Devlet Başkanı Dokku Umarov’un konuşmasını kimin hazırladığını anlamak zor değil, tamamen Kremlin’in stratejik programını kopyaladılar, fark sadece İslami terminoloji.
"Ey büyük padişahımız,
Hükümdar Şah İsmail!
Biz düşmanı tanımadık,
Onu ayırt etmeyi öğret bize.
Kılıcı ters tutuyoruz,
İşte o da bizi kesiyor."
Şair Mamed Araz
İçkerya liderlerinin ağzından Kuzey-Kafkasya emirliği veya halifeliğinin kurulması gerektiği iddiaları duyulduğunda, akla hemen, bunu düşmanlarımızın da tekrarlayıp durduğu geliyor: Putin, Patruşev ve hemen hemen tüm Rusya yönetimi, farklı şekillerdeki kuklalardan söz etmiyoruz bile. Savaşan iki tarafın menfaatlerinin korkunç şekilde örtüştüğünü nasıl açıklayabiliriz?
Meselenin ciddiyetinden ve bize yönelik her türlü suçlamayı bir tarafa atmak için, hisleri bir tarafa bırakarak, hakikat dili ile konuşacağız.
Çeçen-İçkerya Cumhuriyeti yönetiminin Kuzey-Kafkasya Emirliği ilan etme niyetinden, ilk kez bu sene 6 Eylülde Oslo’da, Çeçen-İçkerya Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı temsilcileri ve ülkenin sivil faaliyet adamlarının da katıldığı, Bağımsızlık Günü ile ilgili olarak yapılan konferansta haberdar olundu. Konferansa katılanların hemen hepsi haberi, İçkerya’nın bağımsızlık temelini bozacak bir şey olarak kuşkuyla karşıladı.
Bununla ilgili olarak Devlet Başkanı Dokka Umarov’a, konferans üyelerinin imzası ile bir mesaj hazırlanması teklifi getirildi. Katılımcıların bir kısmı böyle bir adımı prensipte doğru ancak zamansız olarak kabul etti, zaten herhangi bir belgesel teyit olmadan sadece niyetten söz edilmişti. Ve işte, Çeçen-İçkerya Cumhuriyeti bağımsızlık taraftarlarının korktuğu oldu.
8 yıldır devam eden ikinci Çeçenya savaşı boyunca Rusya’nın Kuzey Kafkasya’da, orada Hazar’dan Karadeniz’e halifelik (emirlik, imamlık) kurmayı planlayan İslam fundamentalistleri ve uluslararası teröristlerle savaştığı yönündeki Kremlin-Lübyanski yalanlarını dinlemek zorunda kaldık. Batıda Kremlin hileli üsluplu propagandalarına kuşkuyla yaklaşıldı. Ancak şimdi, bu yalanın görülen çizgilere kavuştuğunu, hayata geçirildiğini kendi gözümüzle görüyoruz.
Kremlin-Lübyanski ’emirlik’ projesinin varlığını Çeçenler on yıldan fazla bir süreden beri biliyordu. 1997’de ‘İslam Düzeni’ ofisinde, Çeçen-İçkerya Dışişleri Bakanlığı görevinden kovulmuş olan ve adı geçen örgütün başkanı olan Movladi Udugov, ‘KUZEY KAFKASYA’DA AYRILIKÇI MERKEZLERİN YOK EDİLMESİ İÇİN ÖZEL OPERASYON’ adlı FSB gizli belgesini bizzat okumuştu.
Aslında bu belge Rusya’nın uzun süreli programı ve sadece Çeçenya’ya karşı değil diğer tüm Kafkasya Müslümanlarına karşı yeni ‘haçlılar seferi’ ilan etmeye hazırlanan, Rusya başkanı Putin başkanlığında özel olarak hazırlanan, hayata geçirilmesi gereken bir program. İçkerya medya organları bu belgeyi defalarca iktibas etti ve analiz etti, ama sadece Rusya’nın taktiksel planları hakkındaki ve maalesef artık hayata geçmiş olan bölümü üzerinde duruldu. Şimdi ise stratejik planlar mevzubahis.
Kuzey Kafkasya’da Rusya stratejileri bölümünde özel belge neler sunuyor? Özetliyoruz:
"Dünyanın büyük bölümlerini kapsayan jeopolitik süreçler, iki medeniyet (Hırıstiyanlık ve Müslümanlık) arasındaki çizgiyi oldukça net bir şekilde gösteriyor. Kafkasya bu dünya çatlağında ön hatta bulunuyor ve 21. yüzyılda önemli politik ve askeri meydan savaşlarının yeri oldu. Objektif gerçeklik Katolik-Protestan dünyasını, dünyanın farklı bölgelerinde aktif şekilde ortaya çıkan İslam tehdidi karşısında Rusya ile işbirliğine itiyor.
Bizim problemimiz, Çeçenya. Bizlerin onu potansiyel müttefiklerimiz için problem yapmamız lazım. Görevimiz, kendi devletini kurmayı isteyen, İslam-terör oluşumunun tüm tehlikesini göstermek ve izah etmek. Anlaşılacağı üzere, böyle bir devletin ortaya çıkması ve sağlamlaşması, Transkafkasya ve Orta Asya’yı dolar yayılımına maruz bırakan Batı için de, bu bölgelerde kendi politik varlığını sağlamlaştırması konusunda problem olacaktır. İstikrarsız bölgelere paranın yatırılmayacağı da biliniyor. Öyleyse, Batılı müttefiklerimizden Çeçenya’da durumda istikrar sağlama ve Kuzey Kafkasya’da meydana gelen süreçleri idare konusundaki hareketlerimizi desteklemesini ve anlayış göstermesini bekleme hakkına sahibiz."
Devlet Başkanı D. Umarov’un konuşmasını kimin hazırladığını anlamak zor değil, tamamen Kremlin’in stratejik programını kopyaladılar, fark sadece İslami terminoloji.
Kendiniz karar verin: ‘Radyo Svoboda’daki konuşmasında Dokka Umarov açık bir ifadeyle iki medeniyetin karşı duruşundan, Kuzey Kafkasya emirliği mücahitlerinin düşmanlarının şimdi sadece Rusya değil aynı zamanda ABD, İngiltere, İsrail olduğunu belirtiyor, yani FSB özel belgesinde ifade edildiği gibi tüm Katolik-Hıristiyan dünyası.
Şimdi İslam-terör tehlikesi açık çizgilere kavuştuğuna göre, Katolik-Hıristiyan dünyası sadece benzeri şekilde tepkiyle sorumlu. Ve eğer önceden batının, sessizliği ile Rusya’nın ağır suçlarını görmezden geldiğini söylüyorduysak, artık şimdi aynı batı emirlikçilerin açıklamaları sayesinde, Kremlin’in Rusya’nın güneyindeki İslam-terör oluşumunu (aslında Çeçen halkını) yok etmesi konusundaki politikalarını açıkça desteklemesi konusunda tam özgürlük almış oldu.
Analitiklerin farklı şekilde üzerinde çok tartıştıkları, bazı Çeçen politikacıların gagaladıkları Kremlin’in bir politik oltası daha vardı. 2003 Martında RF Devlet Başkanı Putin şunu ilan etti: "Aslında bizim için Çeçenya’nın formalite statüsü artık öyle önemli bir şey değil. Önemli olan, bu bölgeden hiçbir zaman Rusya tehdidinin gitmemesidir." Putin bu vecize cümleyi sadece batıyı şaşırtmak için değil, aynı zamanda Çeçenya’daki savaştan memnun olmayan Rusya halkına da benzeri şekilde hareket edeceğini söylemek için kullandı. Bu sadece Putin’in gelecek devlet başkanlığı seçimlerinde zafer elde etmesi için ince düşünülmüş bir adımdı.
Şimdi, dört yıl aradan sonra başka bir şey daha oldu, Dokka Umarov’un ifadesiyle, Çeçenya bölgesinden Rusya’ya gerçek tehlike gitmeye başladı. Başka bir ifadeyle ‘Çeçen icracıları Kremlin-Lübyanski siparişini oynayarak geri aldılar’.
Kremlin-Lübyanski planının kesinlikle hayata geçirilmesinin önemli bir sebebi daha var; bu da 2014’de Soçi’de Olimpiyatların yapılması. Ancak ‘Özel operasyonlarda…’ gösterildiği üzere, ‘istikrarın olmadığı bölgelere para yatırılmıyor’. Bu cümle, Hazar’dan Karadeniz’e tüm Kuzey Kafkasya’da Olimpiyatlardan önce sessizlik ve sükûnet olması, yani yüzde 100 istikrar olması gerektiğinden başka bir şey ifade etmiyor. Ve bunun için Kremlin, daha doğrusu Putin paraya acımaz. Askeri yolla elde edilmesi mümkün olmayan amaç, para ile elde edilecek, eğer son para da yardımcı olmazsa, o zaman büyük paralar devreye girer. Maalesef Kremlin’in böyle büyük parası da var ve Putin de kendi malı gibi kullanıyor.
Sonraki cephe… Her savaş barış ile son buluyor. Barış şartları müzakere masasında uluslararası gözlemcilerin hazır bulunması ile imzalanıyor. Şimdiyse, Dokka Umarov’un açıklaması, gözle görülür gelecekte kimsenin yapmayacağı, Rus-Çeçen müzakerelerinin yürütülmesi için her türlü hukuk zeminini yok ediyor. Uluslararası gözlemciler de farazi müzakerelerde olamazlar, çünkü Kuzey-Kafkasya emirliği emiri tüm dünya toplumlarına savaş ilan etti. Tüm bunlardan çıkan sonuç felaket olacak…
Galiba burada, Avrupa ülkelerine sığınmayı isteyen Çeçen mültecilerin ne kadar problemle karşılaşacağından söz etmek gereksiz olur. Bu konuda kesinlikle inanıyorum ki, Çeçenlerden hiçbiri Müslüman ülkesi denilen yerlere hatta, emirlikçilerimizin Kuzey-Kafkasya emirliğinin kurulmasında ilan ettikleri müttefiklerine koşmayacaklardır. Tek bir basit nedenden dolayı, bu müttefikler gerçekte yok, yakın bir gelecekte de görülmeyecekler.
Çeçen mülteciler konusuna devam ederek belirtmek gerekir ki, Çeçenya bölgesinde emirlik kurulması hakkındaki açıklama, ne olursa olsun Çeçen mültecilere Avrupa topluluğuna giden yolu kapatmak isteyen Avrupalı bürokratlar ve göç hizmetleri bürokratlarına sağlam bir zemin oluşturacak. Şu veya bu Avrupa ülkesinin kendilerini kabul etmesi için Çeçenya’dan gelen mültecilerin ne kadar güç harcaması gerekeceği kendiliğinden anlaşılıyor.
Umudun en son öldüğü söyleniyor… Çeçenler, son ana kadar devlet başkanı Dokka Umarov’un kendisinde güç ve kahramanlık bulacağını ve itibarını düşüren etrafındakilerden kurtulacağını, Çeçen halkı ile mücahitlerine bu kadar zararı dokunacak kararı resmi olarak ilan etmemesini umuyor. Bu hiç değilse, aralarında kendi ailesi, yakınları, asker arkadaşları ve son ana kadar insanlığın anavatanı Kuzey Kafkasya’nın ayrılmaz parçası İçkerya’nın bağımsızlık ve özgürlüğü için vasiyette bulunmuş yöneticilerinin de aralarında olduğu ölen 250 bin kişi ve işkence edilenler adına yapılmalı. ÖZ/FT
Emektar Çeçen gazeteci Mayirbek Taramov bu yazıyı Ajans Kafkas için kaleme aldı.
Mayirbek Taramov