8 Mart 2015’de, Balkarların Orta Asya’ya sürgün edilmesi trajedisinin anıldığı mitingde Balkar Halkı İhtiyarlar Heyeti liderlerinden İsmail Sabançiyev bir konuşma yaptı. Emekli polis memuru katılımcılara, Balkarların yüzde 60’nın bu faciada yaşamını yitirdiğini anlattı.
Kürsüden ayrılmadan hemen önce de Kabardey-Balkar’da yapılan gen araştırmaları sonucuna göre Kabardeylerin yüzde 40’ının Balkar kökenli olduğunu ve ülkedeki nüfus bazlı kadro politikasını buna göre değiştirmek gerektiğini söyledi.
Bilge ihtiyarın sözlerinde kasıt aramayacağız, böyle düşünüyorsa demek ki bunda samimi ve halklar arasındaki dostluk ve aile bağlarını bir kez daha doğruluyor. Fakat dürüst olmak gerekirse bahsettiği oranları hesaplama şekli gizemli görünüyor.
İhtiyar herhalde açıkça yalan söyleyecek değildir, samimi olarak ülkedeki ilişkilerin düzenlenmesini ve herkes için müreffeh yaşam şartlarının oluşturulmasını istiyordur. Bu yüzden konuyla ilgili olarak cevaben bizim düşüncelerimizi paylaşmak isterim.
1991’de küresel çapta bir olay yaşandı; dünyanın en geniş topraklara yayılan oluşumu SSCB yıkıldı. Yasal varisi ve halefi Rusya Federasyonu oldu. SSCB de Rusya imparatorluğunun mirasçısıydı. Bizim küçük vatanımız neredeyse son 200 yıldır bu devletin bir parçası. Daha yüksek perdeden vurgulanan yaygın kanaate inanacak olursak neredeyse 500 yıldır memleketimiz Rusya devleti içinde.
Kabardey-Balkar Cumhuriyeti tarihi oldukça dramatik ve oldukça iyi biliniyor. Maalesef aynı zamanda çok sayıda efsane ve spekülasyonla dolu. Bir nesil bu efsanelerle büyüdü. Bu efsanelere dayanarak tezler savunuluyor ve akademik dereceler alınıyor. Fakat gerçeğe sadece seçilmişlerin ulaşabildiği devir sonsuza kadar kapandı. Artık arayan herkes bölgenin geçmişindeki inanılmaz çarpıtmaları buluyor.
Son bir kaç yüzyıl boyunca vatanımız hakkında net bir şekilde tek bir isim kullanıldığından başlayalım: Kabarda (Kabardey). Bu ismin ortaya çıkışıyla ilgili görüşler çeşitli, ancak nihayetinde olanlar belli. Kabarda tarih sahnesinde Rusya ile karşılaştığında ve onun yapısına girdiğinde bu ismi taşıyordu.
İktidarı elinde tutan Rus yöneticilerin yerel isimler veya tercihler konusunda zihinlerini çok yormadıkları, belgelerde telaffuzu daha kolay yer isimlerini kullandıkları açıktı. Kabarda, Rus belgelerine bu isimle girdi ve bu isimle kaldı. Bölgenin tasvirlerinde nüfusun çok etnili yapısının her zaman altı çizildi.
Burada hep çok sayıda halk yaşadı, ama yerlileri daima yerini korudu: Çerkesler, veya kendilerini adlandırdıkları isimleri ile Adıgeler. Onlarla birlikte şu anda kendilerini Balkar olarak adlandıran 5 dağ topluluğu (Taulu; Ciraşt ya da Digor; Altıkesek ve Tapanta Abazaları; Greben Kazakları) ve Kabarda’yı kendileri için vatan sayan çok sayıda diğer halklar da burada yaşıyor.
Problem başka şekilde ortaya çıktı. Evvela kolonyalizm, daha sonra da hala çeşitli ulusal karakterli çatışmalar ve karışıklık olarak geri dönüşleri olan Stalin’in halkları parçalama politikası. Önce Kabardey Çerkesleri vatanlarının adıyla (Kabardey) çağrıldı. Daha sonra beş dağ toplumu (Taulu-Bezengi, Hulam, Çegem, Balkar, Uruspi) bu topluluklardan birinin adı ile adlandırıldı ve kendi etnik grupları Karaçaylardan tamamen koparıldı.
Kalanları için de zahmet çekmediler, katiplere kolay geldiği şekilde yazdılar. Ardından halkların bu adlandırmaları 1917-1922 devrim oluşumlarındaki sefahat alemi ile sabitlendi. Sonuçta Kabardey-Balkar Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti (KBASSR) adıyla saçma bir bölge tanımı tevarüs ettik. 1991’de de bölge Kabardey-Balkar Cumhuriyeti adını aldı.
Sağduyulu bakış açısıyla, bölgenin sabitlenen ismi halkların gerçek temsilini yansıtmıyor. Rusya Bilimler Akademisine göre Adıgelerin bir diğer adı Çerkes. Cumhuriyet isimlerinde Çerkeslerin kendilerine verdikleri ad temel alınarak “Adıgey” kullanılsa bile tarihi adalete cevap vermiyor ve bazı komşularımızın haklarını kısıtlıyor.
Yukarıda ifade edilenlerin tümüne bağlı olarak, bölgeye tarihi adı Kabarda’nın verilmesi hem tarihi, hem kültürel hem de dilbilim açısından doğru olur. Kabarda: Orada yaşayanların tümünün cumhuriyeti, Adıge, Taulu, Ciraşt, Kazak ve diğerlerinin.
Tarihi saçmalıklar dışında, bazen şu anki bölge adına kendi törensel uydurmaları sıkıştırmaya çalışan üst düzey misafirlerin filolojik gaflarını izlemek de oldukça komik. “Kabardey-Balkarlar”, “Kabardey-Balkar çok uluslu halkı”, “Kabardeyler ve Balkarlar”…. Gaf listesini uzatmak mümkün. Ancak bu laflar sürekli tekrarlanıyor ve bir çok insanı rahatsız ediyor.
Bu, adı yanlış anlama olayı, aslında zorlama kelimeler zincirini beraberinde getirdi. Bilinen çizgi film kahramanının dediği gibi “yanlış arılar yanlış bal yapıyor”. Artık buna son vermek gerekmez mi?
Eğer vatanımıza kendi tarihi “Kabarda” adı verilirse bir başka mesele daha ortadan kalkar. O zaman “Kabardeyli” tanımlaması gerçek anlamını yansıtacak. Kabardeyli, nüfusun belirli bir kesimini değil, hangi milletten olursa olsun cumhuriyette yaşayan herkesi tanımlayacak. Böylece Kabardeyli, Moskovalı, Tambovlu, Kubanlı gibi kelimelerin ifade ettiği anlamı taşıyacak.
Artık bölgeye tarihi adının iadesi ile ilgili ulusal inisiyatif lazım. Yani şu durumda İsmail Sabançiyev’in düzensizlikle ilgili hatırlatması, düzensizliğin yanlış hesaplamadan değil, yanlış adlandırmadan kaynaklandığı olarak anlaşılmalı. Konuyla ilgili tarihi belge aranacak olursa, galiba Kuzey Kafkasya’da başvuruda bulunabilecek daha fazla belgeye sahip başka bir bölge yoktur.
Aslan Beşto, Kabardey Kongresi Başkanı
Kaynak: Natpressru
Çeviri: Ajans Kafkas
Aslan Beşto