Akif Emre’nin son tweeti

Necip Fazıl Kısakürek “İyi insanlar iyi atlara binip gitti” diye yazar. Yaşar Kemal ise “Bindiler de çektiler gittiler, o iyi insanlar, o dünya güzeli atlarla… Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık.” Kimin ilk olarak bu cümleyi kurduğu sağcılar ve solcular arasında tartışıladursun, gerçekten güzel, anlamlı bir söz.

Kaliteli insanlar bir bir aramızdan ayrılırken, her defasında insanın aklına bu söz geliyor. Yaşarken mi bu insanların kıymetini anlamıyoruz, yoksa bu insanlar gerçekten birden, genç yaşlarında mı ölüyorlar bilinmez. Belki her zaman hoşa giden şeyler söylemedikleri için görmezden geliniyorlar çoğu kez.

Hayat her zaman gariptir ama gelişen teknolojilerle daha farklı gariplikler yaşanıyor. Geçmişte yazarlar ardında kitaplarını, yazılarını bırakırlardı. Şimdi sosyal medya hesaplarını bırakıyorlar. Nasıl hüzünlü ve bir o kadar enteresandır bu hesaplar. Bazen diğer insanlar o hesaplardan eski gönderileri paylaşırlar, iş daha bir garipleşir.

Akif Emre (1957 – 2017) için tam olarak bu durum geçerli. Şimdi onun Twitter hesabına girmek insanı gerçekten hüzünlendiriyor. Öyle duruyor hesap, sanki Akif Emre yaşıyormuş gibi, biraz sonra bir paylaşım yapılacak gibi. Bu hesaplar sanki bir insan ölünce kapanacakmış gibi ama olmuyor.

Akif Emre; yayıncılık, gazetecilik, televizyonculuk ve yazarlık yapmış bir isimdi. Ama sanki bu özelliklerinden daha önemlisi bir duruş sahibiydi. Mesleki sıfatları sanki hep daha sonra geliyordu, ardından, onu takip ederek. Yaşarken ne kadar dikkate alındı meçhul ama vefatından sonra her geçen gün daha bir anlaşılmaya çalışılıyor.

Peki neydi Akif Emre’nin farkı. Onu özel kılan tam olarak neydi. Vefatından iki sene sonra onu keşfetmek neyin nesiydi. Şimdilerde Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi haber ajansında (Anadolu Ajansı) onu örnek bir insan olarak gösteren “Tavizsiz bir entelektüel: Akif Emre” başlıklı paylaşım yapılırken neydi onu o yapan. Aslında çok karışık bir durum yok, Akif Emre’yi Akif Emre yapan şey onun son tweetinden bile anlaşılabilir. Onu o yapan, bulunduğu mahallede kimsenin umursamadığı bir meseleyi umursamasıydı.

Tavizsizdi, son tweetine kadar. Onun son tweeti de Kafkas Vakfının bir paylaşımıydı. Vakıfta çalışırken o paylaşımı yapmak bize düşmüştü, Akif Emre’nin anında retweet ettiğini hatırlıyorum. Nedense ayrı bir sevindirmişti bizi. Kimse ama kimse bu meseleyle ilgilenmiyorken, onca ucuz gündem ve onca tweet içerisinde son tweeti de bu olmuştu.

“22 Mayıs 2013 tarihinde şehit edilen Çeçen İçkerya Cumhuriyeti Fahri Konsolosu Medet Önlü’yü rahmet ve minnetle anıyoruz.”

Bazı insanlar ölünce örnekleşiyor. Hala aramızda olan, yaşayan örnekleri ise görmemeye devam ediyoruz. Bir gün cesaretimizi toplayabilirsek onları dinler, anlamaya çalışırız. Belki biraz konforumuz bozulur, belki canımız sıkılır ama sadece öldükten sonra değil, yaşarken de kıymetlerini bilmiş oluruz. Onlar, işlerini doğru yapanlar, hırs sahibi olmayanlar, mütevazi yaşayanlar, herkes gibi insanlar, öldüklerinde kıymeti anlaşılanlar onlar. Akif Emre ve Medet Önlü’ye rahmet olsun.