Stalin’in yıkamadığı Yusupoviç’i evlat acısı yıktı

Kuzey Osetya’da 1992’deki Oset-İnguş çatışmasının ardından evlerinden olan Prigorodnili İnguşların geri dönüşleri ve mültecilerin kötü yaşam koşulları son aylarda gündemden düşmezken Apiam.narod.ru sitesi Stalin sürgününü yaşamış bir İnguş’un bitmeyen dramına parmak bastı.

Adı Ahmed Yusupoviç Pogorov. 1929’da Çeçen-İçkerya ASSR’in Prigorodnıi bölgesindeki Moçki-Yurt (şimdiki Çermen) köyünde doğdu. Ahmed Yusupoviç henüz genç bir delikanlıyken halkıyla birlikte 1944’de Kazakistan’a sürüldü. Okumak yerine aşırı soğuk ve sıcakta kolhozlarda çalışmak zorunda kaldı. Kendisi belki böylece açlıktan korundu, ama anne ve babası aynı şeylere dayanamadı: Onlar Kazakistan’da, Moçki-Yurt’daki evlerine geri dönemeden yaşama veda etti. Kazakistan’da evlenip yuva kurmuştu. 1957’de dönüşe yeşil ışık yakılmasıyla ailesiyle vatanına döndü. Ama diğer İnguşlar gibi kendi köylerine yerleşmesine izin verilmedi, uzun süren mücadelelerinin ardından Prigorodnıi bölgesinin Mayski köyünde ikamet hakkı aldı. Ahmed Yusupoviç yeni yerinde ev yaptı, sekiz çocuk yetiştirdi. Ailesini doyurabilmek ve para kazanabilmek için de sıklıkla sezon işçisi olarak sürgün yıllarından bildiği Kazakistan’a gitti.

Her zaman ailesi ile beraber sürüldüğü ve anne babasını defnettiği köyde iş bulup çalıştı. Böylece anne ve babasının mezarını da ziyaret etme ve gençlik arkadaşlarıyla karşılaşma imkânı buluyordu. 70’li yılların ortalarında artık sezon işçiliğine son verse de SSCB 1991’de dağılıncaya kadar her yıl ailesinin kabrini ziyareti ihmal etmedi. Hayat standardı her geçen gün düşerken Yusupoviç’in evinde fakirlik büyüdü. Büyük çocuklar aileden ayrıldı. Yusupoviç ve eşi Madina Muhtarovna’nın yanında bir tek küçük kızları Ayşat kaldı. O da müziğe pek meraklıydı ve el sanatlarıyla ilgileniyordu. Oset-İnguş çatışmasının patlak verdiği 1992 yılı gelip çattığında Mayski köyü olup bitenlerden fazla zarar görmemişti. Ahmet Yusupoviç’in başını çektiği köylüler federal güçlerle erken temasa geçip ateşin Mayski’ye sıçramasını önleyebilmişti. Ama sonradan buraya mülteci akını olunca iş değişti. Nüfus üçe, dörde katlanırken sıkıntılar baş gösterdi. Mayski’de herkesi etkileyen sıkıntılar derinleşirken bu kez Ahmed Yusupoviç’in ocağına başka bir ateş düştü. 24 Kasım 2007’de Vladikavkaz-Mozdok yolu üzerinde, köy yakınlarında küçük kızı Ayşat, Vladikavkaz’daki 3724 nolu askeri birliğe ait BTR zırhlı aracı tarafından ezildi. Üç aydır soruşturma devam ediyor ve Vladikavkaz askeri savcılığı suçu ölen Ayşat’a yıkarak dosyayı kapatmaya çalışıyor. Nice badirelerin üstesinden gelmiş Ahmed Yusupoviç ise kendini hayata bağlamış ve şimdi yitirdiği kızı için sadece adalet istiyor, ne intikam ne de tazminat. ÖZ/FT