Abhazya Dışişleri Bakan Yardımcısı Maksim Gvinciya, Rusya’nın Abhazya’yı tanıması ve ardından Moskova ile yapılan ikili anlaşmaların halkta yeni bir savaş çıkmayacağı hissi oluşturduğunu söyledi.
Rus-Gürcü Enformasyon ve Analiz Sitesi’ne (http://georgica.net/analitic/?page=ge&id=264) konuşan Gvinciya, Rus üslerinin de hem güvenlik garantisi sunacağını hem de Abhazya’yı gereksiz yere silahlanmak için para harcamaktan kurtaracağını savundu. Gvinciya’nın Diana Tosunyan’a verdiği röportajı Ajans Kafkas Türkçeye kazardırdı:
Rusya’nın Abhazya’yı tanımasının ardından ne değişti?
Eğer şu anda Abhazya’ya gelinirse, en önemli değişikliği görmek mümkün: İnsanlar savaşın kendilerini tehdit etmediğine inanıyor. Ama bölgede istikrardan söz etmek henüz zor: Gürcistan’ın yapmaya devam ettiği eylemlerden dolayı Kafkasya halen problemlerle karşılaşıyor. Eylemler sıklaştı. Bu, Gürcistan’ın eski güvenlik bölgesinde (burası Gürcistan ile sınır) durumu bozmaya çalışıyor. Bunun dışında Tiflis, devriyeyi AB gözlemcilerinin gerçekleştirmesini istiyor. Ancak AB bugüne kadar, bu örgütün gözlemcilerinin Gürcistan’ın bu tür hareketlerini nasıl engelleyeceği veya engelleyip engellemeyeceği konusunda bir açıklık getirilmedi. Mesele şu ki, Gürcistan’da bulunan uluslararası gözlemcilerin temel amacı Rus barış askerlerini değiştirmek. Ağustos olaylarına dönelim: Bu bölge -Abhazya, Güney Osetya ve Gürcistan- barış gücü askerlerinin (BM, AGİT, AB) bulunması açısından dünyanın en doymuş ayrılık bölgelerinden biri ve buna rağmen savaşı engellemek mümkün olmadı, halbuki bunun için tüm mekanizmalar vardı.
Ne tür mekanizmalar, söz askerlerde olunca, barışçıl çözüm süreci felce uğruyor. Ve sadece uluslararası toplumun gayretleri ile ağustos savaşı durduruldu.
Uluslararası ilişkiler sistemi, BM ve AGİT sistemleri başarısızlıklarını gösterdiler. Onlar eski yaklaşımlar üzerine inşa edildi, zaman ve anlaşmazlıklar ise değişiyor. Ve uluslararası örgütler soğuk savaş yaklaşımları üzerine inşa edildiği müddetçe günümüzdeki savaşların çözümüne yardımcı olamayacak. En önemlisi, ayrılıkçı taraflardan birinin amacının ne olduğunu tespit etmek. Biz defalarca, barışçıl inisiyatifle ilgili açıklamalarına rağmen Gürcistan’ın anlaşmazlığı askeri yolla çözme niyetinde olduğunu açıkladık. Delil; askeri takviye. Gürcistan dünyanın birçok ülkesinden askeri yardım aldı. Bugün yeni çözüm mekanizmaları bulmak lazım, en önemli mekanizmanın da uzun süreli güvenliği sağlaması gerekir. Eğer taraflardan biri sınırı geçerse uluslararası toplumun buna tepki göstermesi gerekir.
İşte tepkiden söz ediyorsunuz. Uluslararası örgütler oldukça ciddi şekilde, Abhazya ve Güney Osetya’da Rus askeri üslerinin inşa edilmesine tepki gösterdi, ama inşaatlar son verilmediği gibi şu günlerde başarılı şekilde tamamlandı ve Rus askeri komutanları yaz eğitim kamplarının yapılacağını anons ediyorlar…
Biz Rus askeri üslerini güvenliğin garantisi olarak görüyoruz ve onun sayesinde silah giderlerini azaltabilecek ve sosyal problemlere konsantre olabileceğiz. Bizim için bu güvenliktir. Bu bize lazım, durum bugünün tehlikesiz olmadığı bir duruma dönüştü.
Peki Sohum’da, Abhazya’da Rus askerlerinin 10 bin (telefonda Sergey Şamba bize öyle söyledi) olması durumunda, onlarla ailelerinin de gelmesi ile Abhazların tamamen yok olacağı düşünülmüyor mu? Siz, etnik kimliğinizi koruyamayacağınızdan korkmuyor musunuz?
Elbette hayır. Bu bize bağlı. Endişemizin nedenlerinden biri, Gürcistan’ın NATO’ya girme olasılığı. Elbette, Gürcistan’ını NATO’ya veya bir başka uluslararası örgüte girmesi, onun kendi içişleri, ancak Gürcistan defalarca iç anlaşmazlıklarını uluslararası mekanizmalarla çözmeye hazır olduğunu açıklayınca bu bizi endişelendiriyor.
Tiflis’te ciddi endişeyi Gal bölgesindeki vatandaşların durumu uyandırıyor. İnsanlar milli kimliklerine göre taciz ediliyor.
Gal bölgesiyle ilgili haberlerin büyük bölümü abartılıyor. Ben Gal bölgesinde durumun çok gergin olduğunu reddetmiyorum, ama Abhazya bölgesinde istikrarsızlığın olmasını istemiyor. Genel olarak sınır muhafızları ve Abhazya polisi ölüyor. Savaştan sonraki tüm bu zaman içinde burada yaklaşık olarak 800 insan kaybettik. Gal bölge sakinleri sıkça bölgeye Gürcistan’dan sızan elementlerin rehinesi oluyor. Biz bunların, Gürcistan’dan Abhazya’ya gelen insanların hain olarak düşünüldüğü için meydana geldiğini düşünüyoruz. Burası bizim bölgemiz ve orada her şeyin normal olmasını istiyoruz. Gal bölgesi tarımsal açıdan zengin bir bölge, bunun için de oranın çalışması, insanların normal şekilde yaşaması, maaşlarını alması, çocuklarının okula gitmesi bizim için faydalı.
Gal bölgesindeki okullarda Gürcü çocuklarına anadillerinde eğitim alma imkanın tanınmadığı yönünde haberler duyuldu.
Biliyorum, bu bir çok uluslararası örgütçe doğrulandı. Ben kendim bu okullarda bulundum. Çocukların Gürcüce konuştuklarını gördüm. Birçok ders Gürcüce veriliyor, ama tarih ve coğrafya ile ilgili problemler var. Bundan dolayı Çuburhinci’de görüşmeleri yeniden başlatmayı istiyoruz. Uzmanların çözmesi gereken pratik meseleler var. Gürcistan ile kötü ilişkilerimize rağmen komşu ülkeleriz. Ne kadar istemesek de yan yana yaşıyoruz. Birbirimize şöyle diyemeyiz: Yoksunuz veya yokuz. Belirli meseleleri çözmemiz gerekiyor.
Halen, anlaşmazlığın barışçıl çözümünden başka bir alternatif olmadığını mı düşünüyorsunuz?
Kesinlikle. Ama Gürcistan ve Abhazya arasında barışçıl çözümden söz edecek olursak, ilişkilerimizin uzun vadeli geleceğini anlamalıyız. Abhazya’yı kesip başka bir bölgeye taşıyamayız, bizim komşularımız her zaman Kuzey Kafkasya, Rusya ve Gürcistan olacak. Meselenin çözümüne böyle yaklaşırsak, işbirliği ve komşuluğun karşılıklı fayda sistemini oluşturabiliriz. Ama eğer Gürcistan, Abhazya’nın olduğu haliyle var olmadığını söylemeye devam ederse hiçbir sonuç çıkmaz. Abhazya’nın Gürcistan bütünlüğüne döndürülmesi mümkün değil. Bu çoktandır açık bir durum. Bu arada, bir çok batılı siyasetçi Kosova ve Abhazya arasında, Kosovalılar ve Sırplar arasında olası tüm barışçıl çözüm yollarının tükendiği farkı üzerinden hareket etmişti; Güney Osetya’daki savaşın ardından, Gürcistan politikasının milli azınlıklara karşı nasıl ‘entegre edici’ olduğu netleşti.
Sohum’un Gürcü mültecilere karşı politikası da ‘entegre edici mi’?
Genel konum, evet, mülteciler dönmeli. Bunun için güvenlik şartları gerekli. Eğer mülteciler dönemiyorsa, onlara şu anda yaşadıkları yerde yardım etmek lazım. Bunlar, zarar görmüş sade vatandaşlar.
Peki Sohum’un bundan sonraki adımları nasıl olacak? Abhazya’yı şu anda sadece Rusya ve terör grubu Hamas tanıdı. Tanınmış dünya ülke yöneticilerinin ve uluslararası örgütlerin açıklamaları dolayısıyla yakın gelecekte bu listenin gelişeceği de şüpheli.
Uluslararası düzeyde bağımsızlığımızın tanınması, çıkarlarımız için kulis yapmaya devam edeceğiz. Devletin tanınma meselesi birçok nedene bağlı ve biz hiç kimseyi buna zorlayamayız, biz isteyeceğiz. Kosova’nın tanınmasının ardından defalarca, Abhazya’nın tanınmasının çatışmacı ve intikam olarak görülmesini istemediğimizi açıkladık. Rusya bizi Kosova’dan dolayı tanımadı, Rusya’nın başka yolu yoktu. Abhazya 15 yıldır bağımsız devlet olarak vardı. Biz, savaş sonrası yıkılan ekonomimizi olumsuz bir dengeden geliştirmeye başladık ve bunu kesinlikle ambargo şartlarında gerçekleştirdik. Ve ancak son yıllarda bazı ticari ilişkiler oluşturmayı başardık, öncelikli olarak da Rusya ile. Biliyorsunuz, Abhazya turizm açısında cazibesi olan bir yer. Bundan dolayı bütçeyi her sene arttırabilmek için ciddi temellerimiz var. Turist sayısı elbette istikrar olduğunda daha fazla. Geçen sene Güney Osetya’daki savaştan ötürü turist sayısı bir önceki seneye göre daha azdı. Bununla birlikte turist sayısı artıyor ve ekonomimizi geliştiriyoruz. Banka ve inşaat sektörü dahil çeşitli sektörlerimiz başarıyla gelişiyor.
Abhazya Soçi olimpiyatlarına bağlı inşaat çalışmalarına katılıyor. Gürcü bilim adamlarına göre, bu katılım ekolojik felakete dönüşebilir. Plajlardan kum ve çakıllar götürülüyor, park ve ormanlar kesiliyor…
Parklar ve ormanlar kesilmiyor, çünkü bunu yasaklayan özel bir kanunumuz var. Daha önceleri kereste ihraç ediyorduk, ancak birkaç yıldır buna son verdik. Soçi’ye inşaat malzemeleri ulaştırmayı planlıyoruz. Olimpiyat inşaatları için yaklaşık 130 milyon ton çakıl gerekli. Biz yaklaşık olarak 40 milyon ton sunacağız, bu üçte biri. Soçi’deki olimpiyatlara ekonomimizin gelişimi için büyük bir artı olarak bakıyoruz. Ama bu çakıllar ekolojiye zarar verecek şekilde götürülmüyor. Bizim ekolojik müfettişliğimiz ciddi bir kurum. Orada çalışan insanları tanıyorum, onlar tamamen tabiatın korunmasından yana. Soçi’ye götürülecek çakıllar nehir kenarlarından alınıyor, bu sayede kıyıların sağlamlaştırılma çalışmalarını da yürütüyoruz. Biliyorsunuz, dağ nehirleri sıkça yatağını değiştiriyor ve çoğunlukla nehir yakınlarında bulunan tarımsal alanlar için problemler oluşturuyor. Çakıl ihracatı bize bu nehirlerin yataklarını kontrol etme imkanı veriyor. Bu arada, Rus askerleri Abhazya demiryolunu yeniden inşa ederken skandala neden olan projelerden biri tam da çakıl ihracatına bağlı idi.
İngurGES ile ilgili olarak… Muhalefet tarafından Gürcistan yönetimine İngurGES’in ortak çalıştırılması konusunda imzalanan memorandum hakkında azımsanmayacak kınamalarda bulunuldu. Sohum’un tavrı nedir?
İngurGES, hem Gürcistan hem Abhazya için faydalı ilk projelerden biri: Bu konuda Abhazya ve Gürcistan savaştan beri işbirliği içinde. Bu işbirliğinden örnek almamız lazım: Demek ki, her iki taraf isterse ortak dil bulabiliriz. İngurGES bize lazım ve elbette işbirliğine devam etmeli: İngurGES ayrılması mümkün olmayan bir kurum. Bizim Karadeniz’de bir çok komşumuz var ve politikamızı istikrar ve güvenlik üzerine inşa etmeyi, Gürcistan da dahil olmak üzere hepsiyle ekonomik ilişkiler oluşturmayı istiyoruz. Gürcistan’ın siyasi istikrar göstereceğini umuyoruz. Ancak Gürcistan’daki duruma göre, yakın bir zamanda bu ülke dönüşüm sürecinde olacak. ÖZ/FT
Maksim Gvinciya kimdir?
Mart 2004’den beri Abhazya Cumhuriyeti Dışişleri Bakan Yardımcısı. 13 Mart 1976’da Sohum’da doğdu. 1998’de Ukrayna’da Gorlovski Yabancı Diller Enstitüsü’nü bitirdi. 1999’dan beri Abhazya Dışişleri Bakanlığı çalışanı. Evli ve bir oğul babası.