Moskova, eski bir KGB ajanı Zyazikov’la dize getiremediği direniş unsurlarını Çeçenya’daki savaştan ‘Rusya Kahramanı’ unvanı kazanmış halka yakın duran Yevkurov ile temizleme amacı güdüyor.
KGB gediklisi Vladimir Putin’in sekiz yıl boyunca devlet başkanlığı koltuğundayken tarihsel, dinsel ve kültürel arka planındaki farklılıklar nedeniyle her an kopmaya ve patlamaya hazır bir bölge muamelesi gören Kuzey Kafkasya’ya ilişkin politikası özü itibariyle tek şeye endeksliydi: Bölgenin Sovyetlerden kalan ve nispeten 1991 sonrası ilaveler yapılan otonom kazanımlarını yok edip etmek, direniş unsurlarını kökünden kazımak, özgürlüklere prangalar vurmak ve toplumları bu istim üzerinde tutmak için cumhuriyetleri askerileştirmek.
Bu politikanın Çeçenya’nın ‘sindirilmesiyle’ başarılı olduğunu düşünen Kremlin tayfası yeni talim yeri olarak İnguşetya ve Dağıstan’ı seçmişti. Ancak bu politika öyle anlaşılıyor ki İnguşetya’da dikiş tutturamadı. Putin’in KGB’den güvendiği arkadaşlarından biri olan Murat Zyazikov, 2002’de İnguşetya’ya devlet başkanı yapıldığından bu yana cumhuriyet huzur yüzü göremedi. Şiddet azıya alırken Zyazikov toplumsal huzursuzluğu dindirecek sivil çözümler üretemediği gibi 2007’de 2700 federal askerin sayıları meçhul FSB casus yada timlerinin direnişi yok etme adına cumhuriyete konuşlanıp terör estirmesi karşısında da halkını korumadı ya da koruyamadı. Muhalefeti şiddetin diliyle yanıtladı, hiçbir gösteriye izin vermedi ve sonunda kendisiyle uçakta tartışan önde gelen muhalif bir sesi, Magomed Yevloyev’i gözaltın aldırtıp ebediyen susturdu. Cumhuriyet çatışmasız, yargısız infazsız, operasyonsuz gün geçiremez hale gelirken Putin’in halefi Devlet Başkanı Dimitri Medvedev çareyi Zyazikov’u görevden almakta buldu. Yerine ise ilk bakışta Putin’in askeri çözüm politikasını sürdürecek bir isim seçildi: Yunusbek Yevkurov. Kuşkusuz Zyazikov’u sonuna kadar korumuş Putin’in onayı olmadan Medvedev’in böyle bir operasyona imza attığını düşünmek saflık olur.
Çeçenya’daki savaşa katılmıştı
Yevkurov, Kosova savaşı sırasında NATO operasyonunun başladığı sırada Priştine havaalanını ele geçiren ve Sırplarla dayanışma sergileyen Rus paraşütçü birliğinde yer almıştı. 230 bini aşkın Çeçen ferdinin yaşamına mal olan birinci ve ikinci Çeçen-Rus savaşında işgalci Rus ordusundaki ‘üstün hizmetleri’ nedeniyle ‘Rusya Kahramanı’ madalyasına layık görülmüştü. Madalya almasına neden olan olay ise 217. Hava İndirme Alayı’nın komutanı olarak Çeçenlerin elindeki Rus asker esirleri kurtarmak için düzenlediği operasyondu. Çıkan çatışmada bizzat yaralanan Yevkurov, yaralı esirlerden birini tutulduğu binadan sırtında taşıyarak çıkarmıştı. Bu cesaretiyle Rusya’nın en yüksek madalyasına kavuşmuştu. 2004’ten bu beri de Volga-Urallar Askeri Bölge Keşif Tümeni’nin komutan yardımcısıydı.
Muhalefetin gazı alındı
Yevkurov’un atanmasıyla direnişçilerin saldırıları bıçak gibi kesilmedi ama muhalefetin gazının alınmasına yetti. Muhalefetin Zyazikov’un görevden alınıp geri getirilmesi için seçmenlerin yüzde 60’ına denk gelen 80 bin imza ile Kremlin’e başvurduğu eski İnguşetya Devlet Başkanı Ruslan Auşev "İyi bir seçim" diyerek koltuk operasyonuna destek verse de Yevkurov’un siyasetten uzak bir figür olduğuna "Gerçi o başka bir işle meşguldü ve bunlar iki ayrı iş" diyerek parmak basmaktan kendini alamadı. Zyazikov aleyhine mitingler düzenleyen Magomed Hazbiyev de "Yevkurov asker, dürüst bir İnguş. Durumla baş edebilir" övgüsünü yaptı. Muhalefet daha da ileri gidip sokaklarda sert Kafkas dansı ‘lezginka’ ile kutlama bile yaptı. Aslında bütün sevinçlerin altında yatan Zyazikov’un gidişiydi. Gelen kişinin İnguş iç siyasetindeki kavgalardan uzak biri olması bile birçoğu için yeterliydi. Asker birinin Kremlin açısından direnişi bastırabilecek en iyi seçim olduğu, bunun da aslında savaştan başka bir anlama gelmediği varsayımı şimdilik İnguşları tasalandırmıyor. Komşu cumhuriyet Kuzey Osetya’da İnguş-Oset çatışmasının merkezi Prigorodni bölgesinde 1963’te doğmuş bir İnguş olarak Yevkurov’un ülkesinde fazla yaşamamış olması, haliyle klanlar arası kavgalarda bezinin bulunmaması halk tarafından kabul edilmesinde önemli bir etken. Zira Yevkurov bu avantajı kullanmada gecikmedi; 27 koltuklu İnguş parlamentonun Cuma günkü oturumunda oylamaya katılan 17 vekilden 16’sının oyunu alıp gösterişsiz bir törenle yemin ettikten sonra yaptığı ilk iş muhalefetin sesinin gür çıktığı eski başkent Nazran’daki merkez camiine gidip halkın arasına karışmak oldu. Bu toplumla uzlaşma yolunda elbette güçlü bir sinyaldi.
Başkanın sözünün geçmediği nokta…
Tabi Yevkurov’un İnguşetya’nın her hangi bir köy, kasaba ya da kentini keyfine göre ‘terörle mücadelede operasyon bölgesi ilan etme’ yetkisine haiz Rus İçişleri ordususun baskın, kuşatma, yıldırma, adam kaçırma, işkence yapıp infaz etme gibi akıl almaz eylemlerine engel olup olamayacağı, FSB casus ve timlerine gem vurup vuramayacağı meçhul. Çünkü Kafkas cumhuriyetlerinde krizlerin baş müsebbibi sayılan emniyet müdürleri, istihbarat şefleri, savcılar ve hakimler yerel devlet başkanları yada yerel organlar tarafından değil doğrudan Moskova’dan atanıyor. Özerkliğin canına okuyan bu unsurlar, yerel liderleri de halkın gözünde beş paralık edebiliyor. Haliyle İnguşetya’da Yevkurov için turnusol kağıdı da zamanla renk alacak. Ayrıca 2004’teki rehine eylemi faciasıyla yürekleri yakan Beslan okulundan mezun olmuş Yevkurov’un 1992’den beri çözülememiş Oset-İnguş sorununa da bir Prigorodnili olarak daha fazla ilgi göstermesi muhtemel. Bu da eğer akıllıca bir ilişki kurulamazsa İnguşetya-Kuzey Osetya hattında yeni bir gerilim demek.
Fehim Taştekin