Gürcistan, Çerkes soykırımını tanıma kartından sonra bu kez Kafkasyalılara vize muafiyeti getirdi. Amaç Rusya’ya tokat atmak.
Abhazya’nın Gal sınırından Gürcistan’a girmek niyetindeyim, Tiflis’teki Türkiye Büyükelçisi Ertan Tezgör’ü arıyorum, telaşla uyarıyor: “Sakın gelme. Üç gün tutuklu kalırsın, 8 bin dolar da ceza ödersin.” Dönüyorum. Bir yıl sonra bu kez Tiflis Havaalanı’ndayım. Türklere vize yok, önümdeki kuyruk hızla eriyor. Memur pasaportumda Abhazya’nın Rusya sınırındaki Adler-Psou gümrüğünde vurulmuş damgaları görüyor. Duraksıyor, hemen telefona sarılıyor, bir görüşme yapıyor, ardından bir görüşme daha. Yukarıdan talimat bekliyor, 10-15 dakika sonra telefon çalıyor ve sorgusuz sualsiz giriş damgasını vuruyor. Şükür gazeteciyim, Gürcistan’ın müttefiki Türkiye’den geliyorum ve Tiflis’te devletin finansörlüğünde bir konferansa Amerikan ‘Jamestown Foundation’ tarafından davetliyim. Aksi halde Tezgör’ün vaat ettiği ceza vaki olacak. Gürcistan’dan izinsiz Abhazya ve Güney Osetya’ya gidenlere kesilen cezalar, Ağustos 2008 savaşından beri daha da kallavi. Ağustosta Gürcü İçişleri Bakanlığı, Abhazya ve Güney Osetya’yı atfen ‘İşgal Edilmiş Bölgeler Kanunu’na eklenen ‘Kanunsuz Devlet Sınırını Geçme’ maddesi gereğince 2-4 yıl hapis cezası kesildiğini duyurdu.
‘Amerikan projesi’
Çok geçmeden Gürcistan tek taraflı kararla 13 Ekim’den itibaren Rusya Federasyonu’na bağlı Kuzey Kafkasya cumhuriyetleri için vizeleri kaldırdı. Adıgey, Çeçenya, Dağıstan, İnguşetya, Kabardey-Balkar, Karaçay-Çerkes ve Kuzey Osetyalılar vizesiz 90 gün boyunca Gürcistan’da kalabilecek. Ama doğrudan kardeş iki cumhuriyete yani Abhazya ve Güney Osetya’ya gidenler yine hapsi boylayacak. Gürcü lider Mihail Saakaşvili, eylülde BM Genel Kurulu’nda iddialı bir laf etti; vizeleri kaldırmaktaki amacının Kafkasya Birliği’ni sağlamak olduğunu söyledi.
Serbest dolaşım, Tiflis’in bu yıl Kafkasyalılara, hassaten Çerkeslere yaptığı ikinci ‘kur’. İlki martta, 1864 Büyük Çerkes Sürgünü’nün ‘soykırım’ olarak tanınmasına yönelik Tiflis’teki konferanstı. Gel gör ki Çerkesler, Gürcistan’ın Abhaz ve Osetlere yönelik ‘küçük emperyalist’ rolü yüzünden buna tav olmadı. Tanınma kartıyla amaç, Rusya’dan cephede alınamayan intikamı psikolojik sahalarda almaktı. Çerkeslerse, buna fazla prim vermedi. Gerçi internetteki tartışmalar, Çerkes duruşundaki Gürcü karşıtlığının pörsüdüğüne de işaret ediyor. ‘Soykırım’ tasarısı, aylardır süründüğü parlamento koridorlarında kaybolmazsa belki Tiflis, Çerkeslerin bir kısmını safına çekebilir. Kuşkusuz vize için Moskova’ya uçmadan Gürcistan’a gitmek isteyenler memnun. Ama tartışmanın siyasi boyutu baskın çıkıyor. Adıgey’de Tahtamıkuay Adıge Khase’nin başkanı İlyas Soobtsokov’un vizelerle ilgili ‘Amerikan projesi’ sözü genel bir tepkiyi yansıtıyor.
Çeçenlerin tutumu farklı
Tabii Kafkasya, Çerkeslerden de ibaret değil. Bağımsızlık yanlısı Çeçenler, Rus karşıtlığında Gürcistan’la aynı telden çalıyor. Çeçenler 1992-1993’te Gürcülere karşı Abhazların safında savaşmalarından dolayı nedamet getirdiklerinden beri bu böyle. Çeçen figürler artık Tiflis’te hürmet görüyor. Bu açıdan Çeçenler, Çerkesya’ya giremeyen Gürcistan için Kafkasya surunda açılmış bir gedik. Nitekim ‘Çeçen-İçkerya Başbakanı’ sıfatıyla Londra’da yaşayan Ahmet Zakayev, bu ittifakı, 2008’de G. Osetya’ya saldırıda Tiflis’e arka çıkacak kadar ileri götürebildi. Haliyle Saakaşvili’nin yeni hamlesi daha çok Çerkeslerin gönlünü çelmeye yönelik. Çeçenler zaten Pankisi’den Gürcistan’a özgürce girebiliyor. Orası özellikle savaşçılar için dinlenme vadisi. Vadinin sakinleri de Çeçenlerle aynı etnik kaptan gelen Kistinler. Gürcistan istese de Çeçenlerin Kistinlere konuk olmasına engel olamaz.
Rus tepki ise şöyle: “Kışkırtma. Gürcistan’ın derdi, Kafkasya’da istikrarsızlığı körüklemek. Arkasındaki güç ise ABD.” Mişa’nın Kafkas Birliği’ne gelince; bununla Kafkasya’dan ziyade diaspora ilgili. Gürcistan’la birlikte ‘Bağımsız Birleşik Kafkasya’ reçetesini yazan aydınlar yok değil. Ama bırakın Oset ve Abhaz’ı, Svan ve Megrel kimliğini bile ‘Gürcü şövenizmi’yle ezen politikadan şaşmayan Gürcistan’la birlik mümkün mü? Zor. Politika değişmedikçe serbest dolaşımın Çerkesleri götürebileceği fazla bir yer yok.
Soykırım lobisi
‘Çerkes soykırımı’ meselesi Çerkesler için ‘kol kırılır yen içinde kalır’ gibi bir şeydi. Tarihi Çerkesya’nın düştüğü Soçi’de 2014 Olimpiyatlarının planlanmasıyla Çerkeslerin kendi trajedilerine yönelik tutumları da değişti. 2014’ün gölgesinde soykırımın tanınması çabaları arttı. Uluslararası Çerkes Konseyi, ekim başında önce Tiflis, ardından Talinin ve Brüksel’de ‘soykırımın’ tanınması için lobi yürüttü. Tiflis’e ‘soykırımın’ tanınacağı vaadini hatırlatan Çerkesler, Estonyalı vekillere de Kafkasya’nın mevcut durumunu anlatıp meselenin AB koridorlarına taşınması için yardım istedi. Çerkesler Brüksel’de de Estonyalı parlamenter Indrek Tarand’ın yardımıyla Avrupa Parlamentosu’nun insan hakları alt komitesi üyeleriyle görüştü.
RADİKAL
http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=1024754&Yazar=FEHİM TAŞTEKİN&Date=21.10.2010&CategoryID=100
FEHİM TAŞTEKİN