MERSİN – Atlılar, Kafkasya kökenli vatandaşların kurduğu bir Çerkez köyü. Mersin il merkezine 45 dakika, Adana’dansa 1.5 saat mesafede, şehir gürültüsünden uzakta, sadece büyük ve küçükbaş hayvanların seslerinin duyulabildiği ‘tipik’ bir yayla köyü burası. Köyü farklı kılan, ortalama yaşam süresi 90 olması!Kapılarını çalan herkesi tanrı misafiri kabul edip ağırladıklarını anlatan muhtar Bahri Yıldırım, konuklarını da şaşırtan bu durumu iklime ve yediklerine bağlıyor: “Biz şehirlerin marketlerinde satılan konserveleri, katkı maddeli yoğurt ve sütleri tüketmeyiz. Halkın tamamı sebze ve meyvesini kendi üretir. Bi de buralar yazın serin, kışın da karlı geçer. Soğuk hava da insanın dinç kalmasını sağlıyor. Hiç kimse kimseyle kavga etmez, strese girmez, tam tersi birbirlerinin sorunlarına ortak olur. Bütün bunlar uzun ömürlü olmak için yetiyor” dedi.
Aoana’nın sahil kenti Karataş’ın balıkçısı, 102 yaşındaki Nedim Ünver de yıllara meydan okuyor. Üç kez evlenen üçüncü eşini de yitirince yalnız yaşamaya başlayan Ünver, 12 yaşında Suriye’den Türkiye’ye gelmiş. Ünver, Türkçe dışında Arapça, Rumca ve Kürtçeyi su gibi konuşuyor. Hayatı boyunca hiç doktora gitmeyen Ünver, uzun yaşamak isteyenlere temiz hava alıp doğal gıda yemelerini, içki ve sigaradansa uzak durmalarını önerdi.
Bazı dağ köyleri ve sahil kentlerinde ortalama ömrün daha uzun olduğunu söyleyen Prof. Dr. Tamer Tetiker’e göre işin sırrı, hormonsuz gıda, bol oksijen, et, süt ve yoğurdun katkısız tüketilmesi, ayrıca hayvancılık ve tarıma bağlı bol hareket. Tetiker, “Ama Atlılar’da genetiğin de etkili olduğunu düşünüyorum. Çünkü, Kafkaslar’da yaşayanlar ortalama ömürleri en uzun kişiler” dedi.
Kaynak: Radikal, 25/01/2009