Mansur Sadulayev ile Çeçenya’daki insan hakları ihlalleri üzerine söyleşi
Ramzan Kadirov’un muhalif sesleri susturmak adına yaptığı ve en bilinen yöntemlerden biri olan insan kaçırma eylemleri 2021 yılının son altı ayında oldukça arttı. 2021’in Eylül ayında Çeçen İçkerya Cumhuriyeti Başbakanı Ahmed Zakayev’in akrabalarının kaçırılması ile başlayan süreç, Aralık ayına gelindiğinde en şiddetli zamanlarını yaşadı. Ortak noktaları Çeçenya dışında yaşamak ve Kadirov yönetimine muhalif olmak olan Mansur Sadulayev, Aslan Artsuyev, Tumso Abdurahmanov, Hasan Halitov, Minkail Malizayev’in Çeçenya’daki akrabaları kaçırıldı.
22 Aralık 2021 gecesi bu beş ismin 70’e yakın akrabası (içlerinde kadınlar, yaşlılar ve çocuklar da bulunmaktadır) sorgulanmak, işkence görmek üzere bilinmeyen bir yere götürüldüler. Sosyal medyayı aktif olarak kullanan ve oldukça büyük bir takipçi kitlesine sahip olan bu isimlerden, muhalefeti bırakmaları ve Kadirov yönetimi hakkında konuşmamaları istendi. Aksi takdirde kaçırılanlara yaptıkları işkence, taciz gibi görüntüleri paylaşacaklarını belirttiler.
Çeçen İnsan Hakları Derneği VAYFOND’un kurucusu olan ve akrabaları kaçırılan Mansur Sadulayev’e Çeçenya’daki insan kaçırmaları da dahil olmak üzere pek çok konu hakkında söyleşi yapmayı teklif ettim ve kendisi de bu teklifimi kabul ederek sorularımı cevapladı.
Kendinizi kısaca tanıtabilir misiniz? Vayfond kuruluşu nasıl gerçekleşti? Amaçları nelerdir? Vayfond’u bizlere anlatabilir misiniz?
Benim adım Mansur Sadulayev. 36 yaşındayım. Rus birliklerinin Çeçen İçkerya Cumhuriyeti’ni ikinci işgalinden sonra direnişin bir üyesiyim. 2011 yılının sonunda vatanımı terk edip Avrupa’ya taşınmak zorunda kaldım. 2016’da Çeçen Cumhuriyeti’nde Kadirovcular tarafından temsil edilen Rus rejiminin keyfiliğine karşı Viyana’daki bir mitingde kamuoyuna açık ilk konuşmamdan sonra Avusturya polisinden Kadirov’un suikast emrini verdiğini öğrendim ve gece gündüz silahlı korumalar tarafından koruma altına alındım. Ardından 2017’de İsveç’e taşındım. Çeçen İnsan Hakları Derneği VAYFOND kuruldu. Bu dernek, Çeçen halkının çıkarlarını korumak ve ihtiyaçlarını sağlamak, insan haklarını korumak ve savunmak, hükümetlerde ve uluslararası kuruluşlarda Çeçen halkının çıkarlarını temsil etmek amacıyla kurulmuştur. Siyasi ve dini sebepler de dahil olmak üzere yasadışı olarak zulüm görenlere, Çeçenlere ve Kuzey Kafkasya halklarının diğer temsilcilerine yardım sağlamaktayız.
Çeçenya’da insan kaçırma olayları ilk olarak ne zaman başladı? Çeçen tarihinde, geleneğinde, kültüründe yeri olmayan ve insanlık dışı bu uygulamanın tarihçesini açıklayabilir misiniz?
Rus işgalciler tarafından Çeçen Cumhuriyeti’ndeki insanların kaçırılması, cumhuriyeti işgallerinin başlangıcından itibaren başladı. Ve bu sistem ulusal hainler tarafından kuruldu. Ellerinde silahlarla vatanını savunanların yakınlarına karşı bu korkakça ve insanlık dışı eylemi gerçekleştirmeye başladılar. Direnişe katılanlar işgalcilere teslim olmaktansa ölmeye hazır oldukları için akrabaları Kadirovcular tarafından kaçırılarak direnişi durdurmaya çalıştılar. Bu yöntemler savaşanları etkilemedi, ancak bu durumun savaşçılara söz ve eylemle yardım eden nüfusun geri kalanı üzerinde güçlü bir etkisi oldu. İnsanlar, çoğu kadın olan akrabaları için korkarak, direnişçilerin saflarına katılmayı ve yardım sağlamayı bıraktılar. Yani yeni bir şey bulamadılar. Sadece şimdi bu uygulamayı ulaşamayacakları düşmanlarına uygulamaya başladılar. Ve bugün onların düşmanı, her şeyden önce, kanunsuzluklarına açıkça karşı çıkan herhangi bir kişidir.
Sizin, Aslan Artuseyev’in, Tumso Abdurahmanov’un, Hasan Halitov’un, Minkail Malizayev’in akrabaları kaçırıldı. Kaçırılanların içerisinde kadınlar, çocuklar, yaşlılar da var. Kadınlara yönelik cinsel tacizlerin olduğu, bazı yakınlarının öldürüldüğünü yine kaçıranların attığı mesajlar ile öğreniyoruz. Sizin ve ismi geçen diğer muhaliflerin akrabaları hakkında başka bilgi var mı? Bu yaşananları anlatabilir misiniz?
En son bilgilere göre, kaçırılanların çoğu zaten serbest bırakıldı, ancak bazılarının nerede olduğu ve şu anda onlara ne olduğu hala bilinmiyor. Akrabalarıma gelince, onların da serbest bırakıldıklarına dair söylentiler duyuyorum, ancak bu bilgiyi doğrulayamam veya inkar edemem, çünkü halka açık faaliyetlerime başladıktan sonra Çeçen Cumhuriyeti’ndeki akrabalarımla ve hatta tanıdıklarımla tüm temasımı kesmek zorunda kaldım. Bu nedenle, uzun yıllar boyunca orada neler olduğu hakkında kesinlikle hiçbir şey bilmiyorum.
İnsan kaçırmanın içerisinde “şiddet, taciz, zorbalık, işkence” gibi metotlar olduğunu çeşitli kaynaklardan okuyoruz. Bunlar doğru mu? Bu yaşananların muhalifleri, aykırı düşünceleri sindirme dışında başka bir amacı var mıdır? Nasıl değerlendiriyorsunuz?
Evet, ne yazık ki, bunların hepsi doğru. Hatta daha fazlasını söyleyeceğim, gördüğümüz ve duyduğumuz her şey gerçekten olup bitenlerin sadece küçük bir kısmı. Ben de 2009’da Kadirovcuların elindeydim ve tutuklulara ne yaptıklarını ilk elden biliyorum. Bu hainlerin bu kadar acımasız olması şaşırtıcı.
Kadınlar, çocuklar, yaşlılar, din, gelenekler; tüm bunlar onlar için hiçbir şey ifade etmiyor. Kesinlikle hiçbir kutsalları yok. Ve bu alçaklıklarının amacı sadece eleştirenleri durdurmaya çalışmak değil, aynı zamanda rejime karşı çıkma ya da sesini çıkaranlara yardım etme düşüncesi bile ortaya çıkmasın diye herkesin gözünü korkutmaktır. Ve ne yazık ki bu yöntemler işe yarıyor, yoksa doğruyu söyleyen 5-10 kişi değil, yüzlerce, binlerce kişi olurdu. Avrupa ülkelerindeki mitinglerde 200-300 kişi değil on binler olurdu. Böylece halka yönelik terörleri, ihtiyaç duydukları sonucu getiriyor. En azından şimdilik.
Çeçenya’da insan hakları ihlallerine Rusya hükümetinden, muhalefetinden tepki var mı? Rusya’nın Çeçenya’da yaşanan hak ihlallerine bakışı nasıl?
Bugün, “Rus hükümeti” ve “insan haklarının ihlali” kelimelerinin eşanlamlı olduğu söylenebilir. Yani ve her şeyden önce, Rus hükümeti Çeçen Cumhuriyeti’nde olan her şeyden sorumludur. Kremlin’den Kadirov’a yapılacak bir çağrı, işlediği suçlardan herhangi birini durdurmak için yeterlidir. Ancak, Kadirov’un onayıyla, hatta belki de Kremlin’in emriyle gerçekleştirilen tüm bu suç eylemlerinden yararlanan kesinlikle Kremlin’dir. Çünkü Kadirov’un sözleri ve eylemleri tüm dünyada bir Rus yetkilinin sözleri ve eylemleri olarak değil, Çeçenlerin ve liderlerinin eylemleri olarak algılanıyor. Bütün bu suçların kaynağı olarak hainleri ve Rusları değil, Çeçenleri görüyorlar. Putin’in ihtiyacı olan şey bu, tüm pislik Çeçen halkının üzerine dökülsün ve tüm dünya Putin’den değil Çeçenlerden nefret etsin. Ayrıca, gerekirse Kadirov’u görevden alıp Çeçen Cumhuriyeti’ni “düzene koyabilecek” ve böylece sorunu kendisi çözen iyi bir lider haline gelecek.
Anna Politkovskaya, Çeçenya’daki insan hakları ihlallerine dikkat çeken, dünyaya duyuran önemli isimlerdendi. Aynı durum Natalya Estemirova için de geçerli. Bu iki gazetecinin çalıştığı Novaya Gazete ile yakın bir zamanda faaliyetlerine son verilen Memorial gibi kurumların Çeçenya’daki insan hakları ihlallerinin dünya kamuoyuna duyurulmasındaki katkıları nelerdir? Bu ve benzeri insan hakları yapılanmalarının Çeçenya’da faaliyet gösterme imkanları var mıdır?
Çeçenlerin Çeçen Cumhuriyeti ve Rusya’da yardım için başvurabilecekleri tek örgüt bunlardı. Çeçenler de dahil olmak üzere hakları ihlal edilen insanlarla harika bir iş çıkardılar. Memorial’ın Grozni şubesi başkanı Oyub Titiyev’e karşı bir ceza davası uydurduklarında, bu ve benzeri örgütlerin birkaç yıl içinde Rus makamları tarafından tasfiye edileceği bizim için netleşti. Oyub Titiyev davası bir provaydı. Genellikle, Rus yetkililer bir tür değişiklik planladıklarında, Çeçen Cumhuriyeti ile başlarlar, böylece toplumun tüm dikkati ve ilk olumsuzluğu Çeçenlere yansır ve sonra, tüm bu değişiklikler sıradan hale geldiğinde, herkes buna alıştığında yine aynı şey olur. Dolayısıyla bu kuruluşların çalışmalarının sona ermesi an meselesiydi. Ne de olsa Putin yeni bir “Sovyetler Birliği” ya da Kuzey Kore gibi bir şey inşa ediyor.
Çeçenya’da ve Çeçenya dışında yaşayan Çeçenlerin hak ihlallerine verdiği tepkiler var mı?
Yukarıdaki nedenlerden dolayı Çeçen Cumhuriyeti’nde yaşayan Çeçenlerden neredeyse hiçbir tepki yok.
Kendi halkına bu denli acımasız olabilen Kadirov yönetiminin temel motivasyonu nedir?
Para ve güç. Kremlin’in müsamahakarlığı ve tabii ki Ramzan Kadirov’un aşağılık kompleksleri, eğitimsizlikle birleşti. Hayatı boyunca hiçbir şey olamayacak kişi Rusya’ya geldi ve bu korkak, kırgın ve 13 yaşında bir çocuğun gelişim düzeyine sahip kişiye tüm Çeçen Cumhuriyeti’nin nüfusunun yönetimi verildi. Şimdi efendilerinin ona emrettiği her şeyi ve hatta daha fazlasını onları memnun etmek için yapıyor. Bir de tüm insanları küçük düşürerek özgüvenini yükseltmeye çalışıyor.
Geçtiğimiz aylarda Türkiye’nin Kocaeli ilinde “Cevher Dudayev Parkı” açıldı. Parkın açılışının ardından Kadirov, PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın isminin Çeçenya’da sokaklara, caddelere verilmesini, Türkiye’de bir teröristin (Dudayev’i kast ederek) isminin parka verilmesinin kabul edilemez olduğunu söyledi. Putin’in sözcüsü Peskov, “En hafif tabirle Türkiye’de bu tür isimleri onaylamadığımızı diplomatik kanallardan Türk meslektaşlarımıza bildirdik” dedi. Dudayev ismi ilk defa Türkiye’de kullanılmıyor. Cohar Dudayev’in ismi daha önce de parka, camiye, sokaklara ve daha başka alanlara verildi. Kadirov’un ve Rus yönetiminin “Cevher Dudayev Parkı”na bu kadar tepki vermesini nasıl yorumluyorsunuz?
İlk olarak, Çeçen Cumhuriyeti’ndeki sokaklar ve caddeler zaten Troshin, Putin vb. teröristlerin adını almıştır. Kadirov’un onlardan daha korkunç bir terörist bulması pek olası değil. İkincisi, elbette bu tür haberler Kadirov’u ve çevresini çok üzüyor. Ne de olsa bunca zamandır Çeçen halkını Dudayev, Mashadov ve diğer kahramanlarımızın terörist ve haydut olduğuna ikna etmek için her türlü çabayı gösteriyorlar. Bunca yıldır propagandaları harika bir iş çıkarıyor ve bu kahramanlar hakkında yalanlarla dolu filmler yapıyorlar. Bir de kendilerini kahraman gibi göstermeye ve ihanetlerini saklamaya çalışıyorlar. Ve böylece, bir ülkede kahramanlarımızın adını taşıyan bir sokak veya park ortaya çıktığında, onların tüm yalanları çöktü ve her şey yerli yerine oturdu. İnsanlar kimin gerçekten kahraman, kimin hain olduğunu görüyor. Diğer milletler tarafından kim saygı görüyor ve kim hor görülüyor. Elbette bu tür eylemler özellikle Kadirovcular için acı vericidir.
Kadirov’un Kafkasya’da etkisi nedir? Kadirov’un bu tutumlarının sonucunda Çeçenler ile Kafkasyalı diğer halklar arasındaki ilişkisi ne düzeydedir?
Kadirov’un Kafkasya’da hiçbir etkisi yok. Tüm etkisi Çeçen Cumhuriyeti ile sınırlıdır ve o zaman bile sadece Putin’in izniyle hareket edebilir. Ancak Çeçenler ve diğer halklar arasındaki ilişkileri bozduğu gerçeği şüphesiz doğrudur. Onun maskaralıkları sayesinde Çeçenlerden sadece Kafkasya veya Rusya halkları değil, diğer ülkeler de nefret etmeye başladı. Kadirov, Kremlin’in planını iyi uyguluyor. Rusya’nın Gürcistan’a saldırısı sırasında oraya Kadirovcular getirilip olabildiğince reklamı yapıldı. Rusya Ukrayna’ya saldırdığında, Kadirov’un adamları oraya getirildi ve o kadar çok reklam yapıldı ki, oradaki bazı yerlere Ruslar değil Çeçenler geldi. Yani Kremlin, Kadirov aracılığıyla tüm dünyanın bizden nefret etmesini sağlamak için her şeyi yapıyor.
Röportaj teklifimi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir?
Çeçen sorununu bir kenara bırakmadığınız ve adalet mücadelemizde bize bilgi vererek yardımcı olduğunuz için teşekkür ederiz. Ayrıca, vatanlarını terk etmek zorunda kalan hemşerilerimize her zaman sağladıkları ve sağlamaya devam ettikleri yardımlar için Türk hükümetine ve halkına derin şükranlarımı ifade etmek istiyorum. Yardımlarınızı görüyor ve takdir ediyoruz.