Çeçenya bugün yeniden doğuş dönemini yaşıyor.
Çeçenya’da yaşanan savaşların durulması ve dağların turizme açılması yerel halkın tarihi köylerine dönüşüne imkan sağladı. Çeçen toplumu klan yapısı ile meşhur bir toplum. Sıkı akraba bağları olan Çeçenler bölgede yetimhane ve huzur evlerinin olmadığı yerlerden bir tanesi. Bu toplumun her bireyi kendinden sorumlu olduğu kadar toplum da bireyden sorumlu. Kan davaların hala devam ettiği ve adetlerine ve şeriata bağlı olan Çeçenler tarihlerine düşkün bir millettir. Her Çeçenin köyünde mutlaka bir evi olması gerekir. İyi kötü günlerde baba evi sıcak bir sığınaktır Çeçenler için.
1944 Sürgünü’nde Sovyet Rusyası Çeçenleri sürgüne gönderirken asıl amaçları Çeçenlerin tarihini bu topraklardan silmekti. Çeçen halkını sürgüne gönderen Sovyetler onlardan boşalan köyleri yakıp yıktı. Ruslara göre, bu topraklarda artık böyle bir halk yaşamayacaktı. Buraya yerleşeceklerin bu topraklarda yaşayan halkın izlerine rastlamaması gerekiyordu. 1957’de Orta Asya’dan dönüş izni verilen Çeçenler, atalarının yaşadığı köylere yine sokulmadı. Ovalık bölgelerde yerleşime zorlandılar. Sovyetler dağıldıktan sonra Çeçen Rus savaşlarından dolayı yine dağlarına dönemeyen Çeçenler, artık yavaş yavaş köylerinin restorasyonu için adımlar atıyor.
Çeçenya’da her klanın bir dağı vardır. Her dağın başında o klanın kalesi olan yerleşim bölgeleri bulunur. Modern zamanda, Çeçenya başkenti Caharkale Rusların desteği ile beton bir ormanlığa dönüşürken, halk her zaman yaptığı gibi devletten bağımsız olarak, kendi başlarına tarihi kalelerini ve köylerini yeniden inşa etmeye başladı. Ajans Kafkas muhabirinin ulaştığı bilgilere göre, Terloy klanı kendilerine ait ve geçmişte yıkılan köylerini restore etmek için çalışmalara başladı. Yeniden yapılacak Senahoy köyünün projesini yaptıran Klan büyükleri, Klan gençlerinin ve iş adamlarının desteği ile restorasyon çalışmalarına hazırlanıyor. Çeçenya’da faaliyet gösteren mimar ofisi “Vainah Architecture”, Terloy klan için yaptığı proje çalışmasını yaptığı 3D video ile tanıttı.
