Kuzey Kafkasya’da dinini yaşayan Müslümanlara yapılan baskı bu yıl ciddi şekilde arttı. Dağıstan, İnguşetya ve Kabardey-Balkar gibi Kafkas bölgelerinde gittikçe daha çok dindar Müslüman ya kayboluyor ya da kaçırılıyor.
Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) Direktörü Nikolay Patruşev Dağıstan’ın başkenti Mahaçkale’de 6 Haziran’da düzenlenen bir konferansta radikal İslam’ın Kuzey Kafkasya’da geleneksel İslami inançları yok ettiği konusunda endişelerini aktarmıştı. Aynı konferansta Patruşev gittikçe daha çok Kafkas Müslüman’ın dini eğitim için yurtdışına gittiğini belirtmişti. Patruşev şöyle diyordu: “Geçen on yılda binlerce genç adam yurt dışındaki dini okullarda eğitim aldı. Bunlardan bazıları geleneksel Rus dini değerlerine yabancı olan fikirlerin aktif propagandacısı oldular.” (Interfax, 6 Haziran).
Patruşev’in konuşması Kuzey Kafkasya’daki güvenlik birimlerine Kafkasya’nın dindar Müslümanlarına karşı takibatları ve gözaltına almaları sıklaştırmaları için verilmiş bir sinyaldi. Bölgedeki cami imamları bu olayda etkin bir rol oynuyorlar. İmamlar camiye çok sık gelenleri ya da namaz kılış şekilleri diğerlerinden ayrılan kişilerin adlarını polise ve FSB’ye ihbar ediyor. Sufi Müslümanlar ile diğerlerinin namaz kılış şekilleri arasında farklılıklar var (Rus yetkililer Sufiliği Vehhabilik ve İslami köktenciliğe göre daha az tehlikeli olarak görüyorlar). Kafkasya’da Sufi bir Müslüman’ın öğle namazı sıradan bir Müslüman’ınkinden biraz daha uzun sürer. Eğer bir adam öğle namazını düzenli olarak cemaatin geri kalanından önce bitirip camiyi terk ederse bu onun Sufilik değil de Selefilik veya Vehhabilik taraftarı olduğu anlamına gelebilir. Şu noktayı da unutmamak gerekir ki Müslümanların çoğunun namazı Kuzey Kafkasya Sufilerinki kadar uzun değildir; bu yüzden bir adamın camiyi diğerlerinden daha erken terk etmesi onun Selefi ya da Vehhabi olduğu anlamına gelmeyebilir.
Sufiliğin baskın olduğu Dağıstan, İnguşetya ve Çeçenya gibi Kafkas bölgelerindeki tüm camilerin imamları öğle namazı bitmeden camiyi terk eden herkesi polise ve FSB’ye ihbar etmeleri konusunda özel talimat alıyorlar. İmamın ihbar ettiği kişilerin yakalanması ya da kaçırılması Kafkasya’da yaygın olan bir durum. Geçen yılın sonunda Mahaçkale’de yerel bir cami imamıyla namazın nasıl kılınması konusunda tartışan bir genç adam polis tarafından yakalandı ve sonraki gün ölü olarak bulundu. İnsan Hakları Hareketi Başkanı Lev Ponomarev’e göre bu yıl Dağıstan’da Nisan-Mayıs arası dönemde tamamı dinini yaşayan genç Müslümanlardan oluşan 18 kişi kaçırıldı.
Sık sık camiye giden bir Müslüman da şüpheli olarak görülebiliyor. Geçen iki yıl polis sabah namazı vaktinde Mahaçkale’de bir kaç camiye baskın düzenledi. Güvenlik birimlerine göre ancak gerçek bir Müslüman sabahı erken saatinde camiye gider ve onlar için tüm gerçek Müslümanlar birer potansiyel direnişçidir.
Dindar Müslüman avı İnguşetya’da da devam ediyor. Ingushetiya.ru sitesinin haberine göre İnguşetya İçişleri Bakanı Musa Medov polis yetkilileriyle yaptığı bir toplantıda öğle nazmını erken bitirenlerin adlarının yer aldığı listenin İnguşetya Diyanet İşleri Başkanlığı’yla birlikte hazırlandığını söyledi. Medov listede adı yer alanların Vehhabi olduğunu ve ortanda kaldırılmaları gerektiğini belirtmiş.
İnguş köyü Sagopşi’den Gelayev kardeşler, namazı “yanlış şekilde” kılanları ortandan kaldırma kampanyasının ilk kurbanları. 27 Eylül günü Said Gelayev ve Ruslan Gelayev evlerini basan bir grup özel güvenlik timi tarafından öldürüldü. Polis yetkililerine göre Gelayev kardeşler kendilerine karşı koydu ve ateş ettiler; fakat İnguş Parlamentosu İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Bamatgiri Mankiyev, Kommersant gazetesine verdiği demeçte polisin kardeşleri uyurken öldürdüğünü söyledi. Mankiyev’e göre Gelayevlerin öldürülmesinin tek sebebi kara listede olmalarıydı (Kommersant, 28 Eylül).
“Şüpheli Müslüman” avı bazen öyle mantıksız bir şekil alıyor ki sağlıklı bir hayat süren genç erkeler de bu avın kurbanı olabiliyor. Çeçen gazeteci Ruslan Sultanbekov’un Jamestown’a anlattığına göre Çeçenya’da bir arkadaşı sırf sigara ve alkol kullanmadığı için yakalanmış ve Vehhabilikle suçlanmıştı. Kabardey-Balkar, Karaçay-Çerkes ve Adıgey gibi hemen hemen hiç Sufinin olmadığı ve Kuzey Kafkasya’nın doğu yakasına oranla İslam’ın derinlere kök salmadığı Kuzey Kafkasya’nın batı yakasında namaz kılmak ile açıktan camiye gitmek dışında hiçbir şey yapmayan Müslümanlar kara listeye alınabiliyor. Yaklaşık bir yıllık görece bir rahatlık döneminden sonra Kuzey Kafkasya’nın batı kesimlerinde dindar Müslümanlara yapılan baskı tekrar şiddetlendi. İnsan Hakları Hareketi’ne göre geçtiğimiz yaz bir çok dindar Müslüman Karaçay-Çerkes’in organize suçla mücadele ekipleri tarafından yakalandı. İnsan Hakları savunucuları göz altına alınan Müslümanlara yöneltilen tüm suçlamaların uydurma olduğunu ve tek amacın mümkün olduğunca çok Müslüman’ı uzun süreliğine hapse atarak 2014 Soçi Kış Olimpiyat Oyunları öncesinde bölgeyi güvenli hale getirmek olduğunu belirtiyorlar. (Karaçay-Çerkes Soçi’nin sınır komşusu).
Kabardey-Balkar’da ise çok daha kötü gelişmeler oluyor; çünkü dindar Müslümanlar göz altına alınmakla kalmıyor çoğu zaman kaçırılıyor ve iz bırakmadan ortadan kayboluyor. 26 Eylül’de Daymokh web sitesi Kabardey-Balkar’da dindar olarak tanınan iki Müslüman genç işadamının ortadan kaybolduğunu bildirdi.
Bu baskınların amacı açık; dindar Müslümanları yakalayarak güvenlik güçleri potansiyel direnişçileri ve direniş sempatizanlarını etkisizleştirmeğe çalışıyor. Bununla birlikte FSB başkanlığının bile bu baskınların işe yaracağından tam emin değil. Etkin mücadele yöntemlerinin yokluğu FSB’yi genç Müslümanlara karşı kararsız uygulamalara başvurmaya zorluyor. AD/FT (Ajans Kafkas)
Kaynak: Weekly, October 4, 2007—Volume VIII, Issue 38
Çeviri: Ajans Kafkas
Andrei Smirnov