Kuzey Kafkasya’da bir taraftan toprak kavgaları bir taraftan Siloviklerin bağımsız medyaya baskıları ve bir taraftan aktivistlerin keyfi tutuklanmaları kendi içerisinde yarışır bir gündem oluşturuyor.
Kuzey Kafkasya halkları hangi olaya nasıl tepki vereceğini şaşırmış gibi. Bu hızlı gelişen gündemin içerisinde hakkın yanında olmak varken halkın cumhuriyetlere göre taraf tuttuğunu, olaya göre tepki gösterdiğini görüyoruz.
Kanjal’dan başlayıp Magas üzerinden Kızılyar’a kadar uzanan toprak kavgalarında yerel elitlerle bir olan yerliler Kuzey Kafkasya’nın her cumhuriyetinde tutuklanan yerli aydınları savunmaya yetişemiyor.
Kabardey-Balkar’da hangi mesele daha önemli? Balkarların toprak meselesi mi, yoksa Kabardey olarak milliyetçilik yaptığı iddia edilerek tutuklanan Martin Koçesoko’ya yapılan haksızlık mı?
İnguşetya’da hangi mesele öne çıkmalı? İnguşetya’da Çeçenlere toprak verildi diye sokağa kitleleri döken muhalefetin Yunus Bek Yevkurov’u indirme çabası sonucu tutuklanan aktivistler mi, yoksa Çeçenya’ya verildiği iddia edilen toprak mı?
Dağıstan’da hangi mesele daha önemli? Çeçenya ile sınır belirleme süreci mi, yoksa işkenceyle yapılan sorgusunda alınan şahitlik ile terör suçlamasıyla tutuklanan Gajiyev’i savunmak mı?
Aslında yukarıda sıraladığımız bütün soruların sorulması mantıksız. Bu sorular soruldukça toplumun hiçbir hakkı kalmayacak. Sorunlar sorular sorulsun diye üretiliyor. Ayrıca on soru sorulurken bir tanesinin pozitif çözümüyle topluma aldatmaca bir adalet duygusu aşılanıyor.
Toplum mühendisleri toplumu kendi stratejileri dahilinde yapay gündemlerle oyalarken asıl kavganın yerel elitlerin içerisinde yaşandığını görmek mümkün.
Kremlin’in kulelerinden savaşları izlemek de mümkün, hatta küresel siyasi fay hatlarından buradaki çatışmaları izlemek de mümkün, fakat burada sorulacak tek soru var, bu soru da şu: Bu sistem ne zaman değişecek?
Sİ