Abubakar Yangulbayev ile Kadirov yönetiminin gerçekleştirdiği insan hakları ihlalleri üzerine söyleşi
Çeçenya’ya 1800 km uzaklıktaki Nijniy Novgorod şehrinde yaşayan Çeçenya Yüksek Mahkemesi eski yargıcı Saidi Yangulbayev’in eşi Zarame Yangulbayev, 20 Ocak 2022 tarihinde kaçırıldı. Kaçırmaya gelenler Kadirov’a ait güçlerdi. İlk olarak eski yargıç Saidi Yangulbayev’i gözaltına almak istediler ancak dokunulmazlığından dolayı eşi Zarame’yi kaçırdılar. Şeker hastası olan ve düzenli ilaç kullanması gereken Zarame’yi döverek, sürükleyerek, ayağında terlikleriyle bir araca bindirip Çeçenya’ya götürdüler. Bu zorbalığın dünya kamuoyuna duyurulmasıyla başlayan süreçte Kadirov ve yönetimi Yangulbayev ailesine deyim yerindeyse savaş açtı. Kan davası ilan edildi, mitingler yapıldı ve bizzat Kadirov’un telegram hesabından Yangulbayevlerle ilgili, “Onları yer altında (mezarda) ya da hapiste bekleyen yeri var.” açıklaması yapıldı. Çeçenya’da yaşanan insan hakları ihlallerinden biri olan bu olayda Yangulbayev ailesinin üyesi, İşkenceye Karşı Mücadele Komitesi avukatı da olan Abubakar Yangulbayev ile röportaj yapmak ve süreci, yaşananları sormak istedim. Röportaj teklifimi kırmayarak sorularımı cevapladı.
Kendinizi kısaca tanıtabilir misiniz?
İnsan hakları avukatıyım. Kafkasya’da özellikle Çeçenya’da insan hakları ile ilgilenen; siyasi, sosyal, hukuk ve tarih konularında uzman bir hukukçuyum.
Siz, kardeşiniz İbrahim ve aileniz neden Ramzan Kadirov tarafından düşman, terörist ilan edildiniz?
Muhalif görüşlerimiz ve fikir ayrılığı sebebiyle. Biz, Çeçenya gerçeklerine ve olaylarına Kadirov’dan farklı bir açıdan bakıyoruz. Kadirov, sivillere şiddet uygulaması ve sivilleri öldürmesine rağmen Rus askerlerini cezalandırmaya yönelik eylemlerde bulunmamaktadır. Fiilen Kadirov da aynı suçları işlemeyi sürdürmektedir. Biz ise bu duruma sessiz kalmadık ve kardeşim telegram-kanalı, ben ise insan hakları kurumları ve medya üzerinden bu sorunları açıklığa kavuşturduk.
Annenizin sağlığı nasıl? Kendisiyle iletişime geçebiliyor musunuz? Serbest kalmasıyla ilgili herhangi bir gelişme var mı?
Ben kendisiyle yazışıyorum. Şu an kendisine doktorlar bakıyor ancak halen hapishanede. İleride güya bir “Kadirovetsi” (Kadirov’un taraftarı) hırpalamak suçlamasından mahkeme süreci başlayacak. Bu tabii ki asılsız, çok gülünç ve kimsenin aklına bile gelemeyecek bir şey. Ukrayna-Rusya Savaşı’nın başlamasından sonra ise Rusya’nın kanunlarına güvenmiyorum ancak Allah’ın izniyle o tahliye olacak çünkü hiçbir suçu ve günahı yok. Bu arada samimi desteklerini sunarak birçok insan kendisine mektup yazıyor. Kadirov’un çocuklarının farklı düşüncelere sahip olması, yani Çeçenya sorunlarının aydınlatılması ile ifade edilen fikir ayrılığı dahil, muhalif düşünceleri nedeniyle, annemizi kaçırdığını topluma anlatabildiğimiz için de ayrıca memnuniyet duyarım.
2015 yılında kardeşiniz İbrahim’in altı ay boyunca Kadirov yanlıları tarafından işkenceye maruz bırakıldı. Siz ve babanız serbest kalırken kardeşiniz hangi gerekçelerle tutuklu kaldı ve nasıl serbest bırakıldı? Bu tarihte yaşananlardan sonra tekrar gözaltına alınma, işkence süreçleri yaşandı mı?
2015 Kasım ayında ben, İbrahim ve babam göz altına alınmadık, apaçık Kadirov taraftarlarınca kaçırıldık; çünkü süreçte herhangi bir yasal prosedür gerçekleşmedi. Bizi vahşice kaçırdılar, beni dövdüler, direndiğim için silah doğrulttular. Direkt Kadirov’un yanına, kendisinin rezidansına götürdüler. Orada Kadirov, arkadaşları ve diğer yetkililer ile yaklaşık 20 adam kanuna aykırı vaziyette kardeşimin yürüttüğü “Kredo Volkov” (Kurtlar İnancı) isimli sosyal medya hesabı hakkında sorguladılar. Bu süreçte kanal açıktı. O zamanlar ben üniversiteden yeni mezun olmuştum, kardeşim ise daha öğrenciydi. Kanal ise bir yıldır vardı. Kim tarafından yürütüldüğünü herkes biliyordu, üniversitemizde bu bir sır değildi. Kadirov benden bu kanalın niçin aktif olduğunu sorduğunda, bunda bir kanuna aykırı bir şey olmadığını söyleyerek diye cevap verdim. Kadirov buna gülerek neyin kanunen olup olmadığını kendisinin karar verdiğini söyledi. Sonuçta ne benim ne de kardeşimin cevaplarını kendisi beğenmedi. Kadirov gücenmiş bir çocuk gibi tuhaf bir davranış sergiliyordu. Bu arada kendisinin çok kısa boylu olması, kardeşim ile benim ise iki baş kadar uzun boylu olmamız davranışlarını etkiliyordu. Biz aşağı bakmıyorduk ve onun karşısında küçülmedik bu da Kadirov’u çileden çıkardı. Kendisi yardımcıları ile kan gölü oluşuncaya kadar bizi dövmeye başladı. Kanı yalayarak silmemizi istiyordu ancak bir reddettik ve bizi dövmeye devam ettiler. Babam ve bana polis bölümünde işkence ettikten bir gün sonrası bıraktılar. Kardeşimi ise yaklaşık altı ay sonra -Mart 2016’da-bıraktılar. Ancak tam bir yıl sonra Mayıs 2017’de olay tekrar yaşandı. Kardeşimi -resmi şekilde- Rusya kanunlarına uygun olarak tutukladılar.
Siz ve aileniz bunca baskı, işkence ve zorbalığa karşı neden Çeçenya’yı, Rusya’yı terk etmediniz?
Kadirov’un bizzat kendisi, bizi bu olayı aydınlatmaya yeltenirsek kardeşimi öldürmek ve peşinden bizimle de hesabını görmekle tehdit etti. Doğrusu kardeşimizi kaderine terk ederek Çeçenya’dan gitmek de istemiyorduk. 2017 yılında olay tekrarlandığında biz ülkeyi terk ettik çünkü kardeşim resmi olarak tutuklanmıştı ve onlar kendisini öldüremez, işkence yapamazlardı. Sisteme karşı koymaya karar verdik. Ben insan hakları avukatı olarak İşkenceye Karşı Mücadele Komitesi’nde işe başladım ve kardeşimin dosyasını yürüttüm. Aynı zamanda Rus polis ve militanları tarafından işkence edilen ve öldürülen diğer Çeçen ve Kafkasyalıların da dosyalarını yürüttüm.
Ailenize karşı Çeçenya’da büyük bir miting düzenlendi. Ahmed Zakayev, Mansur Sadullayev, Aslan Artsuyev, Tumso Abdurahmanov, Hasan Halitov, Minkayil Malizayev gibi muhaliflere yönelik benzer zorbalıklara maruz kalmanızın yanında bu mitingin düzenlenmesinin sebebi nedir? Çeçen halkı size ve ailenize karşı nefret mi duyuyor?
Miting gerçek değildi. Kadirov devlet çalışanlarını sık sık bir sürü halinde herhangi bir mitinge yolluyor. Onlar ise ona karşı koyamıyor çünkü işsiz kalmaktan korkuyorlardı. Bu arada mitinge katılanlar bana ve kardeşime, fotoğraf ve destekleyici sözlerle dolu mesajlar gönderiyorlardı. Biz Çeçenlerin düşmanı değiliz. Biz Çeçenya için hürriyet istiyoruz. Çeçenya’nın gerçek düşmanı Kadirov’dur, o da aynen Yahuda gibi vatanını satmıştır.
Çeçenya Devlet Duması milletvekili Adam Delimhanov, bir İnstagram canlı yayınında ailenize kan davası ilan etti, kafalarınızın kesilmesi gerektiğini söyledi. Bundan sonra neler yaşadınız? Bir milletvekilinin bunları söylemesine karşın Rusya’da Delimhanov’a karşı herhangi bir tepki, yaptırım oldu mu?
Rusya’da Delimhanov’a karşı fiilen herhangi bir yaptırım uygulanmadı. Delimhanov’un yaptığı tehditler ve aşırılık çağrılarıyla ilgili mesajıma bile cevap vermediler. Aksine, yakın zamanda “Rusya Kahramanı” ödülüne layık görüldü. Bu durum Çeçenya’da esas sorundur: Rusya kanunları altında yasal alanda insan kendini savunamıyor. Onlar Rusya genelinde Çeçenlerin lehine çalışmıyor. Ve Delimhanov gibiler için değil rahatça tehdit etmek, gerçekten insanları da öldürebiliyorlar. Kendisi, Putin ve Kadirov’un rakipleri olarak görülen Nemsov ve Yamadayev’in öldürülmesinin organizatörü olarak sanılıyor. Delimhanov; İnterpol’ün arama listesinde de yer alıyordu, ancak Rusya ne ona ne de Kadirov’a ceza vermiyor, aksine destekliyor. Kremlin’in Çeçenlere karşı Çeçenya topraklarına ayak bastığında beri Kafkasya siyaseti böyledir.
Akrabalarınızdan kırk kişinin kaçırıldığını sosyal medya hesaplarınızdan bildirmiştiniz. Onlar da sizler gibi benzer süreçleri mi yaşadılar, yoksa bu gözdağı vermek adına yapılan bir eylem miydi? Kadirov’un “toplu cezalandırma” yöntemi hakkında neler söylemek istersiniz?
Akrabalarımız bizi açıkça reddetti. Bundan sonra onları kovuşturmayı ve kaçırmayı bıraktılar. Ancak bu son değil, cezaların tekrarlandığı, emsal teşkil eden olaylar olmuştu. Toplu sorumluluk, bu mağara kanunlarının bir yankısıdır. Modern kronolojisinin başlanmasından çok önce Yunanistan, Mısır veya İran uygarlıkların ortaya çıkmaya başladığında insanlar, adil olmadığı ve verdiği zararlar yüzünden toplu cezalardan vazgeçmişti. Ama İslam ve Çeçen kanunlarında toplu sorumluluk gibi ilkel bir düşünce yoktur. Bu sorun Kadirov’un eğitimsizliği, cehaleti ve terbiyesizliğinden kaynaklanmaktadır. Fiilen 3 sınıftan fazla eğitim almamıştır. Konuşmayı da bilmiyor ki bu da kendisinin video çekimlerinden bariz belli olmaktadır. Ayrıca, psikolojik yetersizlik ve zeka geriliği belirtileri sıklıkla görülüyor. Bu bir hakaret değil, uzmanlarca gözetleme yöntemiyle tespit edilen bir gerçektir.
2021 yılının aralık ayından itibaren Çeçenya’da insan kaçırmaları en üst seviyesine çıkmış durumda. Çeçenya’daki bunca insan hakkı ihlallerini resmi ya da gayri resmi olarak Rusya/Kremlin neden durdurmuyor?
Gerçeği söylemek gerekirse Kremlin genel olarak insan kaderine kayıtsızdır ve Çeçenlere de “ikinci sınıf insan” muamelesi yapıyor. Bu sadece Kremlin’in sorunu değil, Rusya halkının da genel sorunudur. İç şovenizm varlığı Rusya’da yüksek seviyededir. Ayrıcalıklı Ruslar ve Rus olmayanlar olarak ikiye ayrılır. Çeçenlerin hak ve hürriyeti söz konusu olunca ise bu sorunlar görmezden gelinir. Kremlin, ne pahasına olursa olsun Çeçenya’yı yanında tutmak ister. Her şeyi feda etmeye de hazırdır. Çeçenya, Rusya’nın sömürge politikası altında Kafkasya’nın hürriyetinin anahtarıdır. Stratejik olarak burası çok önemli bir yerdir. Sadece toprakları ile değil siyasal açıdan da öyledir. Bu yüzdendir ki Rusya Çeçenlerin sadece hak ve hürriyetini değil, insanlarını da Çeçenya’daki iki savaşta olduğu gibi bombardımana tutmaya hazırdır. Rusya yasaklı olan derin ve küme saldırılarla bombardımanından sonrasında sivil halkın kurbanlarını dahi görmezden geldi. Bu kurbanlar için Budanov ve Lyapin dışında, o da sadece iki cinayet için, hala kimse sorumlu tutulmadı.
Dünya kamuoyunun, Avrupa Birliği ya da Birlemiş Milletler’in Çeçenya’da yaşanan insan hakları ihlallerine duyarlı olduğunu düşünüyor musunuz? Kadirov ve yönetimine karşı uluslararası önlemler alınması mümkün müdür?
Belirsiz. Bugün Ukrayna’da olanlar Suriye’de de, Gürcistan’da da oldu ve bunların hepsi Rusya’nın Çeçenya’ya 1994’te yaptığına dünya toplumlarının tepkisiz kalmasının bir sonucudur. Yıllardır Rusya Çeçenya’da soykırım yapmıştır ancak bu gerçeği ne BM ne de AB kabul etmemektedir. Putin’in sivil Çeçenlerin bulunduğu zemin katlara el bombası attığında batılı partnerler Putin ile buluşup uluslararası ilişkiler kuruyorlardı. Aynen bugün de olduğu gibi, Kadirov’u terörist ilan edebilirken uluslararası kurumlar sadece sessizlik sergiliyorlar. Evet, onlar Çeçenya’da insan haklarının ihlal edildiğini söylüyorlar ve önleyici beyanlarda bulunuyorlar. Ancak onlar sadece öneri niteliğinde olup, zorunluluk arz etmiyorlar. Kadirov’a karşı kesin ve apaçık herhangi bir yaptırım uygulanmamaktadır. Uygulanan yaptırımlar ise kendisini gerektiği gibi etkilememektedir. Yine de bunun için de teşekkür ederim.
Röportaj teklifimi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. Son olarak söylemek istedikleriniz nelerdir?
Çeçenya özgür olmalıdır. Ve ileride Çeçenya hürriyetine kavuşmak adına, bağımsızlığı uğruna hak talep ettiğinde, umarım dünya toplumları Ukrayna’ya yardım ettiği gibi bizi de destekler, önceden de çok kez olduğu gibi Rusya’nın 84 bölgesine karşı bizi tek başımıza bırakmaz. BM Tüzüğü seçici bir şekilde değil, eşit olarak tüm halkların kendi kaderini tayin etme hakkını güvence altına alıyor.