Nalçik/Ajans Kafkas – Kabardey-Balkar Cumhuriyeti’nin başkenti Nalçik’te 21 Mayıs 1864 sürgününü anma etkinlikleri öncesinde Rus işgaliyle gelen trajediler ve bugüne yansımaları bir konferansta tartışıldı.
18 Mayıs’ta ‘Trajik 21 Mayıs tarihinin Çerkes dünyası için anlamı’ başlığıyla düzenlenen konferansta konuşan Adıge (Çerkes) sivil toplum örgütü temsilcileri ve aydınlar en önemli iki sorun olarak diasporadaki Adıgelerin anavatanla buluşması ve Kafkasya’da üç cumhuriyete bölünmüş Adıgelerin birleşmesini gündeme getirildi.
Tarihçi Sufyan Jemuhov, sürgünler nedeniyle 19. yüzyılın sonunda sadece Çerkes halkının yüzde 10’unun tarihi vatanında kaldığını hatırlatarak “Çerkeslerin büyük çoğunluğu 1763-1864 Rus-Kafkas savaşlarının sonucunda göç etmek zorunda kaldı. Osmanlı hükümeti göçmenleri sınırlara ve o zaman dağılmakta olan imparatorlukta meydana gelen anlaşmazlıklarda kullanmak üzere daha istikrarsız bölgelere yerleştirdi. Çerkesler Balkanlara yerleştirildi” dedi.
Jemuhov Çarlık Rusya’sının ardından Sovyetler döneminde yaşanan sürece ilişkin de şu değerlendirmeyi yaptı:
“Sovyet yönetimi Çerkeslere milli özerk bölgelerini kurma imkanı verdi ancak Çerkesler kendi aralarında idari birimlere ayrılmış oldular, farlı statülere sahip oldular, kendi aralarında sınırları olmadığı gibi daha farklı halklarla birleştirildiler. Sonuç olarak 2002 sayımına göre Rusya’da nüfusu 700 bini bulan Çerkesler, Kabardey-Balkar, Karaçay-Çerkes ve Adıgey Cumhuriyeti olmak üzere üç ayrı özerk bölgeye ayrılmış oldu.”
Çerkes dünyasının birleştirilmesi ve yurtlarından sürülenlerin anavatanlarına geri dönüşünü “iki önemli milli mesele” diye niteleyen Jemuhov, bu sorunların Dünya Çerkes Birliği’nin kurulmasına neden olduğunu ve birliğin geçen yedi kongresinde bu problemlerin tartışıldığını belirterek “Çerkes hareketi her iki jeopolitik meseleyi sadece Rusya Federasyonu hükümeti ile ortak çözebileceği anlayışına ulaştı; Bu Rusya’nın Çerkes bölgeleri gibi diaspora tarafından da kabul edildi” dedi. Çerkes dünyasının uzun süredir istikrarlı olduğunu ve bu sürecin tersine dönmesini beklemediklerini kaydeden Jemuhov, “Çerkes dünyasının gelişimi konusundaki önemli şart, Rusya’nın Çerkeslere yönelik münasebetidir. Bununla ilgili olarak Rusya’nın son on yıldır Çerkes dünyasına yönelik pozitif ve işbirliğine yönelik ilişkileri umut verici” diye konuştu.
Kabardey-Balkar Çerkes Kongresi Başkanı Ruslan Keşev de konferansta Çerkes soykırımının tanınması konusundaki tarihi süreçleri anlattı. Keşev şu bilgileri verdi:
“7 Şubat 1992’de Kabardey-Balkar Cumhuriyeti Yüksek Konseyi, Rusya-Kafkasya savaşında Çerkeslerin soykırıma maruz kalışının kınanması konusunda bir karar aldı. Kararda Adıgelerin savaşta zorla tarihi vatanlarından Osmanlı İmparatorluğu’na sürülüşünün soykırım olarak kabul edilmesi gerektiğinin yanı sıra Rusya Federasyonu Yüksek Konseyi’ne bu meselenin görüşülmesi, diasporadaki vatandaşlara çifte vatandaşlık verilmesi konusunda başvuruda bulunulması ifade edildi. 1994’de Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin, Rus-Kafkas savaşlarının bitişinin 130. yıldönümünde Kafkasya halklarına hitaben bir mesaj yayınladı ve geçmişten Rusya’ya ulaşan problemlerin uluslararası norm ve müzakere yollarına uygun olarak çözülmesi gerektiğini belirtti. 1996’da Rusya Devlet Duma’sı, Adıgey Devlet Başkanı ile Adıgey Parlamentosu’nun Çerkes soykırımının kabul edilmesi ve diasporadakilerin tarihi vatanlarına dönmesine yardımcı olunması konusundaki başvurusunu incelenmek üzere kabul etti. 1997’de BM Çerkes halkının durumuyla ilgili bir karar aldı. Kararda Rusya Federasyonu’nun Çerkeslere çifte vatandaşlık vermesi gerektiği ifade edildi. 2005’de Çerkes Kongresi’nin Duma’ya Çerkes soykırımının kabul edilmesi yönünde göndermiş olduğu mektuba Adıgelerin İkinci Dünya Savaşı döneminde soykırıma maruz kalmadığı cevabı geldi. Bu cevap saçmaydı.”
Son zamanlarda Rusya yönetiminin Çerkes meselesine yaklaşımıyla ilgili bazı ilerlemeler olduğunu belirten Keşev, bu çerçevede Moskova’nın Abhazya’yı tanıması örneğini verdi. Keşev bu gelişmelerin Çerkes halkının en önemli problemi olan kendi tarihi vatanında birleşme meselesinin çözümüne götüreceği umudunu dile getirdi.
Abhaz Gönüllüler Birliği Başkanı Aleksey Bekşokov da, Çerkes halkının nüfus sayımının yapılması gerektiğini vurguladı. Bekşokov “Dünyada yaklaşık ya 3 ya da 7 milyon Çerkes yaşıyor. Gündemde Adıge halkının nüfus sayımının yapılması meselesi var. Bu bir görevdir. Bu konuda bize öncelikli olarak yaşadığımız ülke Rusya ve yurttaşlarımızın yaşamakta olduğu ülkeler, AB ve sivil örgütler yardımcı olabilir” dedi.
Bekşokov ayrıca Lazarevsk kasabasında Rus-Kafkas savaşında Şapsuğ birliğinin öncüsü Kazbiç Şeretloko’nun anıtının dikilmesini ve 2012’de Nalçik’te tüm dünyadan Çerkeslerin katılımıyla spor olimpiyatlarının yapılmasını önerdi. KU/ÖZ/FT