Radio Free Europa/Radio Liberty Kafkasya analist ve editörü Liz Fuller Çeçenya’da dün gece ve bugün yaşanan çatışmaları sıcağı sıcağına yorumladı.
Başkentte Basın Evi olarak adlandırılan yerel medya binası Çeçen direnişçilerle girişilen çatışma sonrası yangın yerine döndü.
Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Boris Yeltsin’in ‘anayasal düzeni tesis etmek’ maksadıyla Rus güvenlik güçlerini Çeçenya’ya gönderişinin üzerinden neredeyse 20 yıl geçmişken, Çeçen direnişçiler Grozni’de (Caharkale) devasa bir operasyona imza attılar.
Rus haber ajansları en az yedi direnişçinin şehir merkezinde yer alan Çeçenya Camiinin hemen yanında bulunan trafik polislerine ateş açarak geçtikleri merkezi basın binasında kendilerine barikat kurarken beşinin öldürüldüğünü söyledi. Direnişçi haber ajansı Kavkaz Center’ın ismini vermediği bir kaynaktan aktardığı bilgilere göre ise ölü ve yaralı sayısı daha fazla.
YouTube'a yüklenen iki dakikalık bir videoda çatışmalarda kimliği belirlenemeyen bir kişi ‘çok sayıda’ savaşçının birçok araç ve zırhlı birliği tahrip ettiğini ve yanlarında taşıyamayacakları kadar silah ele geçirdiklerini söyledi. Kavkazki Uzel web sitesi de daha sonra kendilerine ulaşan bir sms mesajından hareketle söylentilere göre şehre 400 direnişçi girdiğini yazdı.
Konuşmacı, intihar eyleminin Çeçen direniş cephesi komutanlarından Emir Hamzat'ın (Aslan Butukayev) kumandası altında, Çeçen kadınların başkan Ramzan Kadirov'a bağlı güvenlik güçlerince tartaklanarak onurunun zedelenmesine misilleme olarak gerçekleştirildiğini söyledi. Konuşmacı, grubun 2007’de Kafkasya Emirliği’ni ilan eden Doku Umarov’un ardından bir sene önce seçilen Avar din alimi Ebu Muhammed’e (Aliashab Kebekov) sadakatle bağlı olduğunu söyledi.
Kadirov instagrama düşen bir gönderisinde basın merkezini hedef alan saldırının püskürtülerek binadaki altı savaşçının öldürüldüğünü söyledi. Yerel saat ile saat 09:00'da ise Çeçen bir güvenlik görevlisi basın merkezini geri almaya yönelik operasyonun son aşamaya geldiğini söyledi.
Yaklaşık 19 dakika sonra Ulusal Terörle Mücadele Komitesi, bina içerisinde yer alan tüm savaşçıların öldürüldüğünü, ancak sayıyı tam olarak bilmediklerini bildirdi.
Kadirov ilk önce çatışmaların şehrin diğer alanlarına yayıldığı iddialarını “kesinlikle doğru değil” diyerek yalanladı. Birkaç saat sonra, her nasılsa ikinci bir grubun şehrin okullarından birinde ablukaya alındığını söyledi.
Kadirov aynı zamanda saldırganların Çeçenya dışında gelebileceğini söyledi. Çeçenya’daki direniş kolunun artık büyük ölçekli saldırılar gerçekleştirebilecek kapasite olmadığını iddia etti.
Grozni’deki güvenlik çalışanları, savaşçıların başkentin güney batısındaki Urus Martan’dan geldiklerini belirttiler. Polis kıyafeti giydiklerini iddia ettikleri saldırganların üç taksiyi alıkoyduklarını, şoförleri etkisiz hale getirdiklerini ve daha sonra araçları Grozni’ye sürdüklerini belirttiler.
Çeçen direnişçiler, Ekim 2010’da da aynı taktiğe başvurmuşlardı. Üç savaşçı bir taksiyi parlamento binasına sürmüştü. Hedeflerinde bir hakimin kan davası güttükleri koruması vardı. İçlerinden biri aniden ortalığı karıştırmak için kendisini ortaya atarken, diğer ikisi binaya girip Parlamento Başkanı Duhvaha Abdurahmanov dahil tüm vekilleri rehin almıştı.
2010 saldırısı yakın bir yoldaşının gözlemiyle “soğukkanlılığını, ormanda düşmanlar tarafından kuşatıldığı, hiçbir kaçış imkanı görülmeyen durumlarda dahi kaybetmeyen” deneyimli savaşçı Aslambek Vadalov tarafından planlandı. 4 Aralık operasyonu da Vadalov’un elinin altından çıktığı izlenimi veriyor.
Eğer yüzlerce savaşçının Grozni’de bulunduğu yönündeki tahminler aşağı yukarı doğruysa, şu soruyla karşılaşıyoruz : Kafkasya Emirliği savaşçılarının Soçi Kış Olimpiyatlarını hedef alma yönündeki acziyetini tüm bu olanlardan sonra onların zayıflığına mı yoracağız? Yoksa bu saldırı için mi hazırlanıyorlardı?
Ve bu “özel gün” Vadalov’un yakın komutanlarından Makran Saidov’un aylar önce iddia ettiği gibi Çeçen direniş cephesinin hazırlandığını gün müydü?
Liz Fuller