Rus yazar Yakov Gordin’in “Kafkas Atlantisi – 300 Yıl Süren Savaş” adlı eseri Türkçeye çevrilerek CSA yayınları tarafından basıldı.
Kendisini “elli yıldır tarihle uğraşan bir edebiyatçı” olarak tanıtan Musevi asıllı Rus Yazar Yakov Gordin, kitapta yer alan bilgiye göre halen bir derginin editörlüğünü yapıyor. Kitapta yazarın asıl uğraş alanı ise sağlam belgesel temellere dayalı tarihi romanlar ve tarihsel içerikli makaleler yazmak olarak belirtilmiş.
KAFFED Abhazya Çalışma Grubu ile Abhazya’nın Dostları Grubu’nun katkılarıyla basılan eseri Türkçeye çeviren isim Uğur Yağanoğlu. Kitabın Türkçe yayın editörlüğünü ise Sezai Bababuş üstlenmiş.
“Kafkas Atlantisi-300 Yıl Süren Savaş” adıyla basılan kitap, seçkin kitapçılardan, online kitap satış mağazalarından ve Kafkas Dernekleri Federasyonu’ndan temin edilebiliyor.
Türkçe yayın editörü Sezai Babakuş’ un kitapta bulunan tanıtım metni şu şekilde;
İnsanlık tarihinin en uzun ve en yıkıcı savaşlarından biri Kafkasya’da yaşandı. 1700’lerin başından itibaren Rusya İmparatorluğu’nun kısmi askeri harekâtlarıyla başlayan, 1800’ler boyunca tüm Kafkasya’yı içine alacak bir ateşe dönüşen ve nihayet Rusya’nın Kafkasya’yı hâkimiyeti altına almasıyla sonuçlanan bu savaşın en trajik boyutu, savaş boyunca ve ağırlıklı olarak savaştan sonra Kafkas halklarının (özellikle de Adige, Abhaz/ Abaza ve Ubıhların) yurtlarından sürgün edilişidir.
Yazar Yakov Gordin’e göre, bu savaş ve kitlesel sürgün Kafkasya’yı büyük bir felakete sürükledi. Bunu, ünlü etnograf İvan N. Klingen’den alıntıyla, şöyle anlatıyor: “Çerkesleri ülkeden çıkararak, medeniyet önünde üzerimize, yitirilen güçlerin ve mahvolan bir kültürün ahlaki borcunu almış olduk. 3.000 yıl süresince biriken bu kültür, artık yerlinin deneyimli ve güçlü eliyle desteklenmediği için, doğanın devasa yaratıcı gücünün baskısı altında, 30 yılda mahvoldu… Burada ateş ve kılıç bir işe yaramaz ve temelsiz projeler derde deva olmaz, çünkü eski gelenekler ebediyen öldü ve eski kültür neredeyse iz bırakmadan kayboldu.”…
İşte bu yüzden Gordin, kitabına, mitolojik (kayıp kıta) Atlantis’e atfen, “KAFKAS ATLANTİSİ” adını verdi.
Kafkas Savaşı, kimi tarihçilere göre Adige, Abhaz/Abaza ve Ubıhların son ortak direnişinin kırılması ve Rusların 21 Mayıs 1864’de Soçi’de/ Krasnaya Polyana’da (Kbaada) zafer töreni yapmasıyla, kimi Tarihçilere göre de 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi) ve paralelinde Abhazya’daki ayaklanmaların bastırılmasıyla sona erdi. Yakov Gordin’e göre ise bu savaş (1922 ve 1944’deki Çeçen isyanları ve 1994-1996 /1999-2000 Rus-Çeçen savaşlarına atıfla) günümüze kadar geliyor. G. Osetya ve Abhazya savaşları (1990/91, 1992/93, 2008), akabindeki Rusya-Gürcistan çatışması (2008) Gordin’in tezini haklı çıkarıyor. Kitabın ikinci başlığının “300 Yıl Süren Savaş” olması bundan…
Kafkas Savaşı’nın pek çok tanımı vardır. En yalın haliyle, bölgeyi işgal etmek isteyen Rusya ile yurtlarını savunan Kafkas halkları arasındaki savaştır. Diğer yanıyla, Rusya ile İngiltere arasında Asya üzerine yapılan büyük paylaşım mücadelesinin kilit savaşıdır. Başka bir yanıyla da, Rusya ile Osmanlı (ve İran) arasında, Hıristiyanlık-Müslümanlık temeli üzerinden yürütülen nüfuz savaşıdır. Hem ayrı ayrı her biridir, hem bir arada hepsidir. Her halükarda, savaşın kaybedeni Kafkasya ve Kafkas halkları olmuştur…
Kafkas Savaşı, savaşın tarafları, tarafların siyasi-stratejik-ekonomik gerekçeleri, savaşın seyri ve yarattığı sonuçları bakımından daha çok irdelenmeye- sorgulanmaya muhtaçtır. Gordin bu kitabıyla, sığ ve kaba bilgi dağarcığımızı hem genişletiyor hem de rafine ediyor. Bu savaşın fikri ve fiili başrol oyuncularının aklını okumamızı, bu sayede hangi stratejik, ideolojik ve ahlaki saiklerle bu kanlı savaşın sürdürüldüğünü anlamamızı sağlıyor.
Özetle, tarihin ‘geçmişin kronolojik dökümü’ olmaktan öte bir anlam taşıdığını, tarihin esas olarak bugünü anlamamız ve geleceği öngörebilmemiz bakımından vazgeçilmez bir ‘dersler manzumesi’ olduğunu gösteriyor.
Bu kitabı, sürgünün 150.yılı vesilesiyle, Kafkas halklarının acılarla ve kayıplarla dolu geçmişlerinin hatırasına ithaf ediyoruz. Ve elbet, bugüne ve geleceğe dair umutlarına da…
Kafkasya’da 300 yıldır süren “ateş ve kılıç” çağının artık sona ermesini ve yerine barış-demokrasi-adalet-refah çağının başlamasını diliyoruz.
Sezai Babakuş
AjansKafkas,Altınpost