“Balkar Meselesi” 1- İktidar verilmez, alınır
Kabardey-Balkar’da ve Kafkasya genelinde ekonomik krizin derinleştirdiği sosyal adaletsizlikten toprak devrimi ve ithal ikamesi ile çıkış mümkün mü? Bu soruların yanıtı ülkenin iktidar ilişkileri tarihinde saklı. Rusya Federasyonu Devlet Başkanlığı Ulusal Ekonomi ve Kamu Yönetimi Akademisi araştırmacısı Denis Sokolov Kavpolit için “Balkar Meselesini” yazdı.
İthal ikamesi şimdilik, sadece propagandacı televizyon programlarında yenilik ve modernizasyonun yerine geçti. En iyimser yorumcular, yaptırım, ambargo ve devalüasyonun, Kafkasya’dakiler de dahil olmak üzere yerli üreticilere ivme kazandıracağını söylüyor. Eleştirel bakanlarsa, “kurumsal reform olmadan, en önemlisi de toprak sorunu çözülmeden Kafkasya ekonomisinin ayağa kalkmasına imkan yok” itirazında bulunuyorlar.
Petrol fiyatlarının artması ile birlikte 90’lı yılların başında başlayan ekonomik büyüme de durdu. Ayrıca mesele sadece toprak değil, iktidar meselesi.
Kamulaştırma
Gerçekten de toprak meselesi Kuzey Kafkasya’daki anlaşmazlıkların çoğunluğuna zemin oluşturuyor. Ünlü Perulu iktisatçı Hernando de Soto, radikal görüşler ve terörizmin engellenmesi ile ekonomik büyümeyi, toprak mülkiyetinin yasallaştırılmasına bağlıyor.
Kabardey-Balkar’da “Balkar sorunu” toprakla ilintili. Topraklarını Kuzey Kafkasya Tatil Yerleri şirketine inşaat için vermek istemeyen Bezengi, Aksu ve Bulungu’daki Balkar köylüleri halk toplantıları yaptı.
Alternatif toplantılar da oldu, fakat kurumsal yatırımcılar kayak merkezleri inşaatını finanse etme şartlarından biri olarak Kabardey-Balkar’daki toprak ilişkilerinin çözüme kavuşturulmasını öne çıkardı.
2005’de devlet başkanlığı koltuğuna oturan Arsen Kanokov, toprakları özel mülkiyete açma düşüncesini ilan etti, ancak bunun için bir şey yapmadı.
Bunun yerine, köylülerin elindeki toprakların devlet başkanının ekibi ve iş ortakları yararına kamulaştırılması devam etti.
En çarpıcı hikayelerden biri, Auşiger köyündeki bahçelerin devlet başkanının ekibinden birine kiralanması, onun da bir kişiye birkaç ağaç şeklinde köylülere kiralaması. Köylülere, yani kolhozların ortadan kaldırılmasının ardından bahçelerin sahibi olması gereken köylülere…
Başka bir örnek Bezengi’deki kolhozun halefi ve ülke yönetiminin ortağı olan şahsın meralarla ticaret yapması. Buralar, sürgün sonrası vatanlarına dönen ve tarım alanlarını nasıl yöneteceklerine kendilerinin karar vermesi gereken ailelerin meralarıydı.
Verhni Balkar’dan Balkar aktivisi Abuzeit Gireyev, hobi olarak ilgilenmek için tarım arazisi kiralamaya çalışıyor, ama istediği bölgeyi belirleyemiyor bile. Bürokrasi, sadece kendisi ve ortaklarının çıkarlarını gözetiyor.
Elbrus kasabası, Anayasa Mahkemesinde bir kaç yıl boyunca kendi toprağı için mücadele etti. Nalçik ve Baksan ile sınır olan Hasanıya, Bela Reçka, Adiyukh ve diğer köyler ise şehir idarelerinin yetkisine geçti. Doğrudan devlet başkanlığı idaresine (Nalçik) ve hatta devlet başkanının ailesi ve iş ortağına (Baksan)…
Söndürülen devrim ateşi
1992’de Valeri Kokov Kabardey-Balkar’da alevlenen devrim ateşini söndürdü. Nomenklatura ve mafya siyasette ulusal aydınların yerini aldı.
Kokov şanslıydı. Yeni Kabardey eliti olabilecek kişiler, Abhazya’ya savaşa gitti, geri döndüklerinde ise yeni mafyatik ekonomi ile bütünleşmeyi reddettiler. Örneğin, on yıldan uzun bir süre devam eden alkol kaçakçılığına katılmayı reddettiler.
Balkar eliti de bölündü. Nomenklatura ve mafya yeni yönetime dahil edildi, köy toplumlarında lider durumunda olan milliyetçiler ise satın alındı ve sonraki 20 yılda siyasetten silindi.
Hisseli özelleştirmenin iptali, ilk on yılda mafya ve nomenklaturanın, kolhozcuların mülkiyet payını talan etmesine neden oldu. Tarım tekniği, büyük baş hayvancılık, tahıl, çekirdek ve mısır hasadı, kolhoz haleflerinin varlığı bitinceye kadar devam etti.
Hasadı seçip götürdüler, teknik araçları demirbaştan çıkarıp sattılar, hayvanları çaldılar. 1990’lı yıllar ve 2000’li yılların başında çalıntı sığır sistemi var oldu.
Daha sonra, dağılan kuruluşların düşük bedellerle satın alınmasına geçildi ki, bu kuruluşların elinde bütün bir köyün arazileri ya uzun süreliğine kiradaydı ya da kuruluşlar bunların sahibiydiler.
Prohladni bölgesindeki üç Rus köyünün tarlaları, domuz çiftliği adı altında ‘Merkuri’ firmasına, Arsan Kanokov’un ortağı Vyaçeslav Derev’e geçti. Büyükbaş yetiştiriciliği adı altında Zolzski bölgesinden yirmi bin hektar dağlık meranın verilmesi de düşünüldü. İnal ve Haymaşa yamaçlarındaki meralar, Kabardey-Balkar’ın ilk devlet başkanının yakını, yakıt piyasasındaki büyük işadamının koyun sürüleri tarafından işgal edildi.
Kalan topraklar, köyler arası bölge yoluyla alınmaya çalışıldı ama girişim başarısız oldu. Daha sonra, benzer bir meseleyi Dağıstan cumhuriyeti elitinin çözümlemiş olduğu şekilde, Dağıstan kanununu temel alarak sürü hayvancılığı yeri diye adlandırdılar.
Halk ve elitler
Ülkede birbirlerine rakip iki tip iktidar odağı oluştu. İlki halk ve yerel siyasi liderler. Hızır Makitov, Uzeyr Kurdanov, Artur Zokayev, Muradin Rahayev… Ekonomik dayanakları, hanelerden ve küçük işletmelerden alınan resmi ve gayri resmi vergiler.
Mahtı Temirhanov gibiler yeni aristokrasiye hemen dahil oldular ki, bunlar daha güçlü olan iktidarın ikinci kaynağıydı. Bunun adı, bürokrasi, mafya ve emniyet teşkilatı ittifakı idi.
Bu ittifakın ekonomik dayanağı Tırnauz Madencilik ve İşleme Merkezi de dahil olmak üzere Sovyet mirasının satışından elde edilen gelir. Artı, alkol kaçakçılığı ve sahte markalarla votka üretimi, yasadışı petrol arıtma vesaire.
İktidarın ilk kaynağı olan halkın avantajı, sayısal üstünlük ve meşruiyet. Elbrus bölgesinde yolların kapatılması, yalnızca toprak mülkiyetini korumak veya teleferiklerin gelirini paylaşma hakkının savunulması için değildi. Bu, halkın bütün hakları için mücadele anlamına geliyordu.
“Sürekli halk plebisiti” yerel oligopolü destekliyor, Uzeyir Kurdanov ekibi bunun örneği. Liderleri toplumun menfaatleri için hareket ediyor. Herhangi bir arabulucu -belediye başkanı, imam, Camal Haciyev gibi gayri resmi liderler- halk kendisini onayladığı sürece yetki sahibi olabiliyor.
Ancak bunlar elitlerin safına geçtikleri anda, para almaya başladıkları anda, aşama aşama meşruiyetini yitirmeye başlıyor ve çoğunlukla da “ölüyorlar”.
Elbrus kasabası gibi yerlerde adalete erişim kolay değil. Halk liderleri her zaman federal yasamaya müracaat etti ve bölgesel elitlerin menfaatine çalışan cumhuriyet parlamentosu ile mücadele etti.
Yargıyı korumanın başarıldığı yerlerde ekonominin gelişimi için de yeterince güç ortaya çıktı. Sezonda 10 bin ton lahana üreten, yaklaşık 450 çiftlik ve lahana bahçesi ile Bılım köyü böyle donatıldı. Balkarların tüm bir kuşağı Nalçik, Moskova ve Petigorsk’ta lahana parası ile tahsil gördü.
Prielbrus’ta otellerle ilgili benzer bir hikaye var. Orada, yerel mülkiyet koruması ve sözleşme ile yatırımcı da çekilebildi.
Mülkiyeti, kanunen onun koruyucusu olması gerekenlerden korumak zorunda olmak yer altı silahlı örgütlerin ortaya çıkmasını teşvik ediyor.
İktidarın ikinci kaynağı, yukarıda söylendiği üzere cumhuriyet aristokrasisi: Bürokrasi, mafya ve polis. Bu grup organize, mobilize ve zengin.
İslamcı silahlı oluşumlar organize suçu şiddet piyasasından ezerek çıkardığında, bazı liderler geçici olarak bu askeri aristokrasiye dahil oldular. Bundan, şu anda hayatta olmayan, dönemin Elbrus bölge başkan yardımcısı Albert Nazranov’un sorumlu olduğu söyleniyor.
Bürokratik yargı çerçevesinde, adalete sadece bölgesel seçkinler güvenebilir. Ekstrem durumlarda da devlet başkanının ekibi…
Yeni teknolojiler ve bunlara yapılan yatırım eşitsizliği büyütmekten başka bir işe yaramıyor. Bu yüzden mesele sadece toprak değil, iktidar ve onun paylaşımı meselesi.
İktidar ise, söylenildiği gibi, verilmez, alınır.
Kaynak: Kavpolit
Çeviri: Ajans Kafkas