Kabardey-Balkar Devlet Başkanı Kanokov Arsen’in 19-21 Şubat tarihlerindeki Kayseri ziyaretinin ilk gününde, başkanın basın danışmanı Hagarova Djamilya’ya röportaj talebimizi iletiyoruz. Hangi konulara değineceğimizi soruyor; Kısasa anlatmaya çalışıyoruz; eğitim, diaspora, ekonomi, biraz da siyaset… Djamilya "Siyaset yok" diyor: "Sadece ekonomi ve Adıgelik."
Kanokov’un programı fazlasıyla yoğun olduğundan, Djamilya ile ancak yola düşüldüğünde konuşabiliyoruz; o da başka işi olmadığında. Her gidilen yerde yarım saat– kırk beş dakika kalınıp sonra tekrar yola düşülüyor; yolda geçen süre de genelde 15 dakikayı geçmediğinden, yarım yamalak konuşabiliyoruz. Tercüman aracılığıyla Çerkesçe yapılan konuşmalarda yeni terimleri karşılamanın güçlüğü de devreye girince sıkıntılı bir ‘derdini anlatma’ süreci…
Röportaj için ancak ekip gitmek üzereyken fırsat bulabiliyoruz. Ancak o sırada Nart dergisinden Ferit Domaniç de söyleşi yapmak isteyince, zaman kısıtlığından, beraber yapmak durumunda kalıyoruz. Kayseri havaalanının VIP salonunda, kalabalığın ortasında söyleşiyi gerçekleştiriyoruz. Djamilya, daha önce yarım yamalak anlatabildiğimiz sorularımızı Ferit Domaniç’e aktardığını, çeviriyi Domaniç’in yapacağını söylüyor. Türkçe çevirisi yapılmadığından, ne sorulan soruyu, ne de cevabını anlamadığımız söyleşi 10 dakika sürüyor. Kanokov, önce ziyaretle ilgili izlenimlerini paylaşıyor: “Ekonomi ile ilgili ziyaretimizde buradakilerin iş durumlarını gözlemleme fırsatımız oldu. Birçok şey hoşumuza gitti, mobilya ve demir fabrikaları gibi… Buradaki gibi bir Organize Sanayi Bölgesi oluşturmayı düşünüyoruz. Allah’ın izniyle bu işin peşine düşmek niyetindeyiz. Kayserili işadamları Mayıs’ta ülkemize gelecek, geldiklerinde biz de sahip olduklarımızı gösteririz, beraber çalışmak isterlerse çalışırız. Ziyaretimizden edindiğim izlenim bu.”
Ardından Kabardey-Balkar’a Türkiye’den öğrenci gönderilmesi meselesine de kısaca değiniyor: “Üniversitemize öğrenci gönderme konusunda var olan problemleri yazarsanız, çözemeyeceğimiz bir konu olduğunu düşünmüyorum. Üniversitemize daha çok öğrenci gönderme konusu üzerinde birlikte çalışalım.”
Diasporadaki çocuklara Çerkesçe öğretilmesi konusunda Kabardey-Balkar’da materyallerin olup olmadığını soruyoruz. “Var ama az” deyip ekliyor: “Şimdi burada böyle bir problem olduğunu öğrendik. Bu konuda daha geniş çaplı şekilde elimizden geldiğince çalışmalarımız olacak. Elimizde var olan küçükler ve büyüklere yönelik tüm çalışmaları, yapacağımız ortak görüşme sonunda size göndeririz.”
Kabardey-Balkar’da anadil bilme oranını ve ne tür çalışmaların yapıldığını merak ediyoruz. Kanokov yanıtlıyor: “Altı saatlik Adıgece televizyon programlarının sene sonuna kadar yayınlanmaya başlamasını planlıyoruz. Kabardey-Balkar’da olup bitenlerin diasporadaki Adıgeler tarafından da izlenebilmesi için yayınlanan programları uydu üzerinden onlarla paylaşmak için elimizden geleni yapmaya çalışacağız. Adıgece programlar konusunda hükümetin kararı var ve gereken bütçe de ayrıldı. Köylerdeki okullarımızda Adıgece okuma yazma yaygın, ama şehirlerdeki okullarda yeterli değil. Ama aldığımız karara bağlı olarak artık şehirlerde de Adıgece okuyup yazan daha fazla insan olacaktır düşüncesindeyim.”
Peki ya Diasporadan beklentileri?İşte yanıt: “Diasporadaki Adıgelerin vatanlarına geri dönmesi tercihimizdir. Ama cumhuriyetlerimiz henüz gelişmemişken, kendi insanlarımızın işi yokken, ‘dönün, çalışın’ demek de uygun değildir herhalde. Ama biz de ekonomimizi elimizden geldiğince iyileştirirsek, büyükler ve gençlerin vatana geri dönmeyi düşündüklerini zannediyoruz. Ve daha çok dönüş olması da tercihimizdir. Böyle bir düşüncemiz var. Bir de daha sık bir araya gelmemiz ve beraber çalışmamız lazım. Buraya gelmemiz, buradan da oraya gelinmesi gerekir. İlkbaharda da Ankara’yı ziyaret etmeyi planlıyoruz; oradaki Adıgeler, Adıge Khaseleri ile görüşmeyi, konuşmayı düşünüyoruz. Milleti daha sıkı ilişkiler içinde ve daha sağlam kılmak lazım. Benim düşüncem bu yönde ve dünyanın hangi ülkesinde Adıge varsa hepsiyle beraber çalışmayı istiyoruz. Sevinçte de acıda da bir millet olarak birbirimizin arkasında olmamız gerektiğini düşüncesindeyiz.”
Hüseyin Tok