İnguşetya ikinci Çeçenya olurken…

Güney Osetya ve Abhazya’da Gürcü saldırganlığına karşı barışın garantörü rolüne bürünen Rusya, bizzat kendi federatif sınırları içerisinde yer alan bir cumhuriyette yerel halka karşı adı konulmamış örtülü bir savaş yürütüyor. Burası Çeçenya’nın ikizi İnguşetya.

Çeçenlerle aynı etnik gruptan gelen yani Vaynakh halklarından İnguşların vatanı. SSCB’nin dağılmasının ardından Çeçenlerin aksine Çeçen-İnguş Cumhuriyeti’nden ayrılarak İnguşetya Cumhuriyeti olarak Rusya Federasyonu’na katılan bir halk. Rusya Federasyonu’nu kuran anlaşmayı reddeden Çeçenya bağımsızlığının bedelini 1994’dan itibaren Rus işgaliyle gelen kirli savaşla öderken İnguşetya da komşusunun başına örülmüş felaketin getirdiği yükü sırtlanmış talihsiz Kafkas cumhuriyetlerinden biriydi. 300 bini aşkın Çeçen mülteciye ev sahipliği yapan 450 bin nüfuslu küçük bir ülkeydi. Şimdi bu ülke Çeçenya’yı 1999’da işgale götüren süreçte olduğu gibi bombalı saldırılar, adam kaçırma olayları ve yargısız infazlarla yüklü bir sendrom yaşıyor.

İmhaya davetiye

Her şey Rusya’nın Çeçenya’nın belini kırdığından emin olmasının ardından başladı. Rus iç istihbarat servisi FSB/KGB ve özel kuvvetlerin güvenlik operasyonu adı altında cumhuriyete çöreklendiği 2007 yazından beri her şey çığırından çıktı, artık İnguşetya’da terörsüz gün geçmiyor. İlk etapta Çeçen direnişçilere omuz vermiş İgnuşlar için hesap kesim günü gelip çattı diye düşünülürken operasyonlar halka yönelik şiddet eylemlerine dönüşüverdi. Artık cumhuriyette adam şiddetin yaşanmadığı gün yok. Haliyle bu döngü Çeçenya ve Kafkasya’nın diğer bölgelerindeki direnişçilerin de bu bölgeye yönelmesine yol açtı. Güvenlik ve istihbarat güçlerinin baskınları, buna mukabil direnişçilerin intikam saldırıları bu ülkenin Rusya’nın tarihinde hiç çekinmediği imha operasyonlarından birine daha davetiye çıkartıyor.

Mimli bir halk

Ruslar açısından İnguşlar zaten Çeçenler kadar mimli bir halk. Diğer Kafkas halklarıyla kıyaslandığında daha dindar bir halk. En az Çeçenler kadar ulus bilincine sahip olmaları da dikkat edilmesi gereken bir toplum olarak görülmelerine yetiyor. 1944’te Sovyet diktatörü Joseph Stalin, Nazi Almanya’sı ile işbirliği yaptıkları suçlamasıyla Sibirya ve Orta Asya’ya sürdüğü halklar arasında İnguşlar da yer alıyordu. Bu insanlar 1957’de Nikita Hruşçev’in jestiyle vatanlarına döndükleri halde sürülürken gasp edilen mülklerinin iadesi konusunda Moskova hala çözüm üretmiş değil. Klasik süründürme taktiği… İşsizliğin yüzde 75’lere tırmandığı Rusya Federasyonu’nun en fakir bölgesi olması da bu taktiğin bir parçası… 19’uncu yüzyılda Rus işgali altına girinceye kadar yaşadıkları facialar bir yana bu kısa yakın tarih bile İnguşların Rus karşıtlığının her an alevlenmesine yetiyor.

KGB gediklisinden başkan olunca

Sovyet ordusunda en genç yaşta korgeneralliğe yükselmiş ilk kişi olarak bilinen ve Afganistan işgalinde yer alıp yaralanmış Ruslan Auşev, bu halkı yıllarca Moskova’nın arzuladığı şekilde ‘istikrarlı’ bir çizgide tutmayı başardı, üstelik yanı başında kasıp kavuran savaşa rağmen… Ancak Auşev, Çeçenya savaşı sırasında Kremlin’e karşı sözünü de esirgemedi. Bu yüzdendir ki 2001’de sahneden çekilmek zorunda bırakıldı. Yerine getirilen kişi ise dönemin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in KGB’den arkadaşı Murat Zyazikov’du. Auşev asker kökenli olsa da halk adamıydı, bürokrat elbisesini çıkarmıştı, bu da İnguşlara güven veriyordu. Zyazikov ise halkın indinde ‘Moskova’nın ajanı’ rolünden kurtulamadı… Bugün Rus ordusunun İnguş halkını bir kez daha ezip geçmek için iştahını kabartan berbat ortamın oluşmasında Zyazikov’un rolü ciddi şekilde sorgulanıyor. Rusya’nın saygın insan hakları örgütü Memorial’ın İnguşetya temsilcisi Timur Akiyev, "2002’de İnguşetya’da herhangi bir asi yoktu. Bugün durum giderek kötüleşiyor" tespitini yapıyor. Bu tespiti haklı çıkartan birkaç veri şöyle; Bombalar yaşamın bir parçası haline gelirken ağustos sonuna dek cumhuriyette çatışmalar ve operasyonlarda ölen insan sayısı 93’e ulaştı. 2002’den bu yana güvenlik güçlerinin kaçırdığı insan sayısı 200’ü aştı. Düşük yoğunluklu savaşın hala sürdüğü Çeçenya’da ise aynı dönemde ölenlerin sayısı 55 civarında.

Muhalefet susturuluyor

İnguş muhalefeti Rusya’ya diklenmenin Çeçenya’ya faturasını çok iyi bildiğinden öfkesini Zyazikov’a yöneltmiş gözüküyor. Nitekim geçen yıldan beri Zyazikov’un görevden alınması konusunda seslerini Kremlin’e duyurmak için Moskova’ya kadar gidip eylemler bile düzenlediler. Ama nafile… Eski başkent Nazran’da tertipledikleri gösteriler şiddetle bastırıldı. Ve son olarak muhalefetin sesi konumundaki ingushetia.ru adlı internet sitesinin sahibi tanınmış hukukçu Magomed Yevloyev çok çarpıcı bir şekilde susturuldu. Yevloyev 31 Ağustos’ta Moskova’dan Nazran’a dönerken uçakta ‘business class’ta Zyazikov’la birlikte uçuyordu. İnguşlar Çeçenler gibi ne protokol tanırlar ne de astlık-üstlük bilirler! Yediden yetmişe herkes devlet başkanı bile olsa adıyla hitap eder. Bu toplumda kimse ötekine karşı ‘bey’, ‘efendi’ ya da ‘beyefendi’ değildir. Anlatılanlara bakılırsa bu kültürle yetişen Yevloyev de Zyazikov’la arasına hiçbir mesafe koymadan uçakta tartışmaktan geri durmadı. Ancak bedelini uçaktan iner inmez ödedi; Polisler derdest edip gözaltına aldı ve resmi açıklamaya göre ‘gözaltına direndi ve arbede sırasında kaza kurşununa’ kurban gitti. Tabi muhalefet Zyazikov’un emriyle Yevloyev’in icabına bakıldığında hemfikir. Üstelik Yevloyev’in internet sitesi de ardından ‘mahkeme kararı’ ile kapatıldı.

Gençler potansiyel terörist

Şurası açık; Güvenlik güçlerinin sınır tanımazlığı özellikle gençleri direnişçi safına katılmaya zorluyor. İnguşetya Başsavcısı Yuri Turigin ise çözüm olarak bütün direnişçileri imha etmeyi öneriyor. Tabi bu durum Rus ordusunun top yekun işgaline davetiye çıkardığı gibi iç savaşı da kamçılıyor. Yevloyev cinayetinin ardından İnguşetya’da bir araştırma yapan Moskova Helsinki Grubu’nun vardığı sonuç şu: "Güvenlik güçleri insanların evlerini basıyor, onları alıp götürüyor, işkence ediyor, öldürüyor ve cesetlerini bir yerlere bırakıyor. Güvenlik güçlerinin bu eylemleri hiçbir şekilde terörle mücadele adı altında mazur görülemez. Korku isyana yol açıyor. İç savaş patlak verebilir. Nüfusun bir kısmı sessiz, ama öteki kısmı savaşa hazırlanıyor. Federal hükümet bunun sorumlusu." Olup bitenlerin 1937’den bir farkı var; O zaman herkes gece yatağına uzanırken sabah uyanıp uyanamayacağından emin değildi, bugün ise özellikle 15-30 yaş arası gençlerin tamamı ‘kayıplar diyarının’ potansiyel yolcusu. Bu yaş grubu Rusların gözünde otomatikman terörist! İnguşlar Çeçenlerden biraz şanslı; Bu damganın kapsama alanı Çeçenya savaşında şöyleydi; "12 yaş ve üzeri."
Velhasıl Çeçenya’nın yaşadığı felaketin bir benzeri giderek İnguşetya’yı esir alıyor.

Kaynak: Dünya Bülteni
(http://www.dunyabulteni.net/news_detail.php?id=54525)

Fehim Taştekin