Suriye’deki Kafkasyalı diasporası tarihi vatanlarında kurtuluş arıyor. Abhazya Dışişleri Bakanlığı ve Adıgey Cumhuriyeti başkanı yurttaşlarını kabul etmek istediklerini açıkladılar bile. Bununla birlikte Kafkasyalıların geri dönüşüne Muhaberat (Suriye istihbarat teşkilatı) ciddi şekilde engel oluyor. Beşar Esed de babası Hafız Esed gibi Çerkeslerden destek görüyordu.
Rusya’ya Çerkes sorusu
Suriye’deki tüm Kafkasyalılar geleneksel olarak Çerkes diye adlandırılıyor. Çoğunluğu Osmanlı imparatorluğuna 19. yüzyılda yerleşmiş olanların torunları. Limanların savunmasında görev aldılar, limanların çöküşünden sonra Arap devletlerinin askeri ve polis güçleri içinde yer aldılar. Arap devrimleri kasırgası Orta Doğu’da yaşayan Çerkesleri de yakaladı. Şu anda onların önünde mühim bir sorun var: ölüm veya yaşamı seçmek. Ve şimdi tarihi vatanlarında yardım arıyorlar.
Geçen yılın sonunda Suriyeli Adıgeler Rusya Federasyonu’na başvurdu, Abazalar ise Sohum’a talep gönderdiler. Anavatanlarına Suriye’deki Kabardey ve Balkarlar da başvurdu. Hepsinin gönderdiği mesaj metinleri yaklaşık olarak aynı: Bizi ölümden kurtarın.
Dünya Abhaz-Abazin Halkları Kongresi 29 Aralık’ta Beşar Esed adına bir mektup gönderdi. Tanınmış toplum adamı Beslan Kobahiya tarafından imzalanmış olan mektupta, Çerkeslerin Suriye tarihine katkılarından söz edildi. Sadece askeri alanda değil, günümüz Suriye Çerkesleri arasında çok sayıda doktor, ekonomist, öğretmen, işadamı var. Dünya Abhaz-Abazin Halkları Kongresi Esed’den ‘Çerkeslerin maruz kalacağı bir trajediye izin verilmemesi’ için Suriye devlet başkanı olarak mümkün olan her şeyi yapmasını istedi, buna anavatanlarına dönmeleri için yardımcı olmak da dahil.
Ancak görülen o ki, Esed’in kendisi Çerkeslerden çok da memnun değil. Üstelik anavatanlarına seslenmelerinin ardından muhaberat da bu konuyla ilgilenmeye başladı. Suriye’den alınan bilgilere göre, imza sahiplerine baskı yapılıyor, hain olarak adlandırılıyorlar: “Yönetim bu tür girişimleri affetmiyor. Muhaberatta mektubu imzalayanlardan bazılarının sorgulanmasının ardından çoğu korktu. Bazı Çerkesler gizlenmek zorunda kaldı”.
Galiba, Kafkasya’da yaşayan Suriyeli Çerkesler de ‘gerginleşti’. Haber kaynağının açıkladığına göre, Kabardey-Balkar Başkanı Arsen Kanokov Suriye’den gelen başvuruların incelenme sürecini durdurdu ve ‘bu konuyla ilgili kendisine başka mektup verilmemesini’ istedi.
Durum basit bir ifadeyle, şaşırtıcı. Muhaberat, Esed iktidarının eski taraftarı olan Çerkesleri ‘presliyor’ ve anavatanlarına dönüşüne izin vermiyor. Çerkesler iki ateş arasında kaldı: muhalefet onlara ‘Esed yanlısı’, muhaberat ise potansiyel isyancı gözüyle bakıyor.
Uzmanlar Georgia Times için konuyla ilgili görüşlerini paylaştı:
Beslan Kobahiya, Dünya Abhaz-Abazin Halkları Kongresi başkanı danışmanı:
Suriyeli Kafkasyalıların Esed rejimi destekçisi olduğu, bugünlerde gerçekle örtüşmüyor. Suriye’de durum kökünden değişti. Ancak bu iddiayı destekleyen şeyler de var. Eğer bir Çerkes birine bağlılık yemini yaptıysa buna sadık kalır, ihanet etmez. Bugün Suriyeli Çerkesler bilimde, tıpta, eğitim alanında çalışıyor. Aralarında çok sayıda hukukçu ve ekonomist var. Onlar Suriye toplumun bir parçası. Ülkedeki çatışma ortamı onları Suriye vatandaşı olarak etkiledi. Çerkesleri önemli bir kısmı Esed’i, yine önemli bir kısmı da muhalefeti destekliyor. Bu ülkenin iç siyaseti ile ilgili bir seçim ve hiçbir şekilde etnik aidiyete bağlı değil. Birçoğu Esed’i barış ve istikrarın garantisi olarak görüyor ve onu destekliyor. Birçok Suriyeli Arap da öyle düşünüyor. Arap baharının Suriye varyantı tüm Orta Doğu’yu havaya uçuracak, bu da diğer ülkeleri etkileyecek. Suriye Çerkesleri mülteci olacak ve vatanlarında sığınma aramaya başlayacak. Ancak mülteci ordusu kat kat büyüyecek ve onları kabul eden ülke tamamıyla başka problemlerle karşılaşacak.
Vatanına dönmek isteyen Çerkeslere karşı Suriye yönetiminin olumsuz tavrı olduğunu biliyorum. Mesele, dönmek isteyenlerin bu düşüncelerini tanıdıklarına söylemekten korkmasına kadar varıyor. Bununla birlikte çeşitli kanallardan bize Çerkesler arasında geri dönüş fikrinin çok popüler olduğu geliyor.
Abhazya Dışişleri Bakanlığı birkaç defa konuyu inceledi. Ancak hatırlatmak gerekir ki, Abhazya’nın imkanları kısıtlı. Geri dönüşü organize etmek için Suriye’ye heyet göndermek lazım. Burada Abhazya’nın tanınmamış olması meselesi engel olacak. Problem çok, ancak Abhazya Dışişleri Bakanlığı Suriyeli yurttaşların problemiyle ciddi şekilde ilgileniyor. Salı günü Sohum’da bu konuda bir brifing ve büyük bir yuvarlak masa toplantısı oldu. Dünya Abhaz-Abazin Halkları Kongresi Başkanı Taras Şamba Abhazya yönetimi ile görüşmeyi planlıyor. Dünya Abhaz-Abazin Halkları Kongresi, Rusya’nın yurttaşların geri dönüşüne yardımcı olacağına gönülden inanıyor.
Sergey Demidenko, Stratejik Değerlendirme ve Analiz Enstitüsü uzmanı:
Suriye toplumunda Çerkeslerin statüsü belirleyici değil. Günümüz Suriye’sinde şu anki Irak ve Ürdün’de olduğu gibi Çerkes toplumları yabancı olarak kabul ediliyor. Bu bölgede Çerkeslerin varlığı 19. yüzyılda oluşturuldu. O zamandan beri Çerkesler yabancı olarak kabul ediliyor.
Çerkeslerin Muhaberatın görüş alanına düşmesinde şaşılacak bir şey yok. Öncelikli olarak Suriye Çerkes toplumu sünni. Sünni topluluğunun büyük bölümü Suriye muhalefetinin çekirdeğini oluşturuyor. Sünniler yönetimdeki Alevilere karşı hareket ediyor. Suriye Çerkeslerinin statüsü bir çok açıdan Orta Doğu’daki ve dünya genelindeki Kürtlerin statüsü ile aynı. Onlar etnik planda yabancı element, dini planda istikrarsız element. Bu toplumda radikal İslamcı düşüncelerin kökleştiğini düşünüyorum. Suriye istihbaratı Çerkes toplumunu uzun zaman, güvensizliğinden korkarak kontrol altında tuttu. Tabii ki herhangi bir geri dönüş söz konusu değil.
Eğer Beşar Esed devrilirse veya Suriye meselesine yabancı müdahale olursa, Suriyeli Çerkeslerin bundan sonraki var oluşu meselesi gündeme gelir. Tamamıyla soykırım gibi bir şey olabilir.
Muhaberat şu anda tüm muhalif güçleri etnik ve dini kimliklerine bağlı olmadan bastırıyor. Baltanın altına Sünniler, Çerkesler, Kürtler, Dürziler giriyor. Muhaberat çok kaba ve düz bir çizgi ile hareket ediyor, üstelik halk arasında hoşnutsuzluğu tahrik ediyor. 18 Mart 2011’de Deraa şehrinde öyle oldu. İstihbaratçılar eylemleri ile yerel ihtiyarlara hakaret ettiler. Suriyeli muhabirlerin bir çoğuna göre şöyle diyorlar: “Biz Beşar’ın kendisine karşı değiliz, biz muhaberata karşıyız. Suriye istihbaratı gözlerinin gördüğü herkesi eziyor. Muhaberat Çerkesi, Abazayı ya da başkasını ayırmıyor”.
10 Ocak’ta Georgia Times‘da yayımlanan bu yazı Özlem Güngör tarafından Ajans Kafkas için Türkçeye çevrildi.
Artur Priymak