Olimpiyat öncesi terör 

29 ve 30 Aralık’ta 24 saatten kısa bir süre içinde Volgograd’da iki ayrı terör eylemi meydana geldi. Radio Svoboda’dan Lübov Çikova ve Aleksandr Gostev Volgograd patlamalarıyla ilgili uzmanların görüşlerini aldı.

 

Siyaset bilimci Dmitri Oreşkin, patlamaların yaklaşan Soçi Olimpiyatlarına bağlı olduğuna inanıyor: Olimpiyatlarla bağlantısı açık. Buradan, patlamaların kime yönelik olduğu anlaşılıyor. Birincisi, dünya toplumuna Putin’in güvenlik modelinin Soçi’deki Olimpiyatlara gelecekler insanları koruyamayacağı mesajını vermek; ikincisi, toplumu korkutmak, savunmasız olduğunu hissettirmek. Güvenlik güçleri başarısızlıklarını sergilerken, karşı taraf kendilerini kurban vermeye hazır olduklarını gösteriyor.

 

Devlet bundan sonra nasıl hareket edecek?

 

Bence, burada rasyonelliği gözlemlemek çok önemli. İnsanların yaşadığı tüm kayıpları, zararı ve korkuyu bilerek, önlerine bilinçli olarak alternatif konulduğunu anlaması lazım. Bu düzmece alternatif şöyle: Güvenlik birimleri yetkilerinin ve kaynaklarının yetersiz olduğunu, terörle mücadele etmek için ellerinin bağlı olduğunu söylüyorlar. Bunu kendi tecrübesine dayanarak, halkın total kontrolünde maksimum sertlikten yana olan Kadirov söylüyor. Bu kandırmaca. Çeçenya’da da hala eylemler oluyor.

 

Doku Umarov bir kaç yıl önce, Kafkasya dışında ve sivillere yönelik eylemler gerçekleştirmeyeceklerini açıkladı. Olimpiyatlar öncesinde bu karardan çeşitli sebeplerle vazgeçtiğini bildirdi. Uçakların, trenlerin, metro istasyonlarının patlatıldığı döneme geri döndük.

 

Diğer taraftan, bilindiği üzere silovikler ek yetkiler talep edecek. Burada onlara çok basit bir soru. Bu meseleyi çözmeye karar verdiğinizde, size ayrılan kaynak hacmini ve kısıtlamaları anladınız mı? Anladınız. Kabul ettiniz ve beceriksiz olduğunuz için çözemediniz.

 

Agentura’dan gazeteci Andrey Soldatov, Volgograd’daki eylemleri engelleyemeyen Rusya özel istihbarat hizmeti çalışmalarının ciddi bir reforma ihtiyacı olduğunu düşünüyor:

 

Söz konusu eylemler serisi elbette panik havası yaratıyor. Yerel yönetimler etkin olacak önlemlerden ziyade popülist önlemlere sarılıyor. Örneğin destek milis güç seferberliği. Tüm bunlar umutsuzluktan başvurulan adımlar, sonuçlarıysa belirsiz ve genelde etkisiz.

 

Mesele şu ki, Rusya özel birimleri, özellikle antiterör birliği 2000’li yılların ortasında reform sürecinden geçti. Onların görevi 2005’de Nalçik’te olduğu gibi şehirlerde büyük direnişçi gruplarının ortaya çıkmasına engel olmak. Bunun için sistem ertelendi. Özel merkezler, terör komisyonları ortaya çıktı. Tüm bunlar, eğer bir şey zaten olmuşsa güç koordinasyonuna yardımcı oluyor. Ancak o zaman direnişçiler de taktiklerini, yapılarını değiştirdi. Büyük gruplar olarak var olmayı bıraktılar. Direnişçilerin şu anda kullandıkları eylem yönetimiyle güvenlik birimlerinin mücadele yöntemleri birbirine uymuyor. Buradaki en büyük problem, farklı birlik, departman ve hizmetler arasındaki bilgi alışverişi. Bu sorun tamamıyla çözülmüş değil. Çünkü güven eksikliği var. İnsanlar Çeçenya FSB idaresinden gelen bilgilere çok güvenmiyor, İnguşetya FSB idaresinden gelen bilgilere çok güvenmiyor. Diğer bir başka problem de, biz halen, bölgesel istihbarat idarelerinin halen Stalin döneminde kurulmuş yapı ve prensip üzerine olduğu bir ülkede yaşıyoruz. O zamanlar, bölgesel içişleri halk komiserliği idareleri kuruldu. Ve bu hantal yapılar günümüze kadar çok büyük değişiklikler olmadan geldi. Bunun kesinlikle günümüz tehditlerine uygun olmadığı açık.

 

Karnegi araştırma merkezinden Aleksey Malaşenko, Volgograd terör eylemleri arkasında kimin olabileceği ve istihbarat birimlerinin yeni patlamalara engel olabilme potansiyelini değerlendirdi:

 

Yaşananlar son derece üzücü. Volgograd’da ilk otobüs patlaması olduğunda, bunu ayrı bir konu olarak ele almak istedim. Bir kadın, anormal bir kadın, anlaşılmaz bir biçimde kendisini havaya uçurdu. Eğer böyle devam ederse, olimpiyat öncesi sistemli bir terör dalgasıyla karşı karşıya olduğumuz anlamına gelecektir demiştim. Şimdi bu varsayım iki olayla desteklendi. Olayların Volgograd bölgesinde olması dikkat çekiyor. İkinci dikkat çekici özellik ulaştırma araçlarının hedef alınması. Birileri, taşıtların en hassas nokta olduğuna karar verdi. Muhtemelen Olimpiyatlar öncesinde herkesin aklında bu düşünce yer edecek.

 

Neden Volgograd?

 

Bırakalım FSB’ciler ve diğer sorumlular çözsün. Bu konuda sonu gelmeyen spekülasyonlarda bulunmak mümkün, ama cevabını bilmiyoruz. Volgograd’da aktif müslümanların oluşu, bir kesişme noktası olması, etnik gerilimlerin yüksek olduğu bir yer olması etken olabilir. Ancak bu hiç bir şey ifade etmiyor. Bunu hepimiz her yönden görüyoruz. Şimdi artık soru üzüntü verici geçmiş değil, üzüntü veren gelecekle ilgili.

 

Evvela, kim olduğunu bilmek iyi olurdu. Yeni bir örgüt mü yoksa uyuyan örgütün uyanışı mı? Ya da gerçekten yarım akıllı insanlar mı? Hiç de öyle bir işe benzemiyor. Belli ki bir şebeke var. Onu tespit etmek lazım. Daha başka nerede olacak? Bu, cevabı beklenmeyen, ama merak uyandırması istenilen soru.

 

Tüm güç Olimpiyatlar etrafında ve ona yakın olanlar çevresinde yoğunlaşacak. Bazı alanlar ise açık kalacak. Yakında FSB’nin bazı potansiyel teröristleri zararsız hale getirdiğini duymaya başlayacağız. Bu gerçek de olabilir, ama insanlar yine de kendilerini güçsüz hissediyorlar.

AjansKafkas