki, varsa eğer, üniformaların arkasına gizlenen bu olası motivasyonu not etmişlerdir.
* * *
Ancak İslam dünyası için aynı şeyi söylemek pek mümkün değil. Bunun için Kadirov’un elinde çok güçlü iki aygıt var. Öncelikle Rusya’nın İslam dünyasında kendisine açtığı alanlar. İkincisi ise tarikatlar.
Birkaç sene önce Charlie Hebdo olayını çok güzel değerlendirmişti. Grozni’de toplanan bir milyona yakın insan hep beraber dergiyi lanetlemişti. Rusya’nın Avrupa’ya karşı “İslam kartını” öne sürdüğü garip anlardan birisiydi bu miting. Avrupa’daki Çeçen diasporası üzerindeki olası etkilerini ise henüz bilemiyoruz.
Kadirov’un Suriye’de rejim güçlerinin elinde bulunan Halep’in yeniden yapılandırılmasında da ciddi rolü olduğu iddia ediliyor. Aynı durum, Suriye’deki Rus birlikleri için de geçerli. İçlerinde kendisine bağlı pek çok Çeçen’in olduğu söyleniyor.[1]
Körfez’deki Arap şeyhler ile çekilen fotoğraflar ise bölgeyi biraz takip eden herkesin malumu. Burada da öyle zannediyorum ki kamuoyuna “İhvancılık” ve “Selefi Aşırıcılığa” karşı Müslüman bir rol model olarak sunuluyor. İlgili fotoğrafların Kaşıkçı olayından sonra artış göstermesini de bu şekilde yorumlayabiliriz belki.
Son hamlesi ise İsmailağa cemaati lideri Mahmut Ustaosmanoğlu ile fotoğraf vermek oldu. Takip edebildiğimiz kadarıyla bu “kaçamak” fotoğraf cemaat içi bir kliğin işi bir şekilde oldubittiye getirmesinden ibaret bir işgüzarlıktan öte bir anlam taşımıyor.[2] Ancak fotoğraf kaçamak da olsa bir şekilde alınabildi ve de servis edilebildi ki Kadirov’un bu fotoğraf için bayağıdır uğraştığı da söylenenler arasında.[3]
Kendi adıma, son İsmailağa ziyareti ve de genel olarak Kadirov’un İslam dünyasındaki faaliyetlerini çok kayda değer bulmadığımı ifade etmek durumundayım. Çünkü bu tamamen Rusya’nın kendisine açtığı alanlar ile sınırlı kalmaya mahkum ve açılan bu alanlar cari siyasi konjonktür ile doğrudan ilişkili. Konjonktür ise çok değişken. Rus uçağı düşürülünce Türkiye’yi nasıl tehdit ettiğini hatırlıyoruz.[4]
Bu sebeple, Kadirov’un duvara toslayacağı asıl gelişmenin Kafkasya’daki olası “yayılma” hamleleri olacağını düşünüyorum. İçerideki “meşruiyetini” pekiştirmesi için yayılmaya mecbur. Belki de bunun için Kafkasya’daki özerk cumhuriyetlerin kaldırılmasını istemişti? Kafkasya’nın Genel Valisi olmak için?
Bilemiyorum ama bildiğim bir şey var: Rahmetli İmam Şamil’e dahi “yar” olmayan Kafkasya’nın, Kadirov’a hiçbir şekilde eyvallah etmeyeceği.
Kadirov’u “götürecek” asıl dinamiğin de bu olacağını düşünüyorum: Besleyip büyüttüğü, keyfi, de facto şeriat uygulamaları soslu Çeçen milliyetçiliğinin bölge tarafından püskürtülüp, “doğal” sınırlarında tutulması.
Maykop, Nalçik, Karaçayevsk ya da Mahaçkale’nin arkasına OMON birliklerinin gücünü de almış bir kaplan terbiyecisi tarafından, Grozni’den, hukuki en ufak bir denetimden dahi yoksun, keyfi “şeriat” uygulamalarının da dolgu niyetine Müslüman ahaliye yedirildiği bir vasatta idare edilmesini istemiyorsak eğer, özerk yapılara, içe çok sinmese dahi sahip çıkmak gerekiyor gibi. Kadirov’un aşamadığı sınırlar onlar çünkü.
[1] https://tr.sputniknews.com/ortadogu/201702101027158000-kadirov-cecen-askerler-halep-faaliyet-belgesel-oldu/
[2] http://ajanskafkas.com/manset/kadirov-ismailagayi-ziyaret-etti-ortalik-karisti/
[3] https://www.aksam.com.tr/guncel/kadirovun-hocaefendi-plani/haber-313802
[4] http://www.milliyet.com.tr/cecen-lider-tehdit-etti-turkiye/dunya/detay/2153279/default.htm