Dayanışmanın ve bir arada olmanın güzel örnekliği
Yaşadığımız çağda, toplum olarak her geçen gün yalnızlığa ve bireyselliğe sürüklendiğimiz iddia edilegelir. Ki doğrudur da, hayatın zor ve sert şartları, yerini dolduramadığımız ve gittikçe uzaklaştığımız geleneklerimiz, hayat meşgalesinin zorlukları bizi yalnızlaştırıyor desek yalan olmaz. İşte tam bu noktada birlik ve dayanışmaya, sivil toplum kuruluşlarımıza daha çok sarılmaya ihtiyaç duyuyoruz.
Ülkemizin birçok ilinde büyük bir yıkıma sebep olan deprem, özümüzde olan dayanışma ruhunu hatırlatarak birlik olma başarımızı da beraberinde getirdi.
6 Şubat günü yataklarımızdan kabusla uyandığımız günden itibaren, verilecek sınavın çok çetin olacağı anlaşılmıştı. Kimimiz evini depremzedelere açtı, kimimiz dernek ve vakıf gönüllüleriyle yaraları sarmaya başladı, kimimiz de elimden ne gelirse diyerek bölgedeki yaraları sarmak için katkı sundu. Sivil Toplumun en güçlü dinamizmi ‘gönüllülük’ işte tam burada eşi benzeri görülmemiş bir ruhla devreye girdi. İşinden gücünden vazgeçen birçok gönüllü, cansiperane bir şekilde depremin yaralarını sarmak için var gücüyle çalıştı.
Bu noktada Kafkas Sivil Toplum Kuruluşlarının ilk dakikadan itibaren deprem bölgesine seferber olması takdire şayandı. Büyüğünden küçüğüne, bireysel gönüllülerden, topluca hareket eden kurumsal olmayan yapılara, hepsine çok teşekkür ediyorum. Gözlerimizle şahit olduk ki tüm kurumlarımız, tüm gönüllülerimiz çok güzel işler başardılar, çok önemli yardımlar yaptılar. Ve daha önemlisi yapmaya da devam edecekler. Bundan sonra yapılacak yardımlarla ilgili projeler üretmeye, depremin tüm yaraları sarılana kadar bölgede faaliyet göstermeye ant içmiş gibiyiz. Bu zor süreçten yüz akıyla çıkmak için ellerinden tüm kurumlarımızın elinden geleni yapmaya çalıştığına şahidim. Elbette tüm sivil toplum kuruluşlarımızın yaptığı güzel işleri tek tek saymak ve topluma anlatmak gerekir. Bu konu başka yazının konusu olsun. Biz ortaya koyduğumuz kardeşlik ruhundan bahsedelim.
Bu yardım sürecinde, deprem bölgesinde çalışmaları yerinde takip eden hem gönüllü hem çalışan birisi olarak, depremin yıkımından çok insanların birlikteliği beni derinden etkiledi. Birlik olmanın, dayanışma ruhu içinde çalışmanın ne kadar gurur verici bir duygu olduğunu gözlemledim. Depremzedelerin her türlü zorlukta bile dik duruşu ve tevazu sahibi oluşu da çok değerliydi. Ayrıca bu süreçte depremzedelerin o ruhunu görünce; Şükrün hayatın en anlamlı düşüncesi ve büyük bir nimeti olduğunu da müşahede etmiş oldum. Hayatta şükredilecek çok nimetler olduğunu bu tarz durumlarda anlıyor insan.
İşte bu şükürlerden birisi de sivil toplum kuruluşlarımızın birlik içinde el ele yaraları nasıl sararız derdine düşmesiydi. İnsanın aidiyet bilincini geliştirdiği, toplum olma, birlik olma ve el ele dayanışma içinde yaşama şuurunu yükselttiği bir atmosferdi.
Tüm bu yaşanan süreç sonrası depremin üzerinden iki ay geçmesiyle beraber; kurumlar olarak buluşalım, deprem sürecini ve yaşananları değerlendirelim ve daha neler yapabiliriz istişare edelim istedik. Aslında bölgede yapılacak meselelerin büyük bir kısmı da bundan sonra başlayacaktı. Şamil Vakfı Başkanı Sn. Cengiz Gül ile yaptığımız görüşme sonrası iftar yemeğinde buluşalım ve akabinde de bir istişare toplantısı yapalım istedik.
30 Mart 2023 tarihinde, Şamil Eğitim ve Kültür Vakfı ve Kafkas Vakfı olarak; Kahramanmaraş merkezli deprem sonrası yaşanan süreci ve yapılacak çalışmaları konu alacak toplantı ve iftar programı organize ettik. Bu programda, kalabalık bir atmosferde, deprem sürecini ve yapılacak yardımları değerlendirme fırsatımız oldu. Göksun Çerkes Kültür Derneği Başkanı Sn. Oktay Oğuz bölgede yaşanılan süreci, yapılan yardımları ve yapılacak işleri çok güzel bir sunumla dile getirdi. Ardından Kayseri Kafkas Derneği Başkanı Nurşah Özyürek de, deprem bölgesine en yakın dernek olmaları hasebiyle depremin ilk gününden beri yaptıkları özverili çalışmalara dile getirdi. Daha sonra sivil toplum kuruluşu yetkililerine söz hakkı verilerek, bölgede yapmak istedikleri projeler hakkında fikirlerini sundular. Toplantı ödül töreni ile samimi ve anlamlı bir atmosferde birlik ve dayanışma mesajları ile sona erdi.
Kurumlarımızın özverili ve gayretli çalışmalarının takdire şayan olduğunu düşünüyorum. Bu zorlu süreçte sivil toplumun hayatın ayrılmaz bir parçası olduğu gerçeği hiç şüphesiz herkes tarafından görüldü. Bu tip toplantıların, ortak çalışma becerilerimizi geliştireceğini ve daha iyi organize olabileceğimiz işler yapacağımız anlamına da geliyor. Zorlukların üstesinden geleceğimizi hatırlatan dayanışma ruhunu bu toplantıda bir kez daha görmüş olduk. Deprem sonrası sergilenen dayanışma örnekleri toplumun özünde olan kardeşliği ve samimiyeti de hiç şüphesiz gözler önüne sermiş oldu.
Davetimize icabet eden tüm STK yetkililerine şükranlarımı sunuyorum.
Katılımcı STK’lar;
Ev sahibi olarak, Şamil Eğitim Kültür Vakfı ve Kafkas Vakfı
Abhaz Dernekleri Federasyonu
Çerkes Dernekleri Federasyonu
Kafkas Dernekleri Federasyonu
Alan Vakfı
Göksun Çerkes Kültür Derneği
İstanbul Abhaz Derneği
İstanbul Çerkes Derneği
İstanbul Dostluk Kulubü
İstanbul Kafkas Kültür Derneği
Kafkas Çeçen Derneği
Kafkas Çerkes Derneği
KafkasDer
Kayseri Kafkas Derneği
Nart Spor
Uzunyayla Kafkas Kültür Derneği