İnguşetyalı vatandaş, ülke savcılığına Malgobek merkez bölge hastanesinde denetleme yapılması talebiyle başvuruda bulundu.
İnsan hakları savunucusu Magomed Mutsolgov Kavkazki Uzel blogunda, İnguşetya’lı bir vatandaşın ülke savcılığı adına yazdığı Malgobek merkez bölge hastanesi yönetimiyle ilgili soruşturma talebinin yer aldığı dilekçesine yer verdi. Dilekçeyi yazan Tsurayeva Yaha’nın ifadesine göre, oğluna hastanede doğru teşhis konmadı ve hayatı tehlikeye atıldı. Bunun dışında doktorlar ve hastane yönetimi, başhekim Lolita Albogaçiyeva şahsında, hastaya uyuşturucu bağımlısı olduğu iftirasında bulundu.
Galgayche’nin verdiği bilgilere göre, İnguşetya’da sağlık skandalları artık normalleşti. Kısa bir süre önce bölge, anne ve bebeğinin Malgobek merkez bölge hastanesindeki ölümü ile sarsıldı. Ülke başkanı acil toplantı yaptı ve güvenlik organlarına geniş çaplı soruşturma yürütmeleri ve suçluların cezalandırılması görevi verdi.
Tsurayeva Yaha’nın yazdığı dilekçeyi ayniyle alıntılıyoruz.
İnguşetya Cumhuriyeti Savcısı Nikolayev P. L.
İnguşetya Cumhuriyeti Sağlık Bakanı Araphanova M. Y.
İnguşetya İnsan Hakları Yetkilisi Ozdoyev D. E.
İnsan Hakları Örgütü ‘MAŞR’ Başkanı Mutsolgov M. A’ya.
Tsurayeva Yaha Ayubovna’dan,
Adres: Malgobek şehri-4 8-938-014-57-88
Dilekçe
19 Ağustos 2015’de oğlum, 1997 doğumlu Tsurayev İlez Muhmed Başiroviç kötüleşti ve biz de ambulans çağırdık. Çağrımıza Malgobek merkez ilçe hastanesi ambulansı geldi. Acil yardım doktoru İlez’i kontrol etti, tansiyonunu ve ateşini ölçtü, bir dil altı tablet verdi, iğne yaptı, ilaçların onu uyuşturacağını ve ateşini düşüreceğini söyledi. Muayeneden sonra oğlumu sarhoş olmakla suçladı ve gitti. O gün İlez iyileşmedi.
Ertesi gün, 20 Ağustos’ta akşam saat yedi gibi daha kötü oldu. Vücudu lekelerle kaplandı ve biz yeniden ambulans çağırdık. Doktor ona anestezik bir iğne yaptı ve Malgobek merkez bölge hastanesi acil servisine aldı. 20:00 gibi oradaydık. Acildeki muayenesinden sonra onu Tedavi bölümüne gönderdiler. Bir iğne yaptılar ve ultrason, akciğer filmi çekeceklerini söylediler, ama röntgeni ancak iki gün sonra çektiler, ultrasona bakmadılar bile. Tedavi bölümünde 10 gün kaldı ve 31 Ağustos’ta 40 derece ateş ile taburcu ettiler. Eline taburcu kağıdını verdiler ve eve gönderdiler.
Aynı gün evde durumu kötüleşti ve yeniden ambulans çağırdık. Doktor iğne yaptı ve bu durumda nasıl hastaneden taburcu edildiğine şaşırdı, sonra gitti. 15:00 gibi oğlumla Polikliniğe gittim, muayeneden sonra doktor iğne yaptı ve acile gönderdi. Orada oğlumuza narkoloji doktoru baktı ve o andan itibaren tüm doktorlar onun uyuşturucu etkisinde olduğunu söyledi. Israrlı taleplerimin ardından Tedavi bölümüne yatırdılar. Ardından bölüm şefi Sampiyeva Lidiya bizleri yanına çağırdı ve bu hastanenin hastalar için olduğunu, oğlumuzu eve götürmemizi söyledi. Bizler onun incelenmesini istedik. Bunun öncesinde alınan analizleri istedik, ama onları bize vermediler ve halen ortada yoklar. Şef polisleri çağırdı. Gelen adli soruşturma polisleri İlez’i, ne içtiğini ve nerede içtiğini öğrenmek için, sorgulamaya başladı. Hastane güvenliği onu tabancasıyla tehdit etti.
Oğlum herhangi bir uyuşturucu etkisinde değildi ve polisler gitti. Oğlumun durumu hızla kötüleşti ve ülkemizde kaliteli sağlık hizmeti almaktan umudumuzu keserek acilen Nalçik’e götürdük, ama doktorlar yoktu ve biz sabaha doğru ülkemize geri dönmek zorunda kaldık. Nazran’daki merkez devlet hastanesine götürdük. Nazran’daki poliklinikte alerji doktoru baktı ve alerji atağı yaşadığını söyledi. Randevu verdi, Malgobek merkez bölge hastanesi alerji uzmanına gönderdi ve ertesi gün yeniden kendisine gelmemizi söyledi.
2 Eylül’de oğlum yeniden kötüleşti, ayakları tutmaz oldu, yürüyemiyordu ve ayaklarını hissetmiyordu. Ambulans çağırdık, Malgobek merkez bölge hastanesi aciline götürdüler. Acilden hızla Tedavi bölümüne naklettiler. 3 Eylül günü sabah 10’da hastaneye geldik. Vizite bitmişti, ama bölüm şefi ve İlez’i tedavi eden doktor çikolatayla birlikte çay içiyordu. İlez’i kontrol ettiniz mi şeklindeki sorumuza tedavi eden doktor, sakin şekilde hayır diye cevap verdi. Uyarımız üzerine bölüm şefi istediğimiz yere şikayetçi olabileceğimizi söyledi. Hastane başhekimi Albogaçiyeva Lolita’ya gittik, ancak oğlumuzu uyuşturucu bağımlısı olmakla suçladı, hiç bir şekilde yardımcı olamayacaklarını söyledi.
Acilde hiç değilse İlez’e bir iğne yapılması talebimize, nöbetçi doktor bizim için elinde bir şey olmadığını söyledi. İlez’i Nazran’daki merkez devlet hastanesine götürmek için ambulans vermeleri talebimize de, Albogaçiyeva Lolita, bize ambulans veremeyecekleri şeklinde yanıt verdi. Nazran’a küçük bir taşıtla gittik, ama İlez’in durumu kötüleşti, ateşi 41’e çıktı ve Verhni Açalukov’dan ambulans çağırdık. Doktor bize ciddi şekilde yardımcı oldu ve oğlumu Nazran’a ulaştırdık. Hastanede hemen yoğun bakıma alındı. Analizleri yapıldı, tabii ki uyuşturucu kullanıp kullanmadığına da bakıldı ve herhangi bir uyuşturucu madde veya alkol olmadığı sonucu çıktı. 3 gün sonra taburcu ettiler ve şimdi evde.
Nazran merkez devlet hastanesi doktorları, oğlumun durumunun alerji atağına ve astım atağına bağlı ortaya çıktığını söylediler.
Malgobek merkez bölge hastanesi doktorları, aynı zamanda Tedavi bölümü şefi ve hastane başhekimi doğru teşhisi koyamamakla birlikte, oğlumun hayatını ve sağlığını tehdit altında bıraktılar. Ona iftira ettiler ve bizi hastaneden kovdular. Sokakta, ancak düşmana uygulanabilecek bir sertlikle muamele ettiler.
Anlattıklarıma dayalı olarak sizlerden, anlattığım gerçeklerin incelenmesini ve yaşanan olayın suçlularının ve yetkili isimlerin kanunların öngördüğü şekilde cezalandırılmalarını rica ediyorum.
8 Eylül 2015
- A. Tsurayeva