XIV-XIX yüzyıllara ait haritalar, Adıge tarihçi Samir Hotko’nun “Çerkesya’nın Keşfi (Открытие Черкесии)” isimli monografisinin temelini oluşturuyor.
Tarihsel ve Kültürel Mirası koruma Vakfı Başkanı Gazi Çemso, Kavkazki Uzel’e verdiği demeçte, haritaların farklı dönemlere ait bir çok yorum ve çizim barındırdığını, kitabın bu sebeple önemli bir koleksiyon olduğunu söyledi. Çemso açıklamalarına şöyle devam etti: “Halklar kendi tarihlerini bilmelidir. Çerkesler için bu özellikle önemlidir. Çünkü Çerkes tarihi karanlıkta kalmış noktalarla doludur. Halkımızın tarihi yeni yeni araştırılmaya ve anlatılmaya başlandı. Tarihsel ve Kültürel Mirası koruma Vakfı’nın finanse ettiği bu kitap, haritacılık anlamında Kafkasya’da bir eşi daha olmayan bir kitaptır.”
Kitabın yazarı Hotko ise, açıklamasında, kitabının Çerkesya’nın sınırlarını kültürünü, zamanla değişen politik statüsünü, dış ilişkilerini ve iç dinamiklerini anlattığını söyledi. Hotko, kitabında kaynak olarak Rusya kütüphane ve arşivlerini, Avrupa’da bulunan dijital kütüphaneleri, özellikle Venedik’te bulunan St. Mark’s Ulusal Kütüphanesi ile Fransa Milli Kütüphanesi’nden yararlandığını söyledi.
Ünlü tarihçi Zarema Tsiyeyeva ise kitapla ilgili yaptığı açıklamada, Çerkes halklarının tarihinin haritalar üzerinden çalışılmasının, Çerkeslerin Müslümanlar ile arasındaki ilişkide karanlıkta kalan noktaları aydınlığa çıkartacağını söyledi. Tsiyeyeva açıklamalarına şöyle devam etti: “Harita her zaman açıktır. İnsan, tarih sadece anlatıyla kaldığında, olayları somut olarak göz önüne getiremeyebilir. Harita ise olayları somutlaştırır, bize onların nerede yaşandığını gösterir. Bu anlamda tarihi gerçekliğe yaklaştırır. Harita Çerkeslerin tarihini çalışmada çok önemlidir. Çünkü Çerkeslerin yazılı bir dili yoktu. Kendileri hakkında kendi kalemlerinden çıkma metinler bulamıyoruz maalesef. Harita gibi kaynaklar, işte tam bu noktada, mesela Rusların gözünden bir tarih değil de, daha objektif bir tarih sunabiliyor bize.”