Rus-Çeçen Savaşı 20. Yıl
11 Aralık 1994 tarihinde Rus tanklarının 3 koldan Çeçenya’ya girmesi ile başlayan süreç, gerek Çeçenya gerek Kafkasya ve gerekse Rusya’nın son 20 yılının şekillenmesinde en önemli olay olarak kabul ediliyor.
20. yıl dönümü olması sebebiyle tekrar gündeme gelen Rus-Çeçen savaşı, şiddet dozu düşmüş olsa da zaman zaman kendisini hatırlatıyor.
11 Aralık 2014 itibariyle “Çeçenya Günlükleri” adlı bir hafıza projesi başlatan Kafkas Vakfı, bu adla açtığı sosyal medya hesaplarından ‘20 yıl önce bugün’ paylaştığı haberlerle savaşın güncesini tutuyor.
Ajans Kafkas’a açıklamada bulunan Kafkas Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Ebubekir Kızık, “Çeçenya Günlükleri” aracılığı ile Çeçen Direnişi’nin 20. yılında toplumsal hafızayı canlandırmayı planlıyoruz. Rus tanklarının Çeçenya’ya girdiği 11 Aralık 1994 tarihini baz alarak gün gün Çeçenya’da yaşanan olayları paylaşıp, günümüzde göz ardı edilen, görmezden gelinen Çeçenya’yı, Çeçenya’da yaşananları tekrar hatırlatmayı amaçlıyoruz. Yıl içerisinde çeşitli etkinliklerle de konuyu gündemde tutmaya çalışacağız ” dedi.
Kafkas diasporasında 20. Yıla dair şimdilik tek etkinlik Kafkas Vakfı’nın “Çeçenya Günlükleri” projesi olarak görünürken dünyada Rusya-Çeçenya savaşı az da olsa gündeme geliyor. Ayrıca Çeçenya’dan gelen haberler savaşın etkilerinin hala sürdüğünü de hatırlatıyor.
Ahmed Zakayev: Sloganımız “Özgürlük ve Yaşam”
İngiltere’de siyasi sığınmacı olarak bulunan Çeçen-İçkerya Cumhuriyeti Başbakanı Ahmed Zakayev, Andrey Sari’ye verdiği röportajda 20 yıllık süreci değerlendirdi.
Şahsi öyküsünden örneklere de yer verdiği mülakatta ‘savaş başlamadan önce Dudayev ile Yeltsin arasında bir görüşme planlandığını ama bu görüşmenin Yeltsin’in çevresinde bulunan savaş lobisi tarafından engellendiğini’ söyleyen Zakayev, bu görüşme olsaydı savaş çıkmayacaktı şeklinde konuştu. Dudayev Çeçenya’da savaşa engel olacak uzlaşma kararına hazırdı diyen Zakayev, Rusya’da o dönemde ‘SSCB’nin dağılmasıyla bozulan imajı düzeltmek için yıldırım hızıyla kazanılacak bir zafer gerekli, Çeçenya’da savaş başlamalı’ görüşünün hâkim olduğunu belirtti.
Çeçenya’nın bugünkü durumu ve bağımsızlık fikri konusunda ise Zakayev “Kesin olarak söyleyebilirim ki, Çeçen bağımsızlığı fikri ölmek şöyle dursun, hiç olmadığı kadar talep edilir hale geldi. Bugün Çeçenya nüfusunun yüzde 90’ı bağımsızlığın ne demek olduğunu bilinçli şekilde anlıyor. Bağımsızlığın sadece devlete ait bir şey anlamına gelmediğini, aynı zamanda uluslararası topluma karşı büyük bir sorumluluk olduğunun bilincinde. Evet, bugün yirmi yıl önce popüler olan ‘Ya Özgürlük Ya Ölüm’ sloganlarını destekleyen görünür işaretler yok, güncel slogan ‘Özgürlük ve Yaşam’. Özgürlük ve yaşam, kendi bağımsız devletini inşa etmektir. Birinci Çeçenya savaşında mücadelenin temel motivasyonu Çeçenlerin 1944’deki sürgün anıları idi. Halkımın sürgünde geçirdiği 13 yıl, sürgün esnasında ve sürgünde Çeçenlerin verdiği kayıplar özgürlük ve bağımsızlığı savunanlara motivasyon sağladı. Bugünkü Çeçenlerde bu motivasyonun ne kadar güçlü olduğunu düşünebiliyor musunuz? Bu kadar hayata mal olan, çok sayıda insanın vatanlarını terk etmek zorunda kaldığı ve tüm dünyaya dağılmış oldukları iki savaşın ardından. Çeçenler, Rus bayrağı altında işlenen suçları unutmadı. Çeçenler bunu unutmadı, Çeçenler bunu unutmaz, Çeçenler kendi devletlerini yeniden kuruncaya kadar bununla yaşayacak. Ve bu adaletin zaferi anlamına gelecek.” dedi.
Coharkale’de (Grozni) Putin Meydanı olmasını ve Putin’in doğum günü için yapılan yürüyüşü de değerlendiren Ahmed Zakayev, bu olayları “hayatta kalma” çabası olarak değerlendirdi ve “Holokost döneminde toplama kamplarında tek bir Yahudi İsrail devletini kurmak isteğini söylemedi. Kamp esirleri ellerinden geldiği kadar hayatta kalmaya çalıştı. Çeçenya ’da kalanlara minnettarım. Bugün Rusya bayraklarıyla Putin’in doğum gününü kutlamak için koşsalar bile orada kalanlar sayesinde anavatanı koruduk. Asla onları bu tür davranışlarından dolayı kınamıyorum. Onlar esaret altında, özgür olmayan insanlar, hayatta kalmak için böyle davranmak zorundalar. Zafer meydanının adını Putin Meydanı olarak değiştirmek Çeçenlere hakarettir. Bugün İsrail’de bir yere Adolf Hitler heykeli dikilmesi gibidir. Ancak Çeçenler susmak mecburiyetindeler. Sizi temin ediyorum, bir gün gelecek Çeçenler bunu doğrudan söylemeye başlayacak, Rusya’dan tazminat isteyecekler. Ve bu tazminat, Rusya’nın Çeçenya’nın bağımsızlığını tanıması olacak” dedi.