Diaspora ile ilişkilerde SSCB tecrübesini kavramak gerekli
Kuzey Kafkasya Federal Bölgenin, Güney Federal Bölgeden izole edilmesiyle Adıgey, Kuzey Kafkasya’ya yönelik geniş çaplı projelerden mahrum ve dikkatlerden uzak kaldı. 2014 Olimpiyatları ile güncel hale gelen Çerkes meselesi, Adıgey’in 2000’li yıllar boyunca Kafkasya’daki tartışmaların merkezinde yer bulabildiği tek konu oldu.
Bununla birlikte Adıgey’de farklı ölçeklerde ve farklı tempoda olmakla birlikte Kuzey Kafkasya’nın diğer bölgelerindeki süreçlerin aynıları yaşanıyor. Krasnodar ve kıyı boyuna yakın olması sosyal gerilime zemin oluşturabilecek şartları kısmen ortadan kaldırıyor. Komşu bölge, kendi cumhuriyetine iş bulamayan azimli gençlere ‘kucak açıyor’.
Son zamanlarda yayılan yüksek öğretmen ve doktor maaşları efsanesi ile ekonomik olarak gelişen bir cumhuriyet imajı yaratmaya çalışan göstergeler inandırıcı değil. Bir zamanlar gelişmekte olan kasaba ve köylerin üretim hacmine dair iç karartıcı tabloyu görmek için ülkede birazcık dolaşmak yeterli. Halk asgari geçim sınırında, hatta sınırın altında.
Şahsen, Aslan Carimov’un devlet başkanlığı döneminden beri potansiyeli vurgulanan turizm kaynaklarının değerlendirilemediğini düşünüyorum. Turizm altyapısı gelişmedi. Dağlarda açılan çok sayıda otel modern servis hizmetinden yoksun, örneğin online rezervasyon imkanı yok. Yeni inşaatların çoğu çevreye zarar veriyor, ortaya da pek estetik sonuçlar çıkmıyor. Son yıllarda ülkeye dışarıdan getirilecek turizm markaları aranıyor, fakat fark edilir bir ilerleme göremiyorum.
Bence, personel politikasının da yenilenmesi gerekir. Yarı resmi personel rezervleri olmamalı. Tecrübesi, liyakati ve müktesebatı bulunduğu pozisyona uygun olmayan çok sayıda yetkili türedi. Sülale bağıyla kariyer ediniliyor.
Çerkes diasporası ile ilişkilere kavramsal bir yaklaşım geliştirilmesinin zamanı geldi diye düşünüyorum. Folklorik-etnografik çerçevenin ve bu işler için Sovyetler döneminde oluşturulan “Rodina” yapısının kalıpları bugün için artık iyice daraldı.
Günümüz şartlarında diasporaya, ciddi bir ekonomik kaynak ve Rusya’nın Orta Doğu’da nüfuz aracı nazarıyla bakmak mümkün. Bu potansiyelin işleyebilmesi için, federal merkezin metodolojik yaklaşımlarında köklü değişimleri gerektirdiğinin de bilincinde olarak, SSCB dönemi Kafkasya diasporası çalışmalarının ideolojik tecrübesinin yeni bir düzlemde ele alınmaması için ortada bir sebep göremiyorum.
Son olarak, üzerinde durulması gereken bir başka süreç ise gençliğin dindarlaşması. Adıgey’in dini çatışmalardan kaçınmayı başardığını ve burada Dağıstan ve Kabardey-Balkar’daki senaryoların tekrarlamayacağını düşünmek için her türlü delil mevcut.
Müslüman kimliğiyle seküler topluma başarılı bir şekilde adapte olabilen çok sayıda genç yetişti. Bu gençleri ülkenin genel projelerine aktif olarak dahil etmek, ileride de dindar gençliğin radikalleşmesine meydan vermemek adına önemli.
Kaynak: Kavpolit
Çeviri: Ajans Kafkas