Aleksandr Ankvab: Zamana ihtiyacımız var

Abhazya’nın yeni seçilen Devlet Başkanı Aleksandr Ankvab Apsnıpress’e verdiği röportajda enformasyon politikasının ‘aktif ve objektif’ olması gerektiğini ifade ederken, yürütmede köklü yapısal değişiklikler için zamana ihtiyaç olduğunu söyledi.

Sayın Ankvab, öncelikle seçimlerdeki galibiyetiniz dolayısıyla tebrik etmek istiyorum, Abhazya’nın seçilmiş devlet başkanı rolünde kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

Daha fazla çalışmak için sorumluluk hissiyle dolu…

Sorumluluk konusunda her zaman iyiydiniz.

Ancak bu şekilde kendimi anlayabiliyorum.

Aile üyeleriniz kazanmanızı nasıl karşıladı?

Seçimlerden önce de beni evde çok nadir görüyorlardı, şimdi ise daha da az göreceklerini anladılar.

Seçilmiş bir devlet başkanı olarak hareketlerinizi ve ilk toplantılarınızı, özellikle de çöplerin toplanması, harap haldeki binaların durumu vs. hakkındaki toplantılarınızı dikkatle takip eden gazeteciler, iktidarın aşama aşama tek elde toplanmasından endişe duyuyorlar. Bu konu hakkında ne söyleyebilir siniz?

Böyle bir düşünce olduğunu duydum. Açıklamak isterim, katı atık maddelerinin  ve günlük çöplerin toplanmasıyla ilgili toplantı, benim seçildikten sonra yaptığım ilk toplantı değil, sadece önceki toplantılar televizyonda yayınlanmadı. Gazete yayınlarında, bu toplantı yerine, 26 Ağustos gecesi meydana gelen adam kaçırma olayının Güvenlik Konseyinde görüşülmesi gerektiği yönünde kinayeli haberler çıktı.

Suçla mücadele konusu, somut olarak da bu suçla ilgili olarak defalarca İçişleri Bakanlığı ve Güvenlik Konseyi yöneticilerini davet ettim. Yürüttükleri çalışmalar hakkında rapor verdiler. Anlaşılabilecek sebeplerden ötürü bunlardan açıkça bahsetmiyoruz ve medyaya yansımıyor.

Çöp ve atık problemlerine gelince, tek bir belediye başkanı maalesef bunu kendisi çözemez. Bu iş için önemli maddi kaynak gerekiyor. Hiç değilse bir tane, katı atık maddelerini alacak, toplayacak ve geri dönüştürecek özel bir tesise ihtiyacımız var. Bu mesele Gagra ve Gudauta bölgelerinde ve Sohum’da büyük bir probleme dönüştü.

Merkez yönetimin bu sorunlarla ilgileniyor olmasından ötürü doğan şaşkınlığı anlamıyorum. Problemi çözecek tesis, büyük paralar anlamına geliyor. Bu, kredi veya yatırım kaynağı ile çözülür. Başka türlü bu meseleyi kimse çözmez.

Bu yüzden bir kez daha tekrarlıyorum, belediyelerin böyle bir imkanı yok. Onların bütçeleri oldukça sınırlı. Örneğin, Gudauta bölgesindeki, bize Sovyet döneminden miras kalmış olan, deniz kenarındaki büyük çöp problemi ile bölge idaresi nasıl tek başına mücadele etsin? Sonuç olarak, bu meselelerle merkez yönetiminin ilgileniyor olmasına şaşırmamalı. Bu hiçbir şekilde, iktidarın tek elde toplandığı anlamına gelmiyor.

Somut meselelerin çözümü konusunda, özellikle çöplerin dönüşümü, evlerin tadilatı veya enerji meselesi ile ilgili toplantıların yürütülmesiyle bu konulardan sorumlu olan başbakan yardımcısı ilgilenmiyor mu?

Neden olduğunu açıklayayım. Bana, benim talimatım doğrultusunda öneriler hazırlandığı için geri dönüş oluyor. Örneğin Başbakan yardımcısı Beslan Kubrav ve Ekonomi Bakanı Kristina Ozgan tarafından hazırlanan çözüm önerileri konusuyla ilgilendik. Burada, Gudauta ve Gulripşsk bölge başkanları ve Sohum başkanı ile sürekli istişarelerimiz oldu. Televizyonda ise çöp toplama meselesinin oldukça ciddi olduğu ve bizim müdahale etmemiz gerektiği gösteriliyordu.

Sizi doğru anladıysam, çözüm aşama aşama hazırlanıyor ve televizyon izleyicileri toplantı sonucunu görüyorlar.

Düşünün bir kez, diyelim ki bir konu hakkında, önce yerel idareler, daha sonra bakanlar, ardından başbakan ve devlet başkanı seviyesinde yaptığımız toplantıların hepsi televizyondan gösterilmeye başlıyor. Bu saçmalık olurdu.

Devlet başkanlığı erken seçimlerine bağlı olarak, bana göre, ‘geniş çaplı sosyo-ekonomik gelişim planı’na uyulup uyulmadığı konusuna karşı dikkatler oldukça zayıfladı. Seçimlerden sonra da devlet adamları bu ve diğer meseleler hakkında açıklamada bulunmaya oldukça isteksiz. Şu anda sadece oturup bürokratik kadrolarla ilgili nihai kararı bekledikleri yönünde bir izlenim oluşmuyor mu?

İlk olarak söylemek isterim ki, plana dahil olan bazı inşaatların projelendirmesi yapılıyor, bazıları ise devam ediyor. Bunlar arasında şunları sayabilirim: Oçamçira’da kültür evi ve yatılı yurt, Abhaz ve Rus tiyatroları, Devlet müzesi, birkaç anaokulu. Fakat problemler elbette var ve maalesef bunlardan bazıları ile savcılık organlarının ilgilenmesi gerekiyor.

‘Assir’ firmasını mı kastediyorsunuz?

O da var. Bu sadece küçük bir örnek, daha büyük örnekler de olacak. Bu arada, bugün Baş Savcılık üyelerini davet ettim. Suçla mücadele konusunda çeşitli meseleleri görüştük…

Bu konuyla ilgili bir sorum daha var. Sessiz kalan bakanlardan farklı olarak son günlerde başsavcılık, yürütülen ceza davaları ile ilgili bilgileri aktif olarak paylaşıyor… Bu aktifliği nasıl izah ediyorsunuz?

Öncelikli olarak, bu onların işi. İkincisi, tarafımızdan savcılığa bazı g&